Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Görüşmeler başlıyor…’

9 Aralık 2024

2025 yılında insanların nasıl bir gelir fotoğrafıyla ortaya çıkacağının en önemli göstergelerinden biri olan asgari ücrette süreç başlıyor. Herkesin dilinde bir ’ezdirmeyeceğiz’ vurgusu, buna karşılık ezdirildiğinin farkında olmayan ya da umursamayan tavrı, çalışan ile işvereni karşı karşıya getirerek işin içinden sıyrılmanın yolunu arıyor.

Öncelikle makul ibaresiyle dillendirilen asgari ücrette, en anlamlı düşünceyi DİSK ortaya attı. Asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısı olması lazım. Son derece doğru ama eksik. Bunun ardından da işveren kanadından, ekonomi yönetiminden anlamlı destekleri dile getirmesi gerekiyor.

Yaklaşık 35 bin TL’den söz ediyorsak, bugünün gerçekleri arasında çok yüksek bulunabilir. Ama bu rakamın telaffuz ediliyor olmasının bin mantığı var. Bir ailede iki kişi çalışsa en azından yoksulluk sınırını yakalıyor olması lazım.

Bunun dışındaki söylemlerin hiçbir gerçekçi değil. Elbette yüzde 100’e yakın bir zam istendiğinin farkındayım. Fakat hayat pahalılığı ve gizlenen enflasyonu, çalışanlarınıza kesmeye kalkarsanız, bunun önce işgücünü, ardından iç piyasayı ve son olarak da ödemeler zincirini vuracağını bilmek gerekiyor.

Ekonomi yönetimi ne yazık ki işin bu tarafını ya görmüyor ya umursamıyor. Şayet iddia ettikleri gibi gerçekçi bir ekonomi programları varsa, bu hedeflere ulaşmak için de zamana ihtiyaç duyuluyorsa, hem firmaları, hem de çalışanları rahatlatacak, iç piyasadan toplanan vergilerle finanse edilecek, en önemli kayıt dışı ekonominin de önüne geçecek bir uygulamayı dikkate almak durumundadır.

Aksi takdirde bugünkünden çok daha fazla kayıt dışı ekonominin beslendiği, merdiven altı üretimlerin satın alma gücündeki düşüşle hayat ve pazar bulduğu, vergi gelirlerinin çöktüğü ve iç piyasanın tamamen bitme noktasına geldiği, doğal olarak da vergi gelirlerinde dramatik düşüşlerin olduğu, bunu karşılamak için zam yapmaktan başka çare olmadığı ve enflasyonun yukarı yönlü tetiklendiği bir süreci önümüzde buluruz.

Ekonomi yönetimi artık kumarhane mantığından kurtulup, rakam tutturma tutkusundan vazgeçip, ekonomiyi gerçekten anlamaya başladığı bir sürecin kapısını aralaması gerekiyor. Aksi takdirde bir kısır döngü içerisinde ağırlaşan maliyetleri karşımızda bulmamız kaçınılmaz.

Nitekim son bir yılda asgari ücrete ve emekli ücretlerine artış gelmedi ama ortaya çıkan perişanlık tüm dengeleri alt üst ederken, konkordatoları patlattı ve taklit-tağşiş oranlarını rekor seviyeye sürükleyerek merdiven altı üretimlerin hakim olduğu bir piyasa yapısı yarattı.

Tasarruf bütçesi diye başlayıp 2 trilyon TL açık verdiyseniz ve ücretleri de yok hükmüne getirdiyseniz, ayrıca tüm bu faturaya rağmen kimsenin inanmadığı rakamları bir kenara koyduğunuzda sonuç alamadıysanız, şapkayı önünüze koyup düşünmeniz gerekiyor.

Bu yaklaşım hem insanları, hem işletmeleri içinden çıkılmaz bir çukura doğru iterken, ülkenin ekonomik sorunlarının çözümünü de ya zorlaştırıyor ya da daha maliyetli hale getiriyor. Bu nedenle o masaya bunları düşünerek oturun, yoksa daha zor bir film seyredeceğiz.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Tüketici krediye batmayı sürdürüyor...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Tüketici krediye batmayı sürdürüyor…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Komisyon ve inisiyatif...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Komisyon ve inisiyatif…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Enflasyonda yersen diyorlar...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Enflasyonda yersen diyorlar…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Verimsizlik fedakârlık ile tanımlanamaz...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Verimsizlik fedakârlık ile tanımlanamaz…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları