Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Verimsizlik fedakârlık ile tanımlanamaz…’
3 Aralık 2024Geride bırakmaya hazırlandığımız seneyi kamuda tasarruf diye adlandıran, ardından tasarruf bütçesi yaptığını söyleyen ama yılın sonunu 2 trilyon TL açık ve neredeyse yüzde 80 artmış bir faiz gideriyle tamamlamaya hazırlanan Türkiye’de, 2025 senesinde yine aynı tartışma gündeme gelmeye başladı.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, meselesi tekrar hatırlattı ve “Toplum, kamudan da fedakârlık görmek istiyor” dedi. Son derece haklı ve sokağın sesini yansıtan bir hatırlatma olduğunun altını çizmek isterim.
Fakat sanki meseleyi biraz daha doğru eksende tartışmamız gerekiyor. Çünkü verimsiz bir ekonomide, israfa varan harcamalarla ve emeklisinden ücretlisine, öğrencisinden sanayicisine kadar herkesi yük gören bir yaklaşımla bu işin içinden çıkamayız.
Ekonominin son derece verimsiz olduğu konusunda kamu dahil herkes hemfikir. Fakat bu verimsizliği ortadan kaldırmak için ne bir planlama konuşuyoruz; ne de yaptıklarımızın sağlamasını gerçekleştiriyoruz.
Ekonomi bir tercihler sistemidir. Ortadaki kaynağı doğru noktalara yönlendirerek, maksimum verimi almak ve bu alanda çalışmalar yapmak gerekirken, bizler modası geçmiş işletmeciler gibi verimi insanlardan bekliyoruz.
Şöyle örnek vereyim. Bir işletmede her türlü verimsizlik yaşanırken, finans yönetiminden insan kaynağının gelişimine, proses iyileştirmesinden dijitalleşmeyle gelecek fırsatları işletmeye katmak varken, maliyetten yakınıp çalışanları daha az ücrete, daha çok çalıştırma peşine düşüyorsanız, siz batmaya aday bir yapıdasınız demektir.
Aslında Türkiye ekonomisinin de uygulamalar açısından çok büyük bir farkı yok. Harcamalarında, ihalelerinde, paranın kullanımında büyük sapmalar ve bilinçsizlikler söz konusuyken, üretim yerine ithalatı fiyat ayarlamalarının çaresi zannederken, insanlara daha az maaş vererek, daha çok vergi toplayacağına inanarak bu işin içinden çıkamazsınız.
Verimsizlik ve israfın tanımı fedakârlık çerçevesine sığdırılamaz. Bunlar zaten yerine getirmeniz ve kalkınan bir ekonomi için uygulamaya başlamış olmanız gereken başlıklardır. Ama ne yazık ki biz ne harcamaları tartışabiliyoruz, ne de bütçe yeniden yapılırken kullan kullanma ödediğimiz yolların, havalimanlarının paralarını…
Türkiye’nin bırakın kalkınmayı, ekonomik sürekliliğini tartışmak için, önce hamasetten kurtulup, gerçekten matematik bilimini kullanarak, planlamayı devreye alıp, verirken sonuçlarını da tartışarak kurguladığı bir yönetim anlayışına geçmesi gerekir.
Şundan bundan tasarruf diye vitrine göstermelik başlıklar koyup, itibardan tasarruf olmaz kisvesi altında büyük bir israf ekonomisini, verimsizlikle taçlandırıp, sonra da cebine para koymadığınız insanların bunu finanse etmesini bekliyorsanız, hem büyük bir yanılgı içindesiniz, hem de matematik bilmiyorsunuz demektir.
TÜSİAD Başkanı’nın çağrısını anlamlı, yerinde ve olumlu görüyorum. Ama mesele fedakârlığa sığdırılamayacak kadar büyük.