Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Dövizde kalmanın dayanılmaz maliyeti

15 Nisan 2025

Erdoğan, İmamoğlu’nun tutuklanmasını emrederek tarihi bir hata yaptı ve büyük miktarda siyasi sermaye kaybetti.  O günden bu yana yapılan anketlerde, AKP CHP’nin gerisinde kalırken, katılımcıların %60-65’i İmamoğlu’nun hileli yolla ekarte edilmesine tepki gösteriyorlar. Erdoğan’ın siyasi hatası, saatli el bombasını da TCMB’nin kucağına bıraktı.  O günden bu yana TCMB net rezervleri takriben $40 milyar daraldı. Yabancı yatırımcıların çoğu “bu ülkede yatırım filan yapılmaz” deyip soluğu başka Gelişmekte Olan Piyasalarda (GOP) alırken, yerleşikler de haklı olarak “bu işin sonu nereye varacak bilinmez” paniğiyle dövize koştu.

Bundan önceki makalelerini okuduysanız, ya da linkteki videoyu seyrederseniz, politika konusunda ne denli karamsar olduğumu görürsünüz. Erdoğan şimdilik İstanbul  Büyükşehir Belediyesi ve CHP’ye kayyum atama planlarını askıya aldı, ama sokaklardaki öfke yatışır yatışmaz, uygulamaya koyacak. Malum, “turbun büyüğü heybede”, yakında dananın kuyruğu kopacak, vesaire, vesaire. O zaman bu dövize kaçış devam eder mi; ve Türkiye yine bir sabah döviz krizine mi uyanacak sorularına cevap arayalım.

Bu makale 3 kısımdan oluşuyor. Öncelikle, dövize kaçışın diğer nedenlerini de anlatayım. İkincisi, politik riskin mudi davranışları üzerindeki etkisini bir tartalım. Son olarak da Perşembe günü TCMB’nin alacağı faiz kararı hakkında tahmin yapıp, döviz-TL tercihini nasıl etkileyeceğini masaya yatıralım.

Türkiye aslında bir değil, dört şok birden yaşadı. İmamoğlu’nun tevkif edildiği günden bu yana-tesadüf bu ya- Gelişen Piyasalar’dan da fon kaçışı başladı:

Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) raporuna göre, gelişmekte olan piyasalarda sabit getirili menkul kıymetler ve hisse senetleri kalemlerinde toplamda 17,1 milyar ABD doları tutarında net yabancı çıkışı kaydedildi.

Bu, Donald Trump’ın Kasım ayında ABD başkanlık seçimini kazanmasından bu yana ilk kez girişlerin negatife dönmesi ve Ağustos 2023’ten bu yana görülen en büyük aylık sermaye çıkışı anlamına geliyor. Hisse senetlerinden 12,4 milyar dolar çıkış yaşanırken, bu miktarın neredeyse dörtte üçü Çin hisselerinden kaynaklandı.

Tahvil piyasasındaki kayıplar da büyük ölçüde Çin sabit getirili menkul kıymet piyasasından gelen 6,7 milyar dolarlık çıkışla oluştu. Bu çıkış, başka gelişmekte olan piyasalara giren 1,9 milyar dolarlık tahvil yatırımı akışını fazlasıyla dengeledi”. Bloomberg’in linkteki haberine göre, Nisan’da da GOP’tan para kaçışı sürdü.

İkinci şok, Nuray Babacan’ın Gaye Erkan’ın Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin başına getirileceği duyumuydu. Gaye Erkan’ı biraz tanıyanlar, Mehmet Şimşek’in postunun tehlikeye düşeceğini sezerek, biraz daha döviz aldı. Son darbeyi ise SPK vurdu. Sadece O/N ve TLREF varlıklara yatırım yapmak amacıyla kurulan  Para Piyasası Fonları’na (PPF) net varlıklarının %10’u kadar devlet tahvili tutma yükümlülüğü ihdas etti. Bu fonlarda  $40 milyar biriktiren yatırımcı bir sabah uyandı ki, zararda. Küfrederek, PPF’nın yarısını satıp, önemli miktarını dövize plase etti.

Ticaret Savaşında yaşanacak yeni şoklar her gün GOP’u daha da sarsabilir, ama artık bize etkisi olmaz. Yabancı fonların çoğu kaçtı zaten. Türkiye Ticaret Savaşı kavgasını saha kenarında seyrettiği için, bu tür şokların bizde dövize kaçış davranışı tetiklemesi de zor.  Gaye Erkan Yatırım Ofisi’nin başına atanmadı.  Mehmet Şimşek’in pozisyonunun tehlikede olduğuna dair en ufak bir duyum bile yok. Devlet tahvili getirileri zirve yapmışken bunları alıp portföylerine koyan PPF’ler şimdi kar yazıp, yeniden yatırımcı cezbedecek.

 

Bireyseller açısından dövizde kalmanın dayanılmaz bir maliyeti var. Dün, gazeteler mevduat faizinin %50’ye fırladığını yazdı. Dövizin getirisi sıfır, TL’de aylık getiri %4 civarında. Politikadaki belirsizlik bu dev getiri makasına rağmen vatandaşı dövizde tutabilir mi?  Eğer sokak gösterilerine şiddet karışırsa EVET, ama ben Erdoğan’ın bunların doğal olarak yatışmasını bekleyeceğini düşünüyorum. Yukarda da arzettim, Erdoğan şoklar yatışıncaya kadar CHP’ye karşı da güven bozucu bir hamle yapmaz. Özetle, politik risk sürse de, yeni zirveler yapmasına daha zaman var. Üstelik, önümüz de yaz. TCMB bu krizde net $40  milyar FX rezerv kaybetse de, yaz aylarında mevsimsel cari fazlalar sayesinde yine kasasını doldurup kuru istediği gibi yönlendirebilecek. Yani, en azından turistlerin evlerine döndüğü Kasım’a kadar bireysellerden gelecek talebin döviz şoku yaratması nerdeyse imkansız gibi.

Ve geldik son bölüme:  TCMB Perşembe ne yapacak ve niye önemli?  Anketlere göre, TCMB faizleri sabit tutacak. Bu karar TL’ye dönüşü teşvik eder. Halk arasında Aralık’taki prematüre faiz indirimi kararının arkasında Erdoğan’ın olduğu görüşü yaygın. Perşembe TCMB faiz indirirse, yine nas günlerine döndüğümüz algısını kırmak imkansız olur.  Belki vatandaş daha fazla döviz almaz, ama eldekini tutar, kışın bir kriz için zemin oluşur.  Ama, TCMB’nin faizleri sabit tutması, Erdoğan’ın artık bu konuyla ilgilenmediği algısını doğurur ki, TL’ye dönüşü başlatır. Değerli Meslektaşım ve HSBC Portföy Baş Ekonomisti İbrahim Aksoy daha da cesur bir tahminde bulundu dün:

“TCMB verilerini kullanarak yaptığımız hesaplamalar swaplar için düzeltilmiş net rezervlerin Çarşamba günü düşmeye devam ettiğine işaret ediyor. Swaplar için düzeltilmiş net rezervlerin (kamunun TCMB’deki döviz mevduatları hariç) Çarşamba günü 1.5 milyar dolar daha düşerek 12.7 milyar dolara gerilediğini hesaplıyoruz. TCMB faiz kararını Perşembe günü 14:00’da açıklayacak. HSBC Portföy Yönetimi olarak rezervlerdeki azalma hızı nedeniyle Para Politikası Kurulu’nu (PPK) haftalık repo ihale faizini 2.5 puan artışla %45.00’a, gecelik borç verme faizini ise %48.50’ye yükseltebileceğini öngörüyoruz”.

Katılmıyorum, çünkü faizleri yükseltmek zaten Şubat-Mart verilerine göre ivme kaybeden ekonomide sığ da olsa bir resesyona yol açar. Erdoğan ise halkın bu denli öfkeli olduğu bir ortamda resesyon istemez. Ama, Aksoy haklıysa, sıcak paranın da kaçtığı hızla sisteme geri döndüğünü görürüz.

“Aptal başın cezasını ayaklar çeker” derle ya, TCMB de “ayak durumunda”.  Bakalım ne yöne gidecek adımları.

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları