Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: IMF’nin uyarısı ıskalandı mı?

26 Temmuz 2024

IMF bu hafta içerisinde bir makale yayınladı ve önemli bir uyarıda bulundu. Fakat kuru övünmelerin ortasında elbette kimse umursamadı. Şimdi IMF dediğimizde hemen karşı çıkanlar olacaktır.

Peynir ekmek gibi imtiyaz dağıtanların milli olmayı oynamasını da ayrıca anlamıyorum ama mesele bizimle ilgili değil. Tüm gelişmekte olan ülkelere yönelik bir uyarı vardı makalede. Carry trade parasına dayanan ülkemizi de yakından ilgilendiriyor.

Makalede deniliyor ki: “Bu ülkelerin, sermaye akışlarının ani değişimlerine karşı hazırlıklı olması ve finansal istikrarı korumak için gerekli adımları atması gerekir.” Anlaşılmadıysa not alınması tavsiye edilen bir başka cümleyi daha paylaşayım. “…yüksek faizle güçlü sermaye akımları aldılar. Fakat, herhangi bir risk durumunda, bu akımların hızla girdiği gibi çıkması riski var.”

Şimdi sanıyorum oldukça açık hale gelmiştir. Belki serbest kur sisteminde devalüasyondan söz etmek mümkün değil, fakat bunların kazançlarını realize ederek çıktıkları ya da ülkedeki ortam, cazibesini yitirdiği andaki seri hareketleri devalüasyon etkisine neden olabilir.

Makalede bu paraların yok sayılmaması, ama çeşitlendirilmiş bir döviz akışı içinde yan unsur olarak ele alınması tavsiye ediliyor. Peki biz ne yapıyoruz? Başka bir para akışı olmadığı için, bu paraların aslında carry trade ya da serseri para olmadığına insanları ikna etmeye çalışıyoruz.

Baskıladığımız kur ile sabit kur politikası sistemine fiili geçiş yaptığımız için de, üzerimizdeki risk artıyor. Peki neden anlaşılamıyor? Çünkü gözüken o ki Mehmet Şimşek’in 2 binli yılların ortasındaki Bakanlık dönemiyle, bugün arasında bir bakış açısı farkı oluşmamış.

O zaman da dünyadan gelen parayı kıymeti kendinden menkul bir biçimde, kerametin bizde, hatta kendilerinde olduğuna inanarak ithalata dayalı ekonomi kurup, vergiler ve özelleştirme adı altındaki satışlarla bütçe makyajlayanlar, vatandaşı da aşırı borç batağına sürükledi.

Aynı dönemde bizden kat be kat fazla yabancı sermaye çeken Çin’in, gelen parayı borç yapmak yerine finansman edip, teknolojik ve üretimsel dönüşümünü nasıl gerçekleştirdiğini bugünkü ekonomi dünyasındaki dengelerden sağlamasını yaparak çözebilirsiniz.

Dün el parasıyla düğün bayram yapanların, ülkeyi bugünkü ekonomik açmazlara getirdiği biliyoruz. Ne yazık ki hayatımızda değişen bir şey yok. Yine gerçek yatırımcıya, finansmana değil, tefeci parasına dayanarak yarını ipotek altına alan, ama bugün görüntüyü kurtarmaya çalışan bir performans sergileniyor.

O yüzden emeklisinden sanayicisine kadar herkes perişan durumda. Bu nedenle sokağın ekonomisinden feryatlar yükseliyor. Fakat Hazine ve Maliye Bakanı, rakam tutkusu içinde, yine insanı kullanılacak bir unsur olarak gördüğünü kanıtlıyor ve geçinemeyen insanlara, ayakta kalmakta zorlanan bir sanayiye yüklenerek işin içinden çıkmaya, elde avuçta kalanları da özelleştirme adı altında satmaya uğraşıyor. Yani Neyzen Tevfik’in dediği gibi:

“Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti; Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti.”

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Belediyeler, borçlar ve zeytinyağı hamlesi...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Belediyeler, borçlar ve zeytinyağı hamlesi…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Eş dost ziyareti turizm değildir...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Eş dost ziyareti turizm değildir…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Yerli yazılımın hayati rolü...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yerli yazılımın hayati rolü…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: Kuru Yükselterek Rekabetçi OlmakÇetin Ünsalan Yazdı: Kuru Yükselterek Rekabetçi Olmak

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları