Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Niyeti belli değerleme…’
27 Kasım 2024Yeniden değerleme oranı belli oldu. Yuvarlak hesap yüzde 44… Bunun aşağısı yok, üzeri var. 2025 yılında kimsenin inanmadığı enflasyon oranı kâğıt üzerinde tutturulsa bile en az bu kadar zam yiyeceğiz.
Elbette fiyat artışlarının bu kadarla sınırlı kalmayacağını, ülkemizde yaşayan herkes bilir. Tasarruf bütçesinde bile 2 trilyon TL açık veren bir ülkenin, gelecek sene vatandaşı eskilerin tabiriyle limon gibi sıkacağını tahmin etmek çok da zor değil.
Fakat burada daha garip bir bakış açısının tezahürü var. Düşünsenize ülkenizde ekonomi yönetimi, gelecek yıl gelirlerini ayarlamak için gerçekçi bulunmasa da, enflasyon oranında artış yapıyor, ama sıra vatandaşın gelirine geldiğinde, aklındaki ile hareket etmek istiyor.
İnanın bu, ne ticarette ne aklı selim konuşulan hiçbir yerde karşılık bulmaz. İnsanların ücret ya da maaşlarına yüzde 21 enflasyon üzerinden zam yapmak isteyen, ama aynı fedakârlığı kendisi yapmayan bir ekonomi yönetimi, sonra da çıkıp ekranların karşısına ‘sıkın dişinizi’ diyor.
Enflasyonu kendi körüklediğinin en net kanıtı olarak gösterilecek bu uygulama, diğer taraftan insanların nasıl yaşayacağından, enflasyon altında ezdirilip ezdirilmediğine kadar birçok konunun da yanıtını bize veriyor.
Geçtiğimiz yıl da aynı şeyi yaptılar. Yüzde 65 enflasyon açıklanan ülkede, ortalama yüzde 49 zam vererek, herkesten yılın başında yüzde 16 peşin vergi kesen ve halen tatmin olmayan, ama lafa gelince sanayicisinden tüketicisine kadar herkesten ikna olmasını bekleyen Şimşek ve ekibi, bu yıl da peşin vergi olarak nitelendirilecek uygulamasını herkesin gözüne baka baka uygulamaya koyuyor.
Akıldaki artış oranı yüzde 21… 44’lük yeniden değerlemeyi esas alsanız, yüzde 23, biraz daha zorlayarak kamuoyunda konuşulan yüzde 30’u dikkate alsanız yüzde 14 peşin vergiyi alenen hayata sokacağını beyan ediyor.
Çok garip bir uygulama değil mi? Tasarruftan bahsediliyor, ama bütçe açığı artıyor. Tüketimde dikkatli olmak, borçlanmamak gereğine işaret ediyor, ortalama 1,2 trilyon TL olan faiz ödemesi 2 trilyona yaklaşıyor.
Gelir / gider dengesinde dikkatli olunması gereğine işaret ediyor, ama kendi gelirlerinde fedakârlık yapmıyor. Üreticinin, esnafın, çiftçinin, tüketicinin, emeklinin cebine girenle ilgileniyor, ama kendi eliyle yarattığı enflasyonu dikkate almıyor.
Nalıncı keseri gibi bir uygulamanın, finansçılar hariç herkese kaybettirdiği bir sistematik içerisinde de ekonominin düzeleceğine ikna olunmasını istiyor. Hatta insanları buraya yatırıma davet edip, içteki yatırımı kaçırmak için elinden geleni yapıyor.
Ne verisi, ne uygulaması, ne matematiği hiçbir başlığı tutarlı olmayan, ama konuşmaya gelince herkesi aklıselime davet eden, tüketimi düşman belleyip, kendi tüketmekten geri durmayan ekonomi yönetiminin artık silkelenip kendisine gelmesi şart. Çünkü bu gidişle vatandaşın baskısıyla 2025 kesin seçim yılı gözüküyor.