Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Dert üstü murat üstü…’
11 Aralık 2024Üretim düşüyor, işsizlik de bir miktar yükseliyor ama, her şey kontrol altında… Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, keşke bu yorumu yaptıktan sonra kontrol altındaki yolun sonu ile ilgili de biraz bilgi verse…
Her şeyi ‘merak etmeyin’ diyerek yürüten ve her aşamada rakamları ayarlarken, yaşayanlar için meseleleri işin içinden çıkılmaz noktaya sürükleyen ve hatta sonrasında nasıl bir fotoğraftan, hangi yöntemlerle dönüleceği ile ilgili bilgi vermeyen bir ekonomi yönetimi anlayışımız var.
Ücretler konuşulurken de, enflasyon açıklanırken de ‘yaptım ama sor niye yaptım’ tadında yaklaşımlar sergileyip, bir düzeltmeden bahseden ama düzeltecekleri oranı neden bozduklarından söz etmeyen bir yaklaşım içinde dert üstü murat üstü kıvamında sürükleniyoruz.
Sanayi üretimi açıklandı ve daralma devam etti. Mehmet Şimşek konuyu yorumlarken dedi ki; uygulanan programın kısa vadeli etkileri ve zayıf dış talep sonucunda yılın 10 ayında sınırlı bir daralma görüldü.
Peki o zaman geriye dönüp bakalım. 2024 yılını ihracatla büyümeyi öngörerek, kurguyu bunun üzerine oluşturan ve dünyadaki pazar daralması, bir sonraki sene için 2023’ün üçüncü çeyreğinde belli olan bir fotoğrafı ve bakış açısını nasıl izah edecek?
Çünkü dışarıda kan kaybedeceği belli olan bir reel sektörü, iç piyasada da boğarak, ortaya çıkan daralmayı sınırlı olarak nitelendirmek ne kadar gerçekçi? Şimşek halen istatistikler ve rakamlar üzerinde algı yönetiyor.
Oysa bu süreçte artan TL maliyetler ve düşen hacimlerle birlikte, ortaya çıkan kırılganlık, kâğıt üzerinde tahmin edilenin üzerine çıktı ve sermaye erimesi ile kırılan ödemeler dengesi, bir tarafta rekor konkordatoları, diğer tarafta da tahsilat sorununu kronik hale dönüştürdü.
Yani sizin önünüzdeki rakam, reel piyasaların gerçeklerinin çok az görünün bir kısmını oluşturuyor. Peki madem bunu öngördüler, karşılığında nasıl bir tedbir aldılar? İşte bu sorunun yanıtı koca bir hiç olarak önümüzde duruyor. Sadece rakam tutturmayla odaklanıp, devamını izlediler.
Nitekim, işsizlik rakamlarında bunun sağlaması var. Şimşek bu rakamları yorumlarken yüzde 8,8 olarak açıklanan hayali fotoğraf üzerinden yorum yaparken, TÜİK rakamlarına bile yansıyan yüzde 27,6’lık gerçek işsizliği görmezden geliyor.
Hatta rakamlar o kadar dramatik ki, açıklanan işsizlikte yüzde 0,1, atıl diye nitelendirilende yüzde 1,9 artış farkı bile kendisini rahatsız etmemiş gözüküyor. Sizin insanları ne sebeple olursa olsun, işsiz olarak kabul etmiyor olmanız, onların işsiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Açıklamadan anlıyoruz ki, ortada bir sapma ya da hata yok. Bilerek ve isteyerek uygulanmış bir yaklaşımın, sonu düşünülmeden, kâğıt üzerindeki çıktılar hedeflenerek hayata geçirildiği net. Okumayı yanlış yapmak bir yana daha kritik bir sorun var. Bundan çıkış için bir plan var mı? Temennileri saymazsak, hayır. İşte asıl ürkütücü olan da bu.