Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Ekonomide kemik sesleri…’
2 Eylül 2024Ekonominin ikinci çeyrek büyüme verisi geldi ve yüzde 2,5 rakamı ortaya çıktı. Öncelikle bu kadar zorlu koşullarda daralma yerine büyüme elde edilmesi önemli. Ama bununla birlikte yıllardır değişmeyen sorun halen masada.
Kalkınma yaratmayan büyüme, yani şişme, rakam düşük olsa da bu kez kendisini çok daha belirgin hissettirdi. Hane halkı harcamalarından sanayiye kadar her kategorinin negatif etki yaptığı rakamdan Şimşek memnun.
Bunun hedefleri doğrultusunda çıkan bir sonuç olduğuna atıfta bulunuyor. Fakat rakam tutkusu içinde boğulan ekonomi yönetiminin insansızlaştırdığı ekonomiyi, bu sefer de firmasızlaştırma ile taçlandırdığını görmekten uzak olduğu göze çarpıyor.
Dış pazarlarda zaten aradığını bulamayan veya fiyat tutturamayan reel sektör, iç piyasanın tamamen bitmesiyle ve geliri olmayan insanların kredilerinin de kesilmesiyle birlikte tam zorlu bir sürecin kapısını araladı.
Her ne kadar Bakan Şimşek ‘en zorunun geride kaldığı’ gibi hangi gerekçeye dayandırdığı belli olmayan bir yorum yapmış olsa da, ekonomide zor günlerin bundan sonra başladığı çok net bir biçimde görülüyor.
Yüksek ihtimalle kayıt dışının arttığı, firma kapatmalarının ve işsizliğin tetiklendiği bir sürecin arifesinde, bir an önce ekonominin rakamlardan ibaret olmadığını hatırlaması gereken bir yönetim kadrosu var.
İthalattaki daralmanın, üretim yapısıyla birlikte okunduğunda büyük sorunları beraberinde getirdiğini görmemek için bakış açısını çok zorlamak lazım. Ama anlaşılan o ki, resim yeterince okunamıyor ve Şimşek, gelir kurgusundan iş hacmine kadar her konuda daha kısıtlayıcı yaklaşımını sürdürecek.
Normal şartlar altında iktisaden anlaşılabilecek bu uygulamanın, ülkenin gerçeklerinden ve vatandaşından, firmalarının yıpranmışlığına kadar ortaya çıkan faktörlerden ayrı düşünülmesi, bizi zor bir 2025’in beklediğinin şimdiden habercisi gibi.
5 milyon TL ve üzeri vergisini ödememiş olanları afişe etmekle tehdit eden, küçük esnafa Maliyeci yollayıp, cezalar kesen Şimşek, nedense vergisi silinenler konusunda ses çıkartmıyor.
Çünkü vergisini tahakkuk ettirenler ve ödeyemeyenlere yüzsüz demek yerine ‘ neden ödemiyorsun ya da ödeyemiyorsun’ diye sormak gereken bir sürecin tam ortasından geçiyoruz.
Arka arkaya gelen konkordato haberlerinin gölgesinde, gelecek sene vatandaşa yüzde 14 zam vererek, bugünkü açlık sınırının bile altında yaşatmayı hedefleyip, insanlar ihtiyaçlarını karşılayamadığı için iş hacminin düşmesinden ve ekonominin soğumasından medet umanlar, gözüken o ki bize bugünleri de çok aratacaklar.
Net olan şu: Türkiye ekonomisi bu haliyle gidemez ve bir an önce hamle yapmak gerekiyor.