Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yol vermeme kavgası…’
31 Aralık 2024Türkiye’nin dört bir köşesinden son dönemde en çok duyduğumuz haberlerin başında yol kavgası geliyor. Herkesin haklı olduğunda itiraz ettiği, ama iki dakika sonra benzer bir hatayı yapmakta beis görmediği garip bir ülke olduk.
Tıpkı otobüse binerken herkesin ‘ilerleyelim’ deyip, bindikten sonra yeni binecekleri umursamadan bir yerde çakılı kalması gibi… Başkasını düşünmeyen, tamamen kendi haklı olduğunu düşünen ve bu noktada kavga etmekten çekinmeyen insanlar haline dönüştük.
Daha garip olan ise, olayın boyut atlaması. İnsanların yol yüzünden kavga etmesi yeterince anormalken, bunun ötesine geçip birbirini öldüren, kavga eden insanlara şahit olduğumuz bir memleket halindeyiz.
Bence bu büyük bir akıl tutulması ve sosyolojik olarak açıklanması gereken bir vaka haline geldi. Hakkını savunmak için şiddete bile başvurmaktan geri durmayanların ise, memleket söz konusu olduğunda duyarsızlığı akla ziyan bir görüntü veriyor.
Bu söylediğim yanlış anlaşılırsa üzülürüm. Şiddetin her türlüsüne ve her koşulda karşıyım. Ama şiddete başvuracak kadar hakkını arama noktasına gelip, akıl sağlığını zorlayan psikolojik sorunlu bir tavır sergileyenlerin, yasal haklarını bilmiyor olması, verdiği paranın itirazını yine hukuk kuralları içinde aramaz hali bana garip geliyor.
Ülkede büyük bir geçim derdi yaşanıyor. Enflasyon tartışmalıyken, yine tartışmalı enflasyon kadar bile gelirler arttırılmıyor, hatta hayallerimdeki enflasyon diye bir şey icat edilip, gelirin buna göre yükseltilip, giderlerin ise anormal ölçüde arttırımına gidiliyor, kimseden itiraz yok.
Bir ürün satın alınıyor ve bu ürün ayıplı mal çıkıyor, tüketici kanunları bu konuda çok net hak arama olanağı verirken, insanlar ‘neme lazım’ diyerek konudan imtina ediyor ve yapanın yaptığı yanına kâr kalıyor.
Bütçede tasarruf diye ortaya çıkılıp, sonra 2 trilyon TL’lik açık veriliyor ama kimsenin umurunda değil. 2 trilyon TL’ye yaklaşan bir faiz ödemesi yapılıyor, yine gündeme gelmiyor.
Yoksulluk diz boyu yaşanırken, günlük ve acil ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak insanlar, dünyanın vergi rekortmeni bir halk olarak yaşarken, ne vergilerinin hesabını soruyor ne de bu kadar vergi ödemesi ile ilgili bir tartışmanın içine hukuksal bazda giriyor.
Herkes olduğu yerde söyleniyor, ama hak aramaya, hukuka başvurmaya gelince herkeste bir boş vermişlik kol geziyor. Aslında trafikteki kavgayı deşifre edersek bunun nedenlerini de bulabiliyoruz.
Her bireyin kendi açısından haklı olduğunu düşündüğü, kuralların esas olduğu meselesini, ihlali yapan kendisi olduğunda unuttuğu, ‘idare et ne olacak’ diye savunma mekanizmasına girdiği bir ortamda, saçma sapan bir yol kavgası yüzünden insanların birbirine giriyor olması acınacak bir fotoğraftır.
Türkiye’de kuralların esas olduğu ve kurallara uymayanın cezalandırıldığı bir ekosistem yaratamazsak, bu saçma gündemlerin de esiri oluruz. Kurallar öngörülebilir toplumlar yaratır. Adalet duygusunu güçlendirir.
Ama bu herkesin kendi adaletinin peşinde koştuğu bir ortamla sağlanamaz. Kuralların adil belirlendiği ve uygulandığı bir ortamda, medeni insanların uyumu ile toplumsal huzur sağlanır. Bunları düşündüğümüz ve insan olduğumuzu hatırladığımız bir yıl olması dileğiyle…