Sosyal Medya

Dr. Zeynep Stefan

Dr. Zeynep Stefan: PSD2’den PSD3’e, Avrupa Birliği Ödeme Sistemlerinin Önemini Nasıl Anladı?

Sigortacılık ve ödeme sistemleri. Oldukça yakın ve birbirini bir o kadar tamamlayan iki disiplin. Birinin gelişimi ve olgunluk seviyesi diğerine…

Dr. Zeynep Stefan: PSD2’den PSD3’e, Avrupa Birliği Ödeme Sistemlerinin Önemini Nasıl Anladı?

Sigortacılık ve ödeme sistemleri. Oldukça yakın ve birbirini bir o kadar tamamlayan iki disiplin. Birinin gelişimi ve olgunluk seviyesi diğerine bağlı. Birinde ortaya çıkan inovatif bir hareket diğerinin girdisi oluyor veya birinde gerçekleştirilen kampanya diğeri ile kolayca tetiklenebiliyor. Harika bir kombinasyon! Şimdi hikâyeyi biraz başa alalım ve yanı başımızdaki Avrupa Birliği’nin bu kuvvetli korelasyonu nasıl keşfettiğine bakalım.

Avrupa Birliği ülkelerinden İtalya sigortacılığın doğduğu topraklar. Sonrasında liderliği ve inovasyon merkezi unvanını Birleşik Krallık alıyor ve sigorta piyasalarının olgunluk seviyelerini günümüze kadar istikrarla getiriyorlar. Birleşik Krallık başka bir alanda daha öncü oluyor. Paranın dolaşım hızının ve çeşitliliğinin iktisadi yapıya etkisini diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerden neredeyse 10 yıl önce fark ediyor ve bankacılık faaliyetleri ile ödeme sistemlerini ayrıştırarak paraya yeni bir otoban inşa ediyorlar. Para transferlerinin otobanabenzetilmesi aslında merkez bankaları arasında yaygın bir tanımlama. Bu tanımlama beraberinde tıpkı daha az durağa sahip otobanlar gibi daha az sürtünmeye sahip ödeme süreçlerini de getirmekte. Sonuç ise inanılmaz. Artan finansal kapsayıcılık, hızla çeşitlenen finansal ürünler, dünyaya ticari başarısının yanında finansal teknoloji de ihraç edebilen ve Brexit gibi büyük bir değişimin etkilerini dengeleyebilen bir ülke. Ödeme sistemlerinin makro etkilerinin en güzel örnekleri.

Sonrasında filmi biraz daha başa saralım ve 2007’ye dönelim. Ödeme sistemleri ile ilgili ilk kapsamlı değerlendirme, fonksiyonun baş harflerinin bir araya gelmesiyle oluşan PSD (Payment Systems Directive / Ödeme Sistemleri Direktifi). Avrupa Birliği’nin bence sağladığı en büyük avantaj olan “Tek Pazar (Single Market)” kavramının ödeme alanındaki avantajlarını ortaya çıkarmak ve üye ülkeler arasındaki uygulama farklılıklarını engellemek için oluşturulan PSD1, 2009 yılında hizmet sağlayıcılarının fonksiyonlarının netleştirilmesi, süreç içerisindeki operasyonel kesintilerin azaltılması ve diğer bir önemli kavram olan SEPA’nın (Single Euro Payments Area / Avrupa Birliği Para Birimi Euro Ödeme Alanı) gelişiminin hızlandırılması amaçlarıyla PSD2’ye evrildi. İnanılmaz doğru bir zamanlama! Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük krizin başladığı, ilk etkilerin okyanusu aşıp Avrupa kıtasına ulaştığı zamanlar. Eğer Avrupa Birliği PSD kavramı ile tanışmış olmasaydı, toplam maliyeti 10 trilyon Dolar’ı bulan ve Avrupa Birliği’nde büyüme oranını %4’den %1,5’a indiren; İtalya, İspanya, Portekiz, İrlanda ve Yunanistan’ı Birlik’ten aldıkları fonlara rağmen ülke iflaslarının eşiğine getiren “Büyük Daralma” (makalelerde 2008 krizi için genellikle kullandığım terim, çünkü tam anlamıyla finansal daralma) bu kadar hızlı atlatılamazdı.

2013 yılında ise PSD1, PSD2’ye evrildi. Ana neden bu kadar büyük bir pazarın bu kadar az oyuncu türü ile dönmeyeceğinin farkına varmaları. Bu sorun Türk ekonomisinde de yer alan, benim de doktora tezimde incelediğim bir konu: Finansal Derinleşme! Piyasalarınızın sadece nitel olarak değil, nicel olarak da genişlemesi ve ürün çeşitliliğinin arttırılarak kapsayıcılığın arttırılması. PSD2’nin amacı da tam olarak bu. Ödeme sistemleri alanındaki oyuncu türlerinin arttırılması, maliyetlerin düşürülmesi, oyuncular arasındaki bilgi teknolojileri alanındaki olgunluk farklılıklarının azaltılması ve son olarak, ki bence en önemlisi, açık bankacılığa giriş!

Bu kadar önemli adıma ulaşılması için Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uzun bir hazırlık dönemine ihtiyacı vardı ki PSD2 ancak 2018 yılında uygulanabilir hale getirildi. Avrupa Birliği standartlarına göre bile oldukça uzun bir süre. Ancak sonuç yine inanılmaz! Pazar büyüklüğü 2018 yılında 19,7 milyar Euro iken sadece beş yıl içerisinde 2023 yılında 35 milyar Euro’ya ulaştı. 2030 beklentisi ise, sıkı durun, 73 milyar Euro. İnanılmaz bir büyüklük ve bu kapasiteyi oluşturan oyuncular oldukça hızlı ve küçük oyuncular. Tam Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin yapması gerektiği gibi. Büyük ve az sayıdaki oyuncu yerine, küçük ve hızlı oyunculardan oluşan daha büyük bir grup oluşturulması. Yeterli mi? Tabi ki değil! En azından pandemi dönemi bize yeterli olmadığını ve ödeme sistemlerinin ülke ekonomisinin en önemli temel dinamiklerinden biri olduğunu gösterdi. Merkez Bankası ile yaptığım eski bir toplantılardan birinde bana ödeme sistemlerinin “egemenlik sorunu” olduğunu söylemişlerdi. O dönemki iktisadi bilgimle bunu pek anlamlandıramamıştım. Ancak şimdi ne kadar doğru olduğunu görüyorum.

Sonuç PSD3. Temel amaçlar ise daha da derinleşmiş durumda. Öncelikle ve her zaman olduğu gibi, tüketicinin korunması. PSD2’de en çok aksayan yön oyuncular arasındaki operasyonel farklar ve bunların getirdiği maliyetler. PSD3 operasyonel verimlilik ve tüketici beklentileri arasındaki boşluğu her bir oyuncu için kapatmayı hedeflemekte. EBA (EuropeanBanking Authority / Avrupa Birliği Bankacılık Düzenleyici Kurumu) artık daha çok sahnede. Nedeni ise lisanslama alanında Avrupa Birliği’nin “arka kapısı” olarak görülen bazı ülkelerin deyim yerindeyse hizaya getirilmesi. PSD2 ile piyasaya giren ve bankacılık lisansı da olan oyuncular yerine bankacılık lisansı olmayan servis sağlayıcılarının pozisyonlarının güçlendirilmesi, yeni teknolojilerin bu oyuncular eliyle hızla yaygınlaştırılabilmesi diğer amaçlar arasında. PSD2 içerisindeki aşılamaz gruplaşmanın kaldırılarak ana sınırlar içerisinde daha geçişken bir yapı öngörülüyor. Bu durum oldukça İngiliz stili! Suistimalin önlenmesi, operasyonel maliyetler arasındaki farklılıkların azaltılması, cüzdan kullanımının yaygınlaştırılması ve yine açık bankacılık!

Bu değişim ortamını en ön sıradan izlemek harika. Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiziz birstrateji toplantısında söz aldığımda sahnede kısa bir değerlendirme yapmıştım. Teknoloji şirketleri genel müdürlerini artık web tabanlı hizmetleri yöneten çalışanları arasından seçtiğinin altını çizmiştim. Çünkü trend çok büyük iki oyuncuya hizmet vermek yerine bin tane küçük oyuncuya hizmet verebilmek. Tıpkı sigortacılıktaki büyük sayılar kanunu gibi. Tıpkı ödeme hizmetleri ve elektronik para şirketlerinde başarmak istediğimiz gibi!

Dr. Zeynep STEFAN

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler