Dünya Ekonomisi
Eyvah, Çin dumpinge başladı!
Çin’in yıllık ihracatının yaklaşık 560 milyar dolarlık kısmı yeni pazarlar aramak zorunda kalabilir. Bu durum, küresel ekonomi için ciddi dalgalanmalara yol açabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ve Asya ekonomileri, Çin'den gelen düşük maliyetli ürünlerin artışıyla büyük baskı altına girmiş durumda.

Çin İhracatındaki Yön Değişimi Küresel Ekonomileri Sarsıyor: 560 Milyar Dolarlık Tehdit
Çin’in yıllık ihracatının yaklaşık 560 milyar dolarlık kısmı yeni pazarlar aramak zorunda kalabilir. Bu durum, küresel ekonomi için ciddi dalgalanmalara yol açabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ve Asya ekonomileri, Çin’den gelen düşük maliyetli ürünlerin artışıyla büyük baskı altına girmiş durumda.
Nomura: Çin İthalat Payı ile Yerel Üretim Birebir İlişkili
Nomura ekonomistleri, Çin’in ihracat payının 45 ülkedeki yerel sanayi üretimiyle nasıl ilişkili olduğunu detaylı ürün düzeyinde inceledi. Bulgulara göre, Çin’den ithalat oranı keskin şekilde artan ülkelerde, imalat sektöründeki büyüme ciddi şekilde yavaşladı ve enflasyon baskıları önemli ölçüde zayıfladı.
Çin, Küresel İmalat Savaşında Yeni Pazarlar Peşinde
1990’lardan bu yana düşük işgücü maliyeti, teknoloji transferi ve yoğun doğrudan yabancı yatırım (FDI) sayesinde Çin, “dünyanın fabrikası” haline geldi. 2000’li yıllarda ABD tüketicisini ucuz ve kaliteli ürünlerle beslemeye başlayan Çin, 2017’de ABD’nin petrol dışı ithalatında %25’e kadar paya ulaştı. Ancak Trump döneminde başlatılan ve Biden ile devam eden ticaret savaşı, bu oranı 2024 itibarıyla %16’ya kadar düşürdü.
Buna rağmen Çin’in küresel mal ihracatındaki payı %15 civarında sabit kaldı. Bu durum, Çin’in ABD’deki kayıplarını başka pazarlarla telafi ettiğini gösteriyor.
ABD Kaybı, Dünya Kazancı mı? Çin Ürünleri Her Yerde
2017-2024 döneminde, Çin’in ABD’ye ihracatı %21 artarak 524 milyar dolara çıkarken, diğer ülkelere ihracatı %67 artışla 1.2 trilyon dolara yükseldi. Bu büyümenin yaklaşık 100 milyar dolarlık kısmı, Çin ürünlerinin Meksika ve ASEAN ülkeleri üzerinden ABD’ye dolaylı ihracatla gerçekleşti. Bu yöntem, ABD tarifelerinin etrafından dolaşmak için kullanılıyor.
Nomura’ya göre, doğrudan ve dolaylı ABD ihracatlarının yarısı, ayrıca AB, Birleşik Krallık, Kanada ve Japonya’ya yapılan ihracatın dörtte biri risk altında. Bu da Çin’in 560 milyar dolarlık ihracatının yön değiştirmesi gerekebileceği anlamına geliyor.
Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Tehlike Çanları Çalıyor
Uygun fiyatlı Çin ürünlerinin gelişmekte olan ülke pazarlarına ani girişi yerel üreticiler üzerinde yıkıcı etkiler yaratabilir. İlk etapta, bu firmalar pazar payını korumak için fiyat düşürebilir, ancak bu durum kâr marjlarının erimesine, işten çıkarmalara ve yatırım kesintilerine yol açar. Uzun vadede pek çok firma faaliyetlerini durdurmak zorunda kalabilir.
Makro düzeyde ise bu gelişmeler:
Ticaret açığının artması,
Enflasyonun düşmesi veya deflasyon riski,
Kamu maliyesinde açıkların büyümesi gibi sonuçlara yol açabilir.
Ticaret Duvarları Yükseliyor, Ama Yetersiz Kalabilir
Çin’e karşı daha yüksek gümrük vergileri getirmek teorik olarak çözüm gibi görünse de, bu her ülke için uygulanabilir bir seçenek değil. Zira Çin, birçok ülkenin en büyük ticaret ortağı ve kritik altyapı yatırımları için önemli bir FDI kaynağı.
Güneydoğu Asya ve Meksika, Şimdilik Avantajlı Ama Risk Altında
Vietnam, Bangladeş, Kamboçya gibi ülkeler Çin’in ABD’ye dolaylı ihracatında üretim üssü rolü üstlenerek bazı faydalar sağladı. Ancak ABD yönetimi bu dolaylı ihracat rotalarını kapatmak için harekete geçti. Bazı ülkelere karşı %49’a varan karşılıklı gümrük tarifeleri uygulanması gündemde.
Bu gelişme, bu ülkeleri doğrudan Çin ile rekabet etmek zorunda bırakabilir ve ekonomik kırılganlıklarını artırabilir.
Kaynak: Nomura Araştırma