Sosyal Medya

Güldem Atabay

Güldem Atabay: TCMB’den önemli uyarılar var; enflasyonda alt sınır yüzde 30

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), üst üste yedinci toplantısında da piyasaların beklediği şekilde haftalık gösterge repo faizinde değişikliğe gitmedi ve…

Güldem Atabay: TCMB’den önemli uyarılar var; enflasyonda alt sınır yüzde 30

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), üst üste yedinci toplantısında da piyasaların beklediği şekilde haftalık gösterge repo faizinde değişikliğe gitmedi ve %50’de sabit tuttu.

Banka’nın faiz değiştirmesi zaten beklenmiyordu. Ancak ağustos ve eylül aylarında aylık TÜFE enflasyonun beklenenin çok üzerinde açıklanması, enflasyonun ana eğilimini gösteren çekirdek göstergelerin ve arındırılmış verinin hedef patika ile olan uyumsuzluğu PPK’dan bugün çıkacak faiz kararında yapılacak değerlendirmeyi önemli hale getirmişti.

TL’de devam eden reel değerlenme süreci ve sanayi sektöründeki sert daralmaya rağmen 2024 son çeyrek için beklenen aylık %1,5’luk enflasyondan çok uzak bir gerçekleşme devam ediyor. Yaz başında hissedilmeye başlanan baz etkisi sayesinde mayıs ayında %75’e varan TÜFE enflasyonu 2024’u %45 civarından tamamlayacak görüntüde. Bu seviye TCMB’nin 2024 sonu hedefi %38’in hala çok üzerinde.

Daha önemlisi, hizmet fiyatları temelli olmak üzere enflasyonun devam eden yapışkanlığı ve özellikle hanehalkı (%71,6) ve şirket (%51,1) 12 aylık enflasyon beklentilerinin TCMB ile uyumsuzluğu, Banka’nın 2025 sonu %17,5 enflasyon hedefini ulaşılamaz hale getirmekte.

Dolayısıyla, enflasyondaki gerçekleşme eğilimine bakarak 2024 sonunda faiz indirimi beklenmemeli. TCMB’nin bugünkü şahin metninden anlaşılan da faiz indiriminin 2025 ilk çeyrek sonundan önce gelmesinin zorluğu.

PPK metninde dikkat çeken mesajlar var.

“Eylül ayında enflasyonun ana eğilimi bir miktar yükselmiştir”.

Banka 3Ç24’te iç talebin yavaşlama temposunun enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştığını ve böylece yapışkan hizmet fiyatlarında yavaşlamanın son çeyrekte görülür hale gelmesini beklediklerini söylüyor.

Fakat, son dönemdeki veri akışını işaret ederek enflasyondaki yavaşlama hızının risk altında olduğunu da ilan ediyor.  Açıklanan enflasyon seviyeleri ve diğer makro ekonomik göstergeler eşliğinde beklentilerin bozukluğuna dikkat çekiyor. Beklentilerin bozuk olmasının da TCMB’nin hedefine ulaşmada engel olduğunu söylüyor.

TCMB para politikası ile görevini yapan taraf. Dolayısıyla beklentilerin bu aşamadan sonra daha fazla iyileşmesi, hedefe yaklaşması için kamu harcama disiplinin enflasyonun düşürülmesi hedefiyle uyumu olması gerekli.

Maliye politikasını para politikasındaki sıkılaşma ile uyumlama konusundaysa çok geç kalındı. Yerel seçimlerin ardından geçen aylarda bütçe harcamalarında kısıntı izi yakalamak mümkün değil. Bütçe açığındaki artışı son bir buçuk senede vergi artışları ile yavaşlatan hükümet, harcamalarda frene basmadı. Şimdi bir de ekonominin yavaşlama ve daralma döngüsünün gelirlerde yaratacağı yükü hissedeceği döneme girdi.

OVP’de 2025 sonu bütçe açığı/GSMH oranı %3,1. Bu sene sonunda resmi beklenti %4,9, ancak gerçekleşme muhtemelen %4,3 civarında olacak. 2025 bütçe açığı hedefinin 2024 sonunun altında planlanması da aslında enflasyon hedeflerine destek için açıkta daralma gerekliliğinin farkındalığını anlatıyor.

Ancak hükümet harcamalarda anlamlı kısıtlama henüz gerçekleştiremedi. Yerel seçimlerin ardından bu yana gerçekleştiremiyor. Bu da Maliye’yi az da olsa hala vergi artışları ve vergi kayıp kaçaklarının peşine düşerek bütçe açığının daraltma yoluna itiyor. Özellikle bu hafta başından bu yana tartışma yaratan ve sonunda geri çekilen kredi kartı limitlerine konması planlanan vergi ve paketteki diğer adımlar asıl gereken kısıntıların siyasi nedenlerle yapılamayacağı endişelerini daha da artırdı.

Dolayısıyla OVP’deki 2025 sonu bütçe açığı GSMH oranı olarak konan hedef %3,1 gerçekçi görünmüyor. Maliye politikasının para politikasına gerekli ölçüde destek vereceğine inanılmıyor.

Beklentilerin bozukluğu artık daha önemli

TCMB iç talepteki yavaşlamanın artık enflasyonu düşürmekle uyumlu tempoya yaklaştığını söylüyor.  Fakat yavaşlamaya rağmen beklentilerin düzelmemesini de devam eden önemli risk olarak öne çıkarıyor.

Beklentilerin enflasyon hedefiyle uyumu olmayışının kamu harcamalarında devam eden yüksek reel artışla yakından ilgisi var elbette. Diğer yandan Şimşek programının enflasyonu yaratan yapısal nedenlere hiç dokunmayan kurgusu da artık dezenflasyon çabasına yük oluyor.  

Sonuç olarak TCMB’nin bugünkü PPK’dan ilan ettiği en önemli gerçek enflasyonda risklerin yukarı yönde olmaya devam ettiği. Banka bu nedenle:

  • Hem faizin seviyesini kısa vadede koruyacak, faiz indirimlerini çok sıkı para politikasına denk gelecek şekilde gerçekleştirecek.
  • Likidite koşullarını bu faizi gerçekleştirmeye daha çok gayret ederek belirleyecek.
  • Her iki durumda reel sektör üzerindeki baskıyı diri tutacak.
  • TL’yi reel olarak değerli tutmaya 2025’te de devam edecek. TL’nin değerini faiz seviyesi ili birlikte temel politika aracı olarak tutacak.
  • Büyümenin daha fazla yavaşlamasına neden olacak.

TCMB, gerekmesi halinde – kredi derecelendirme kuruluşlarının da uyarısı yönünde- faiz artışı dahi yapılabileceği mesajını veriyor.  

“…Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.”

Bu metinden anlaşılması gereken TCMB’nin şahin duruşunu sertleştirdiği, herkes tarafından anlaşılır kılacak şekilde uyarılar yaptığı. Bu duruş yabancı yatırımcının da dikkatini çekecek, risklere odak artacak.

2025 sonu enflasyonda %30 alt sınır

Önümüzdeki dönemde Kasım ayında beklenen S&P not artışı var. Fakat asıl kritik aşamalar 2025 bütçe detayları ve tabi asgari ücret artışı.

Bütçe tarafında harcamalarda inandırıcı bir kesinti planı gerekli. Şimdiye kadar görmedik. Şimşek programının patinaj dönemine girmesine neden olacak, hatta sonunun başlangıcı bütçe disiplinsizliği olacak bu gidişin devamı halinde.

Asgari ücret tarafındaysa, geçmişe bakınca AKP hükümetinin asgari ücret ayarlamasını her zaman açlık sınırı üzerine taşıyacak şekilde yaptığını görüyoruz. Dolayısıyla ilk konuşulan %20-25 aralığı yerine %35 civarında bir 2025 asgari ücret artışı daha gerçekçi.

Para politikasında sıkılaşma ve ekonomide yavaşlama ile ödemeler dengesi sorunu şimdilik kalmayan Türkiye ekonomisinde TCMB rezervlerindeki gelişmeler yine de çok önemli. Yatırımcının güven seviyesi ve TL’yi baskı altında tutarak enflasyona verilen destek açısından rezervlerin seyri izlenmeye devam edilecek.

TCMB’nin bugün yayımladığı PKK notu detayları bir kez daha 2025 enflasyon hedefi %17,5’a ulaşmanın imkansızlığını ortaya koydu. Gerçekçi olan 2025 sonunda %30-33 arasında bir TÜFE enflasyonu.

Bu da Ocak 2025 faiz indirimlerini dahi erken hale getirerek tahvil ve hisse senedi piyasalarında önemli etkilere yaratacak. Ekonomide enflasyonda riskler yukarıda olduğu ortamda para politikasındaki sıkı duruşun devamı da büyümede risklerin aşağı yönde birikmeye başladığını gösterecek.

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler