Çetin Ünsalan Yazdı: Konut ve ekonomi ne anlatıyor?
14 Kasım 2024Konut satışları Ekim ayında beklenenden iyi performans gösterince ülkede bayram havası esti. Öncelikle görece hareketlenme memnuniyet verici, ama bunu ekonomide işler tıkırında diye sunup, 22 ayın zirvelerinden söz edip, konuyu çarpıtmaya başladıysanız sıkıntı var demektir.
Öncelikle ekim ayındaki bu performansın nedenlerine bakmak gerekiyor. Başta geçen yılın genelinde ve önceki yıl, konut piyasasındaki büyük daralma ve işlerdeki durgunluk seviyesinin, artan fiyatların da etkisiyle yaşadığı sıkılaşmanın bu sene ile mukayese edilmesiyle ortaya çıkan havayı, mucize diye değil, hareketlenme diye okumak gerekir.
Yani durgun bir piyasadan çıkıp, ortaya konulan ivmelenmeyi ‘patlama’ olarak nitelendirdiğinizde ya kötü niyetlisiniz algı oluşturuyorsunuz ya da doğru okuma yapmıyorsunuz anlamına gelir.
Birinci el konut üretiminin sıkıntı olmasının, dönemsel olarak fiyatların abartıldığı noktadan görece geri çekilmesinin etkisi ve önümüzdeki süreçte enflasyonun artacağına dair inancın varlığı, fiyatların da yükseleceği teziyle ihtiyacı olanları alıma yönlendirdi.
Her ne kadar ipotekli konut satışlarında artış gözükse de, halen piyasanın ikinci el konut üzerinden döndüğüne dikkat etmek ve iyi okuma yapmak gerekiyor. Bu hem konut piyasasında fiyatların yukarıya doğru gideceğine dair kanaat, hem enflasyonun düşeceğine dair algının boşa düştüğüne dair gerçekliği ortaya koyar.
Bununla birlikte konut alabilme kabiliyeti olan, köşede tasarrufu bulunanların, ev kiralarının yüksekliği ve yenilemelerde istenen anormal rakamlar nedeniyle ikinci el de olsa satın alma yoluna gitmesi bu hareketlenmenin nedenlerinden bir diğeridir.
Başkaca faktörler de var elbette. Mesela kullanım amaçlı ev almak isteyenlerin, yılbaşında gelecek değerleme oranlarından ve vergi, zam eğiliminden ürkmesi de alımları öne çekmiş olabilir.
Bu artışta okunması gereken en önemli başlık ise, alımların yatırım amaçlı gözükmediğidir. Gerek yurtiçinden, gerekse yurtdışından dönüşüm ihtimalli alımları ve güdük kalan yabancı satışları istisna kabul edersek, ağırlıklı bir bölümün kullanım amaçlı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu çerçeveden baktığınızda ise öncelikle konut piyasasının gerçekçi bir hareketlenme yaşadığını söylemek, işlerin düzeldiğini, hatta daha da düzeleceği savını ortaya koymak iyimser bir tavır olur.
Aksine ortaya çıkan eğilim, baz etkisiyle yükselişleri bir yana koyarsak, işlerin bir miktar hareketlendiğini, ama bu hareketlenmenin ülkedeki birinci el konut arzında problem yaşanıp, fiyatların yukarı yöne gideceğini düşünenlerle, enflasyonun ve fiyat artışlarının hız kesmeyeceğini, satın alma gücünün de bu nedenle her geçen gün eriyeceğini görüp, hamle yapanlar açısından, öne de çeken bir taleple birlikte okunmasını gerektirir.
Yoksa buradan işe ekonomide her şey yoluna giriyor diye yaklaşmak, sadece yediğimiz dayağa bir yenisini ekler.