Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Biyoteknoloji Davos gündeminde…’
16 Ocak 2024Türkiye Davos sürecinde, siyasi nedenlerle kurmayların gitmemesini konuşurken, jeopolitik risklerin ve yapay zeka gibi önemli gündemlerin ele alındığı bir zirvenin de dışında kaldığının farkında değil.
Ufkunuz siyasi çıtalardan ibaretse ve burada gitmekle, gitmemekle tepkinizi değil, yokluğunuzu ortaya koyduğunuzun farkında değilseniz, çok şeyi de kaçırıyorsunuz demektir. Yapay zekanın ön plana çıktığı Davos’ta konuşulan bir başlık var ki gölgede kalıyor ama asıl meselenin de oradan çıkacağını göreceksiniz.
Nedir o? Dönüştürücü teknolojiler içerisinde sayılan biyoteknoloji zirvenin gündeminde yer alıyor. Çok uzun zamandır Cuma akşamları radyo programımda ele alığım biyoinovasyon, biyoilham ya da biyomimetik meselesi anlaşılan o ki, yeni rekabet ve patent alanı olarak daha çok öne çıkacak.
Peki biyoteknolojinin ne olduğunu biliyor muyuz? Kitabi tanımını aktarayım:
“Biyoteknoloji; hücre ve doku biyolojisi kültürü, moleküler biyoloji, mikrobiyoloji, genetik, fizyoloji ve biyokimya gibi doğa bilimlerinin yanı sıra makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği gibi mühendislik dallarından yararlanarak, DNA teknolojisiyle bitki, hayvan ve mikroorganizmaları geliştirmek, özel bir kullanıma yönelik ürünleri oluşturmak ya da dönüştürmek için biyolojik sistemleri, canlı organizmaları ya da türevlerini kullanan uygulamaların tümüne verilen addır.”
Mısırlılar’a kadar uzanan, Eyfel Kulesi’nin bile esinlendiği alan olan, bugün spor sahalarında kullanılan kameralardan, hepimizin hayatındaki cırt cırt diye tabir edilen ürünlere kadar hepsinin bir biyoilham ürünü olduğunu biliyor musunuz?
Sadece cırt cırt buluşu ile, icadı yapan kişinin telif yoluyla ailesine bugüne kadar aktarılan paranın 400 milyon dolar civarında olduğu belirtiliyor. Da Vinci ile birlikte daha çok gündeme gelen, 90’lı yıllarda tanımlanmaya başlayan, 2 binli yıllarda patente konu ürünler haline dönüşen çalışmalar, önümüzdeki süreçte de döngüsel ekonomiden atık yönetimine, verimli enerjiden yeni malzemelere kadar bir çok alanı kapsayacak.
Mesela uzmanlar plastik yerine, mantarların kullanılarak aynı mukavette ürünlerin oluşturulduğunu, atığı noktasında da attığınız bahçede zeytin çekirdeği misali doğaya karıştığını anlatan misal sandalyelerden söz ederken, konunun dönüştürücü vasfıyla Davos’un gündeminde yer alması kaç kişinin dikkatini çekti?
Mukayese çok ucuz ar-ge maliyetleriyle patent üretmekten, dünyaya buluşlar sağlamaktan söz ettiğimiz bir alanı kaçırıyoruz. ABD patent sayısıyla dünyanın bir numarası olarak dikkat çekerken, biz Davos’a girip gitmemeyi konuşuyoruz.
Peki aynı fotoğrafı nereden hatırlıyoruz? Endüstri 4.0 ile toplanan zirvede turizm hasılatı peşine düşüp, Göbeklitepe’yi bile tarih hatasıyla aktardığımız o yılı anımsayın. Önce bunun öneminin olmadığını düşündük.
Ardından tüm dünyayla birlikte, Alman markası olan endüstri 4.0’dan rahatsız olduk da adını dijitalleşme diye çevirdik. Gelinen noktada her gün bununla yatıp kalkıyoruz. Bilhassa pandemiden sonra yayılan bir ekonomik oluşumu, ilk sene nasıl ıskaladıysak, şimdi de kamu nezdinde gitmediğimiz Davos’ta biyoteknolojiyi yok sayıyoruz. Çok değil, bir iki sene içinde bizde de popüler gündem olur, magazin haberlerinin içindeki yerini alır.
Sonra da dönüp yeniden baştaki tartışmayı yapmaya başlarız: ‘Neden katma değerli ürün ihraç edemiyoruz?” Sahi, neden acaba?