Çetin Ünsalan Yazdı: EYT içe sinme meselesi değil..!
28 Mart 2024EYT ilgili düzenleme yapıldı ama bir türlü gündemden düşmüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Bursa’da yaptığı konuşmada EYT için ‘içimize sinmese de milletimizden gelen talep üzerine yaptık” dedi.
Öncelikle bu içe sinip sinmeme meselesi değil. Verilen bir hak ya da iyilik ile hiç ilgisi yok. Zamanında yapılan bir düzenlemeyle, kanunun hukuka ters bir biçimde geri işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan, 2008’deki düzenlemeyle üzerine beton dökülerek çiğnenen bir hakkın iadesidir.
Yani mesele hukukidir. ‘Aldım, verdim’ diye nitelendirilecek, keyfiyete bağlı bir husus yok. Zaten yıllarca yapılmaması hataydı ve insanların alacakları maaşların hazinede kullanılması, bunun neden olduğu gelir kayıpları, faiz farkı gibi bir dizi başlığın sorgulanmadığına dua edin.
Esasen bu emeklilere olan yaklaşımda da söz konusu. Sanki ülkenin emeklisi, yardıma muhtaç insanlarmış da ‘gönlümüzden ne koparsa’ edasıyla muhatap oluyor. Bu insanlar yıllarca ülkeye emek vermiş ve yükümlülüklerini hem çalışarak hem de maaş aldıkları kuruma prim ödeyerek yerine getirmiş olan kişiler.
Bu kişilere hakkını vermek durumundasınız. Veremiyorsanız, bununla ilgili duygular değil, matematiksel açıklamalar yapmak ve gerçeği söylemek mecburiyetindesiniz. Son zamanlarda bir de seyyanen zam beklentisi ortaya çıktı.
Gönlümden koptu, seyyanen zam gibi düzenlemelerin hukuk devleti ve normal ekonomiler içerisinde karşılığı yoktur. Enflasyon farkı ve oluştuysa refah payıyla insanlarınız arasındaki gelir adaletini sağlamak için görev yapıyorsunuz.
Ayrıca verilen para şahsi servetiniz değil, zaten bu Millet’in size geçici bir süreyle yetki vererek kullanmanıza izin verdiği kendi parasıdır. Büyüklenerek ve ‘sen anlamazsın’ tavırlarıyla açıklamalar yapmak yerine, ülkede son araştırmalara göre nüfusun yüzde 1’inin neden servetin yüzde 40’ına sahip olduğunu izah etmek durumundasınız.
Burası Yeniçeri Ocağı değil, vatandaş da yeniçeri değil. Her sesini yükselten, bağıran çağıran hak alacaksa işimiz var demektir. Tüm bunların belli bir adalet içerisinde, matematiğe dayalı ve hakkaniyetli dağıtımı esastır.
Yani sözün özü içime sinmedi diye bir tanımlama olamaz. İnsanların hakkını iade etmek, inisiyatife bağlı bir durum değildir. Bu, ‘içimden geldi, çok ısrar ettiniz’ diye açıklanabilecek bir başlık da değildir.
Türkiye’nin bir an önce rasyonel tavra dönmesi gerekiyor. Bunu kimsenin inanmadığı verilerle, dünün akıl dışı uygulamalarından geri adım atarak rasyonelleşme olarak nitelendiremezsiniz. Nitelendirirseniz de sonuç alamazsınız.
Aklın, bilimin, adaletin esas olduğu bir ekonomi yaratmaz, burada hür teşebbüse izin verirken, planlamayı esas almaz ve etkin bir denetim sağlamazsanız, onun adı ekonomi yönetmek olmaz.