Çetin Ünsalan Yazdı: Kiraya yetişemeyene ev satmak mümkün mü?
7 Ekim 2024Türkiye’de insanların en önemli sorunu haline gelen barınma meselesi, eskiden ev sahipliği üzerinden konuşuluyordu; şimdi kiralık konut bulamama zemininde tartışılıyor. Bu mesele konuşulduğundan çok daha kritik bir başlık.
Çünkü asgari ücreti ya da emekli maaşını geride bırakmış ev kiralarıyla insanların kıt kanaat geçinme kavramının bile oldukça uzağında kaldığını görüyoruz. Nüfusun önemli bir bölümünün yaşadığı İstanbul’da ev kiraları ile ilgili yapılan araştırmalar, 20 bin TL altında bir yer bulabilmenin çok da mümkün olmadığını gösteriyor.
En ucuz kiraların olduğu Esenyurt’ta bile fiyatın 13 bin 500 TL seviyesinden başlıyor olması ve bunun neredeyse bir asgari ücret, ayrıca emekli maaşının da bin TL üzerinde olması, Türkiye’nin oturup meseleyi tartışmasını gerektiriyor.
Daha garip olan ise insanların bu kiraları artık normalleştirilmiş olması. Yani ev aramaya giden biri, bütçesi bunlara yetişemediği için örneğin 12 bin TL civarında bir ev aradığını söylese ‘unut onu’ söylemleriyle muhatap oluyor.
Bir ülkede rayiç değerinden bir konut kirasını tartışmak başka, o fiyatının insanların ulaşabileceği noktanın çok ötesinde kalması başka bir konu. Şu artık tartışmaya açık olmayan bir konu: İnsanların barınma ihtiyaçları tamamen risk altına girmiş vaziyette.
Şimdi fotoğraf bu iken, ne rayici düşürmeyi başaran ne de insanların gelirini arttırmayı istemeyen bir ekonomi yaklaşımıyla meselenin içinden çıkabilmek mümkün değil. Hatta bunu dar gelirliye konut projesi söylemlerinin gölgesinde yapmak da olası değil.
Dar gelirliye 2 milyon TL’ye ev satmayı normalleştirerek, insanların gelir / gider dengesini görmezden gelip, ‘kira öder gibi ev al’ sloganı ile işleri makyajlamanın mümkün olmadığı bir dönem yaşıyoruz.
İnsanların ev kiralarına bile yetişemediği yerde, ‘ev sahibi ol’ duygusunu speküle ederek, sorunların üzerini çözmek ya da problemin çözümünün buradan geçtiğini anlatmak iyi niyetli ve gerçekçi bir yaklaşım değil.
Türkiye’de kira meselesi başta olmak üzere, giderlerini karşılayamayan insanların gelir problemini ve satın alma gücü başlığını çözmeden hiçbir sorunun üzerinden gelebilmek mümkün değildir.
Ne var ki bu konunun yakınından bile geçmeyen, aksine daha da geliri kısıtlayıcı bir eğilimle ekonomi politikası uygulayacağını söyleyen bir yönetim tarzında, Türk insanının yaşadığı sorun daha da kronik bir hal almaya başladı.
Hatta meselenin bu boyutu, ödemeler zincirinin kırılmasıyla birlikte ilk kez kendini kredi kartlarının yapılandırmasında gösterdi ki, oradaki yapılandırmanın taksitlerinin bile ödenebilmesi ancak gelirin artmasıyla mümkün olabilecek bir alternatiftir.
Siz kiraya yetişemeyene ev satacağınızı söyleyerek, bunun da kiraların ya da ev fiyatlarının düşüreceği hayaliyle anlatıyorsanız, tek çıktı şu olur: Sorun daha da kronik bir hal alacak.