Döviz
İşte o bankanın analizi: Dolar düşmeye devam ediyor!
Sun Tzu, “Düşmanı yenme fırsatı, düşmanın kendisi tarafından sağlanır.” der. Trump’ın küresel ticaret politikalarında yarattığı belirsizlik ABD dolarına değer kaybettirirken, altını güçlendirmeye devam ediyor.

- Sun Tzu, “Düşmanı yenme fırsatı, düşmanın kendisi tarafından sağlanır.” der. Uzun yıllar boyunca küresel finans sisteminin tartışmasız hâkimi olan dolar, bugünlerde kendi iç çelişkileriyle oldukça zayıf bir seyir izliyor. Uzun bir süredir, doların adeta ‘silah’ olarak kullanılmasından yorulan pek çok ülkenin rezerv çeşitlendirmesine yönelmesinin yanı sıra, artan jeopolitik belirsizlikler karşısında artan altın talebi ile ‘krala’ karşı bir meydan okumanın zeminini zaten yavaş da olsa hazırlanmıştı.
- Sun Tzu’nun savaş stratejilerinde söylediği gibi: Rakibin zaafı, fırsat yaratır. Belki de bu kez, doların tahtı onun kendi eliyle sarsılıyor. Trump’ın başkanlık dönemindeki en tartışmalı politikalarından biri olan tarifeler, özellikle Çin ile olan ticaret savaşında etkilerini göstermeye devam ediyor. Son dönemde, Trump’ın tarifelere yönelik yaklaşımı, sadece küresel piyasalarda değil, kendi hükûmetinin içinde de derin ayrılıkların yaşanmasına sebep olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, Trump’ın ticaret danışmanı Navarro ve Tesla CEO’su Musk arasında derin görüş ayrılıkları yaşandığını okuyoruz. Tesla satışlarında yaşanan keskin düşüş sonrası, Trump’ın yanından bir an bile ayırmadığı Musk bile tarifelerin üreticiler üzerinde maliyetleri artırarak olumsuz etkiler yarattığını ve (Tesla’nın) küresel rekabet gücünü zayıflattığını dile getirdi. Tesla’nın hisse değerinin son dört ayda yarı yarıya düştüğü düşünülürse, ticaret politikalarının öngörülemezliğinin yatırımcı güvenini sarstığını ve sürdürülebilir olmadığını açık bir şekilde gösteriyor.
- Trump’ın küresel ticaret politikalarında yarattığı belirsizlik, ABD dolarını ya da manşetten gidersek ‘kralı’ sarsmaya başladığını çok açık bir şekilde söylememiz gerekiyor! Trump’ın uygulamaya koyduğu karşılıklı gümrük tarifeleri sonrası doların değeri, önde gelen altı para birimine karşı (DXY) hesaplanan endeks bazında 100 seviyesinin altına gerileyerek son iki yılın en düşük seviyesini test etti. Bu düşüş, yalnızca teknik bir seviye kaybı değil; aynı zamanda piyasalarda ABD’nin güvenli liman algısının sorgulanmaya başladığının da açık bir göstergesi olarak okunmalıdır. Daha da basit bir anlatımla, kriz anlarında değer kazanan ve sığınılan güvenli liman dolar ve ABD tahvilleri, bu kez yatırımcıların ‘kaçtığı’ varlıklar olarak ön plana çıktı! Bu durum, uzun süredir dolar bazlı yatırımlarında kur riskini göz ardı eden küresel yatırımcılar için de yeni bir dönemin habercisi olabileceğini düşünüyoruz!
- Reuters’da bir analizde, yatırımcıların hedge (korunma) oranlarını sadece %1 artırmasının bile 320 milyar dolarlık dolar satışına neden olabileceği, bu oranın 10-15 puan artması durumunda ise piyasada trilyonlarca dolarlık dolar satışının gündeme gelebileceğin altı çizilmiş. Özellikle düşük getirili tahvillere yatırım yapan emeklilik ve sigorta fonları gibi büyük oyuncuların ABD pozisyonlarını ya hedge etmeleri ya da tamamen çıkmaları gündeme gelirse, doların değer kaybının daha da artması ve ABD piyasalarının küresel yatırımcılar nezdindeki çekiciliğinin önemli ölçüde azalabileceğini düşünüyoruz.
- Biraz daha açmaya çalışırsam… Bizim sene başında EURO ile ilgili görüşümüz son derece olumsuzdu. Hatta EURO’nun dolar karşısında parite seviyesinin altına geleceğini düşünerek pozisyon alıyorduk. Gelinen noktada, Trump’ın Avrupa ile kavga etmesi ve akabinde Almanya’nın süper harcama paketini devreye sokması ile EURO ayağa kalkarken, geride bıraktığımız hafta, Kral Kaybederse endişe ile EURO son üç yılın en yüksek seviyesi olan 1,14 doların üzerine çıktı! Yatırımcılar, Trump’ın öngörülemez politikaları ve Çin ile tırmanan ticaret savaşı nedeniyle dolardan uzaklaşmaya son sürat devam ederken, ABD’nin para birimi üzerindeki bu güven kaybı, dünyanın güvenli limanı hatta rezerv parasının sorgulanmasına neden oluyor!
ABD 10 Yıllık Hazine Tahvilleri Yükselişte
- ABD Hazine tahvilleri, geride bıraktığımız hafta 2001’den bu yana en sert haftalık yükselişini kaydederken, 10 yıllık hazine tahvil faizleri yalnızca bir hafta içinde 50 baz puan artarak tarihi kriz dönemlerini aratmayacak bir sıçrama kaydetti. Hisse senetlerinde başlayan türbülans tahvil piyasalarına da sıçrayınca, Amerikan uzun vadeli tahvilleri de hırpalandı. 2 ile 30 yıl vadeli tahviller arası fark 100 baz puana kadar açılırken, getiri eğrisi de keskin bir şekilde dikleşti! Trump’ın ticaret savaşlarını tırmandırması ve öngörülemez gümrük tarifeleriyle yatırımcı güvenini zedelemeye başlaması ile bankalar, müşterilerinin likidite taleplerini karşılamak adına tahvil satışına yöneldiklerini anlıyoruz. Hâlbuki Trump, fabrikaların yeniden çalışması ve üretimin ABD’ye kayması için ucuz dolar ve düşük faiz talep ediyordu! Tahvil piyasasında gözlenen bu türden sert dalgalanmaları yalnızca faizlerle değil, güven erozyonu ile alakalı olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. Güvenli liman kavramı keskin bir şekilde değişirken, normalde bu gibi durumlarda sığınılan yegâne liman olan Amerikan tahvilleri, FED’den beklenen faiz indirim ihtimâline rağmen son derece sert satışlara boyun eğdiğinin altını çizmemiz gerekiyor.
- ABD ekonomisi ve ABD Doları güvenilmez bir noktaya doğru sürüklenmeye başlayınca ve geçe hafta ABD’de açıklanan zayıf enflasyon verisi de üzerine tuz biber olunca, yatırımcıların dolar ve ABD tahvillerinden arkasına bakmadan uzaklaşması ile güvenli liman altın son beş yılın en iyi haftasını geçirerek 3,245 dolar seviyesine yükselmek suretiyle tüm zamanların zirvesini test etti. Altın gümüş rasyosuna bakılırsa, gümüş pandemi döneminden bu yana altın karşısında en değersiz hâle gelirken, direnişin parası bitcoin ise bir sonraki paragrafta okuyacağınız teknoloji hisselerinin yardımı ile yeniden 85bin dolar seviyesine yükseldi.
- Apple, üretimini Çin’den ABD’ye kaydırmanın kısa vadede mümkün olmadığını, bunun milyarlarca dolara mal olacağını ve yıllar süreceğini belirtmesi ardından hafta sonu, ABD, Çin’den gelen telefon, bilgisayar ve bazı teknoloji ürünlerine uyguladığı ek vergileri geçici olarak kaldıracağını açıkladı. Koskoca ABD, dünyanın bütün dengesini son haftalarda topyekûn bozarken, Mahfi Hocanın da dediği gibi, (Trump) konuyu hiç çalışmadan yola çıkmış ve demek ki etrafına da kendisi gibi cahil cühelayı toplamış ki hiç uyaran olmamış! Neyse, hafta sonu bir kez daha değişen tarife haberleri ardından Apple ve Dell gibi büyük teknoloji şirketlerinin hisseleri dün geceyi %4 civarında yükselişle tamamladı. Lâkin, Trump’ın bu hafta içinde yurt dışından gelen çipler için yeni vergiler getireceğini açıklaması, tedarik zincirinde kısa süreli bir rahatlama yaratan muafiyetlerin ardından sektör üzerindeki baskının devam edeceğine işaret ediyor. Yaşanan bu “gelgit”in piyasa için büyük belirsizlik kaynağı olduğunu artık herkes kabul etmiş durumda! Hatta, FED yetkilisi Waller tarife hamlelerini “son on yılların en büyük ekonomik şoklarından biri” olarak nitelendirdi.
- Kralı yeterince konuştuğumuzu düşünüyorum, dönelim biraz da Türk mali piyasalarına… Siyasi iklimde geçen ay yaşanan ani değişiklik ardından TL ve TL cinsi varlıkların göreceli olarak zayıf bir performans izlediğini itiraf etmemiz gerekiyor. Avrupa borsalarının dün %3’e yakın yükseliş kaydettiği günde, ya da dünyanın genel hatları ile iyimser bir günü geride bıraktığı dünkü günde, BIST100 endeksi günü sadece %0,45 oranında artışla tamamladı. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %50 seviyesine yükselirken, Hazine’nin dün düzenlediği üç ay vadeli bono ihalesinde bileşik faiz %49,64 oldu.
- Dün TCMB tarafından açıklanan cari işlemler dengesinin Şubat ayında 4,4 milyar dolar açık verdiğini gördük. Yılın ilk iki ayında kaydedilen açık 8,4 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre %50 artış göstererek olumsuz bir tablo ortaya koyduğunu not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin ya da ekonomi yönetiminin kuru tutarak enflasyonu dizginleme stratejisini ivedi bir şekilde gözden geçirerek, ayakları daha yere sağlam basan, üretimi de göz ardı etmeyecek yeni bir ekonomi politikası benimsemesi gerekiyor. Sizlerden ayrı kaldığım son günlerde, Türkiye’de yaptığım temaslarda, işlerin zorlu bir patikada ilerlediğini tecrübe ettim. Şöyle ki, paranın maliyeti yukarıdaki paragraftan da görüleceği üzere artarken, paranın miktarı azalıyor; hatta dönüşüm hızı da (velocity) düşüyor. Enflasyonun bir bacağı talep ise, diğer bacağının da arz eksikliği olduğunu göz ardı etmemiz gerekiyor! Hülâsa, cari işlemler dengesinin de işaret ettiği üzere, TL’deki reel değerlenme yönünde izlenen politikanın dış denge üzerinde olumsuz manada etkili olmaya başladığını alıyoruz! USDTRY kuru 38 seviyesinin etrafında dar bantta son üç haftadır olduğu üzere dün de salınmaya devam etti. TL’nin reel manada yeniden değerlenmeye başladığını not edelim.
- Bu arada, siyasi iklimde yaşanan değişiklik ve Trump politikalarının getirdiği risk off moduna hazırlıksız yakalanan TCMB’nin swap hâriç net yabancı para pozisyonunun son on dört iş gününde (İmamoğlu sonrası) 44 milyar dolardan fazla gerilemesi ardından, 11 Nisan valörlü işlemlerde 2,3 milyar dolar artış göstererek 16,7 milyar dolar seviyesine yükseldiğini görüyoruz (zirve 61 milyar dolar). TCMB’nin net yabancı para pozisyonunda yaşanan iyileşme moral verici bir unsur teşkil etmesi ile CDS risk primi yaklaşık 20 baz puan gerileyerek yeniden 350 baz puan seviyesine geriledi.
- Gözler bu noktada hâliyle Perşembe günü sonuçlanacak TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Anketlerin de işaret ettiği üzere bizler de TCMB’nin politika faizini %42,50 seviyesinde sabit tutacağını düşünüyoruz. Özellikle, TCMB’nin yeniden rezerv biriktirmeye devam etmesi ve manşet rakamın yeniden yükselişe geçmesi durumunda, TCMB’nin üstü örtülü de olsa geçen ay %46 seviyesine yükselttiği koridor stratejisini devam ettireceğini (faiz artırmadan) düşünüyoruz.
ABD ve Asya Borsaları Tedirgin
- ABD borsaları geceyi kazanımlarını koruyamayarak %0,7 yükselişle tamamlarken, risk göstergelerinin de bir miktar gerilediğini not edelim. Korku endeksi VIX Cuma gününe nazaran %18 gerilerken, geçen hafta pandemi dönemine dönen ve 58 dolar seviyesini test eden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı yeni haftaya bir miktar da olsun yükselerek 64 dolar seviyelerinden başladı. ABD ile İran arasında yapıcı görüşmeler olduğu okuyoruz. Henüz somut bir sonuç alınmasa da görüşmelere hafta sonu Roma’da devam edileceğini not edelim. Öte yanda, Çin Devlet Başkanı Xi, Hanoi’de düzenlenen ve iki komünist ülke arasında onlarca iş birliği anlaşmasının imzalandığı törende, ABD tarifelerinin yol açtığı tedarik zinciri aksaklıkları karşısında Vietnam ile ticaret ve tedarik zincirlerinde işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Çin’in küresel anlamda ABD karşıtı bir blok oluşturma çabasına girdiğini gözlemliyoruz.
- Yeni gün başlangıcında Asya borsaları, Trump’ın otomobil tarifelerinde muafiyet sinyali vermesiyle hafif de olsa yükseldi. Toyota ve Denso gibi otomotiv hisseleri öne çıkarken, Tokyo, Şangay ve Tayvan borsalarında %1 civarında tepki alımları görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de ise hafif de olsa kırmızı rengin hâkim olduğun not edelim. ABD 10 yıllık tahvil faizi %4,35 seviyesinde sabit kalırken, dolar ise genele yaygın bir şekilde zayıf seyrini sürdürdü. Güvenli limanlar arasında yer alan İsviçre Frangı, dolar karşısında 0,80 seviyesinin diplerine kadar gelerek son on yılın en güçlü seviyesine imza attı. Trump yönetiminin ilaç ve çip ithalatına %10-25 arasında değişebilecek yeni tarifeler getirmeyi planlaması yönünde haber, tarife savaşlarının yayılması riskini artırırken, FED üyeleri ise bu politikanın resesyon riskini artırdığı uyarısında bulundu. FED vadeli faiz kontratlarına göre, yıl sonuna kadar 85 baz puan faiz indirimi fiyatlarken, altın ise rekor seviyeye yakın kalmaya devam etti.
- Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde Bütçe Dengesi, dışarıda ise Euro bölgesi sanayi üretimi, Almanya ZEW eğilim endeksi ve ABD NY FED imalat endeksi takip edilebilir.
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan değişim
İktisatbank