Çetin Ünsalan Yazdı: Gençler iş mi beğenmiyor?
12 Haziran 2024İş dünyasının diline pelesenk olan yeni kavram bu… Aslında ekonominin ve insan kaynağının dönüşümüyle çok alâkalı olan bir durumu, sanki sadece bizim gençlerle bağlantılı gibi anlatmak, hatta bu analizi bile yapmadan suçlamak esasen biraz ipe un sermek anlamına da geliyor.
Fakat bizim iş dünyamız bunu sever. Mesela 2 binli yıllarda da düşük ücret verip ardından ‘çalışmak istemiyorsan, kapıda iş isteyen binlerce insan dolu’ diyerek nasıl yetenek havuzlarının boşaldığını fark etmeyip, sonra da nitelikli personel açığı oluşan noktaya gelince de yakınanlar onlar oldu.
Elbette genç jenerasyon da sütten çıkmış ak kaşık değil. Ama eğer beğenmediğiniz bir özellik varsa size üzücü bir haberim var. Onları uzaylılar getirmedi. Hepsi bizim çocuklarımız ve biz yetiştirdik. İçinize sinmeyen bir şey varsa onları suçlamak yerine, dönüp aynaya bakmak gerekiyor.
Ne var ki mesele bu kadar basit de değil. Şimdi sizinle, yapılan bir araştırmanın sonuçlarını paylaşacağım. Önce araştırmayı gündeme getiren haberin o bölümünü aktarayım:
“Türkiye genelinde 121 üniversiteden 91 bin 342 öğrenci ve iş yaşamının ilk 5 yılındaki 39 bin 533 gençle yapılan anket, gençlerin klasik mesaili asgari ücretli işleri istemediğini ortaya koydu.
Araştırmaya katılan gençlerin en fazla çalışmak istediği bölüm yüzde 23,39 payla üretim ve Ar-Ge oldu. İkinci sırayı pazarlama ve reklam, üçüncü sırayı IT (bilgi teknolojisi) aldı.”
Sizce bu fotoğrafta gençler iş beğenmiyor mu gözüküyor? Ar-Ge’nin yakınından bile geçmeyen, üretimden fasonculuğu anlayan bir yapıda, dünyadaki gelişmeleri takip etmek yerine, bildiğini okuyan ve değişime direnen şirketlerin oranı ne?
Pazarlama ile satışın karıştırıldığı, hatta reklama para harcamadan tanıtım yapmanın yollarının arandığı, reklama verdiği paranın boşa harcanan gider olduğunun düşünüldüğü bir reel sektör yapısı içinde sizce gençler aradıklarını bulabilirler mi?
Oysa bakın Henry Ford ne diyor? “Reklam bütçesini durdurarak, paradan tasarruf etmek isteyen biri, saati durdurarak zamandan tasarruf etmek isteyen biri gibidir.” Türkiye’deki işletmelerin yüzde kaçının bu bakış açısında olduğunun yanıtını size bırakıyorum. Çünkü bu para ile değil, bakış açısıyla ilgili bir durum.
Üçüncü başlığa gelince bilgi teknolojisi noktasında ya exit yapmaya çalışan işletmelerden ya derdini anlatamayan ve yaptığı işin bedelini alamayan şirketlerden söz ediyoruz. Bu nedenle de çoğu insan kaynağımızın yurtdışına giderek ya da çalışarak iş hayatında yer aldığını biliyoruz.
Asgari ücret almak istememelerine gelince, orası tam bir dram. Yüksek işçilik maliyetlerindeki ekonomi yönetimine ait hataları korkudan onlara söyleyemeyip, oklarını çalışmak isteyene çevirenin samimiyetinden şüphe duyarım.
Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bir ülkede, biraz üzerinde maaş verdiklerini söyleyenlerin ortalaması da 30 bin TL’yi bulmaz. Bu da ülkedeki yoksulluk sınırının yarısı demek.
Tüm bunları alt alta koyduğunuzda ne çıkıyor? Gençler iş beğenmiyor tezi yanlış. Gençler çalışacak ve beğenecekleri bir iş yeri bulamıyorlar. Yok pahasına sömürülmek yerine de günlük kazançlarla geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Suçlamadan önce sorun. Ben gerçekten o firma mıyım?