Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Enflasyon raporu fakirlik kokuyor…’

9 Ağustos 2024

Merkez Bankası yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. Kendi içinde değerlendirdiğinizde tutarlı, ama ekonominin gerçekleri açısından baktığınızda soru işaretleriyle dolu bir sunum olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bilhassa enflasyon hedeflemelerinde ısrar edilmesi, ufak sapmalarla revizyonların konuşulması, hatta üzerine ekonomistlerin bunu yorumlaması oldukça garipti. TÜİK tartışması henüz dinmemişken, enflasyon raporunda kimsenin inanmadığı oranlar üzerinden hedefler konuşmak yerine, meseleyi tartışmaya açan bir yaklaşım beklerdim.

Fakat öylesine ilginç bir görüntüyle karşı karşıyayız ki, hedeflenen enflasyonların sadece rakam bazında konuşulduğu, sokağın gerçeklerinin yok sayıldığı ve adeta ABD ya da Almanya ekonomisinde sıkılaşmanın ele alındığı seviyede tartışmalar yapıldığını görüyoruz.

Büyük bir sağırlar diyaloğunun ortasındayız. Öylesine büyük ki, reel sektörün, çalışanın, işsizin, emeklinin, çiftçinin, esnafın, memurun yaşadıklarını kimsenin umursamadığına şahit oluyoruz.

Peki tüm bu tartışmalar bir yana gelecek sene sonu için ısrarcı olunan yüzde 14 ne anlama geliyor biliyor musunuz? Yılın sonuna doğru asgari ücret tartışmalarının yaşanacağı sürede, emekli ve memur maaşlarının ayarlanacağı süreçte bu oranlar üzerinde konunun açılacağı görülüyor.

Şu anda bile satın alma gücünü büyük ölçüde yitirmiş, yılın sonuna doğru daha zor bir fotoğrafın ortaya çıkacağı kesinlik kazanmış ülkenin ekonomisinde Fed Başkanı edasıyla meseleleri yorumlayamazsınız.

Bu insanların yılın ortasını getirmesi bile mucizeyken, yılın sonunu getirmelerini öngörmek, hatta yüzde 14 üzerinden maaş ayarlamalarının ‘hedefe göre artış’ ilkesinin açıklandığını bile bile konuşmuyor olmak dramatik.

Enflasyon elbette çok büyük bir sorun ve mutlaka halledilmesi gerekiyor. Ama bunu kendi ülkenizin gerçeklerini göz ardı ederek, konkordatoların patladığını umursamayarak yorumluyorsanız, insanların her gün yeni zamlarla hayatının sürdürülemez hale geldiğini yok sayarak tavır takınıyorsanız asıl risk burada demektir.

Çünkü bırakın hedeflerin tutmasını, bu öngörülemezlik, birçok dengeyi alt üst ettiği gibi işten çıkarmalardan kayıt dışı istihdam ve çalışmaya, fiyatların olası maliyetler göz önüne alınarak arttırılmasından, insanların merdiven altında üretilmiş ürünlere yönelmesine kadar bir dizi problemi önümüze getireceği alenen gözüküyor.

Elbette ekonomi bir matematik işi. Ama işin sosyoloji tarafını, psikolojisi kadar konuşmuyorsanız, büyük bir yanılgı içindesiniz demektir. Türkiye ısrarla hayalperest tavrında ısrar ediyor.

Bir an önce gerçeklerimizle, rakamlarımızla yüzleşmez ve buna yönelik yeni yol haritaları oluşturmazsak, günün sonunda ne vatandaş, ne firma, ne enflasyon, ne faiz ne de döviz kuru kalacak. Ülkenin kemiklerini kırmaktan vazgeçin.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Sabır taşı çatlayacak...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Sabır taşı çatlayacak…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Gözümüzün içine baka baka...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Gözümüzün içine baka baka…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Sokağa sağır ekonomi...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Sokağa sağır ekonomi…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Yoksulluğa razı memleket...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yoksulluğa razı memleket…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları