Döviz
Ali Bilge: ABD-Çin Rekabetinde Yeni Cephe: Rezerv Para Savaşı ve Dijital Yuan’ın Yükselişi
ABD’nin dış ticaret politikaları ve küresel ekonomik dengeler, son yıllarda önemli bir dönüşümden geçiyor. Donald Trump’ın ikinci döneminde yeniden alevlenen gümrük tarifesi savaşları, özellikle Çin’i hedef alırken, aslında tüm dünyayı etkileyen bir korumacılık dalgasının fitilini ateşledi. Ancak bu savaş sadece mallar ve tarifelerle sınırlı değil; perde arkasında çok daha büyük bir mücadele yaşanıyor: rezerv para savaşı.

(21 Nisan 2025 tarihinde Apaçık Radyo’da Ekonomi Politik programında yayınlanmıştır.)
Ömer Madra: Günaydın Ali bey, merhabalar!
Ali Bilge: Merhaba Ömer bey, merhaba Özdeş!
Özdeş Özbay: Merhaba, günaydın!
ABD’nin dış ticaret politikaları ve küresel ekonomik dengeler, son yıllarda önemli bir dönüşümden geçiyor. Donald Trump’ın ikinci döneminde yeniden alevlenen gümrük tarifesi savaşları, özellikle Çin’i hedef alırken, aslında tüm dünyayı etkileyen bir korumacılık dalgasının fitilini ateşledi. Ancak bu savaş sadece mallar ve tarifelerle sınırlı değil; perde arkasında çok daha büyük bir mücadele yaşanıyor: rezerv para savaşı.
Tarihsel Arka Plan: ABD Dış Açıkla Nasıl Yaşıyor?
ABD, 1987’den bu yana sürekli dış ticaret açığı veren bir ülke. 2024 itibarıyla bu açık yaklaşık 918 milyar dolara ulaştı. Bu açığın büyük bir kısmı Çin ile olan ticaretten kaynaklanıyor. Ancak ABD, bu açıkları kendi para birimi olan doların rezerv para konumu sayesinde finanse etmeyi sürdürüyor. Nasıl mı?
ABD, dünya ticaretinin merkezine doları koyarak, yaptığı ithalat karşılığında dolar ödüyor. Bu dolarlar Çin gibi ülkelerde rezerv olarak birikiyor, ardından bu ülkeler ellerindeki dolarlarla ABD tahvili ve bonosu alıyor. Bu döngü sayesinde ABD, bir anlamda kendi açıklarını dünyaya finanse ettiriyor.
Doların İmparatorluğu Sarsılıyor mu?
1945 sonrası dünya ekonomisinde egemen konuma gelen dolar, bugüne dek uluslararası ticaretin ve finans sisteminin temel para birimi oldu. Ancak son 20 yılda, doların küresel döviz rezervlerindeki payı %70’ten %58’e geriledi. Ticaretin sadece %38’i dolar üzerinden yapılıyor. Bu durum, doların tartışmasız hakimiyetinin zayıflamaya başladığını gösteriyor.
Bu gerilemenin arkasında ise Asya’daki büyük dönüşüm yatıyor. Çin, devasa üretim kapasitesi ve ihracat gücü ile dolar karşısında alternatif olmaya başladı. Bunun en güçlü göstergesi ise Çin’in geliştirdiği dijital Yuan ve alternatif ödeme sistemleri.
SWIFT’e Karşı Çin’in Dijital Hamlesi
Batı’nın finansal küreselleşme döneminde inşa edilen SWIFT ödeme sistemi, küresel para transferlerinde ABD’nin kontrolünü sağlıyordu. Ancak Çin, bu sisteme alternatif olarak blockchain tabanlı yeni bir ödeme ağı kurdu. Bu sistem:
-
Saniyeler içinde para transferi yapabiliyor.
-
SWIFT’e kıyasla %98’e varan maliyet düşüşü sağlıyor.
-
Kara para akışını kontrol edebilecek altyapıya sahip.
Bugün itibarıyla 200’e yakın ülke Çin’in bu yeni ödeme sistemine katılmış durumda. Güneydoğu Asya, Orta Doğu ve Afrika’da yaygınlaşan sistem, dijital Renminbi (Yuan) ile çalışıyor. Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” stratejisiyle entegre biçimde yürüyen bu sistem, küresel ticaretin dijital ipek yolu olma yolunda ilerliyor.
ABD Tahvillerine Çin Tehdidi
ABD’nin bu kadar büyük açıkla yaşayabilmesinin temel dayanağı olan tahvil satışları, aynı zamanda ülkenin zayıf karnı. Çünkü bu tahvillerin büyük kısmı Çin ve Japonya gibi ülkelerin elinde. Şu anda Çin’in elinde 768 milyar dolarlık, Japonya’nın ise 1.1 trilyon dolarlık ABD tahvili bulunuyor.
Trump yönetiminin Çin ürünlerine %145’e kadar çıkan yeni gümrük tarifeleri getirmesi üzerine Çin, “elimdeki tahvilleri satarım” tehdidinde bulundu. Bu tehdit küresel finans piyasalarında panik yarattı. Çünkü böyle bir satış, doların değerini ve ABD tahvillerinin cazibesini ciddi biçimde düşürebilir.
Küresel Güç Dengesi Değişiyor mu?
ABD’nin hem üretim hem de teknolojik üstünlüğü uzun yıllar boyunca doların rezerv para olmasını sağladı. Ancak artık dünya üretiminin %80’i Asya’da yapılıyor. Bu da ekonomik gücün doğuya kaydığını gösteriyor. Çin’in dijital ödeme ağıyla birlikte, Yuan’ın rezerv para olma ihtimali daha önce hiç olmadığı kadar güçlendi.
ABD, rezerv para avantajını kaybederse, yıllardır “bedavaya” aldığı küresel kredilerden mahrum kalacak. Bu da yalnızca ekonomik değil, jeopolitik üstünlüğünü de zora sokabilir.
Avrupa ve Diğer Aktörler: Sessiz Ortaklar
Avrupa ülkeleri de ABD tahvillerinin büyük alıcıları arasında. Lüksemburg, İrlanda, İsviçre gibi ülkeler, kara para aklama ve vergiden kaçırma cennetleri olarak ABD tahvillerinde büyük portföylere sahip. Örneğin, Lüksemburg gibi küçük bir ülke, dünyada 4. en büyük ABD tahvili tutan ülke konumunda.
Sonuç: Yeni Finansal Düzenin Eşiğinde miyiz?
Geleneksel finans sisteminin taşıyıcı kolonu olan ABD tahvilleri ve dolar egemenliği, Çin’in dijital ödeme sistemiyle ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Yuan’ın rezerv para statüsüne yükselmesi, ABD’nin dış ticaret ve iç borçlanma stratejilerini temelden sarsabilir.
Önümüzdeki 25 yılda, yani 2050 yılına geldiğimizde, doların rezerv para olarak kullanımı büyük ölçüde azalabilir. Bu da küresel finans düzeninde çok kutuplu bir yapıya geçişin işaret fişeği olabilir.