Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Asgari ücret ekonomisi…’

18 Temmuz 2024

Kanunda angarya sınırı olarak nitelendirilen asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, birkaç sene öncesine kadar asgari ücretin üzerinde olan emekli maaşlarının bu ücretin yarısına düştüğü, insanların geçinmek bir yana karnını doyurmaya çalıştığı bu sefalet ekonomisinin adı kondu.

Üstelik bu tanımlamayı, Türkiye’de reel sektörü temsil eden tüm mesleki STK’ların en üst kuruluşu TÜRKONFED’in Başkanı Süleyman Sönmez yaptı. Tanım şu: Asgari ücret ekonomisi…

Herkesin konuyu işveren ile çalışan arasına sıkıştırmaya çalıştığı, ekonomiyi bu noktaya getirenlerin aradan sıyrılıp, emeklisinden çalışanına kadar sabır, esnafından çiftçisine, işvereninden yatırımcısına kadar fedakârlık istediği gündemin ortasına net bir tanımlama olarak konuldu.

AB ülkelerinde asgari ücretin, çalışanların yüzde 7’sini kapsadığına dikkat çekip, ülkemizde iki çalışandan birinin asgari ücret aldığının altını kalın harflerle çizen Sönmez, yüksek katma değer üretilmeyen her sürecin bu ekonomiye mahkûmiyeti arttırdığını ifade etti.

O kadar doğru bir tanımlama ki, bugünlerde rakamlar ya da carry trade yatırımcısına yol açan kuruluşların coşku veren söylemlerinin gölgesinde, eli taşın altında olan, en önemlisi bu ücretleri bile karşılamakta güçlük çeken reel sektörün bir numarasının meseleyi yüksek sesle dile getirmiş olması çok kıymetli.

Peki Türkiye nasıl yüksek katma değerli üretim yapacak? Herhangi bir yol haritası olmayan, ekonomide tüm gerçekleşmeleri rakamla sınırlı tutan, diline katma değeri aldığında hiçbir şey yapmayıp bunu bir temenniler manzumesinden ibaret gören ekonomi yönetimiyle ve bu anlayışla mümkün mü?

Teşviklerden kredilere, yatırım önerilerinden yol haritasına kadar hiçbir başlığın netleştirilmediği, hatta insanların maliyet yapma konusunda bile önlerini göremediği, vatandaşından işverenine öngörülemezlik dehlizinde boğulduğu bir ortamda, fikir özgürlüğünün şartlara bağlı olduğu bir ülke ikliminde yüksek katma değerli iş yaratılabilir mi?

Ülkenin temel sorun noktası, felsefesini kaybetmiş olması… Şayet ekonomide rakamların peşinden koşar, ülkeye bir yol haritası vermek, hayallerini gerçeğe dönüştürecek bir iklim yaratmak yerine, çalışanın, kurala uyanın teşvik edildiği bir ekosistem içinde üreteni ürettiğine pişman etmekten vazgeçmezseniz, oradan bırakın katma değerli üretimi, sağlıklı bir üretim performansı bile çıkmaz.

‘Hiç mi doğru bir şey yapmıyoruz’ diye sitemlerini dile getirenlerin, trilyonlarca TL kaynak, yani bütçeyi kullanıp, sonra bu bütçenin neden verimsiz şekilde harcandığının hesabını vermediği bir ortamda, siz tek tük yapılan iyi işlere alkış mı bekliyorsunuz?

Üstelik bu alkışı, yanlışların daha çok olduğu bir ortamda, yanlışların hesabını vermeden talep ediyorsunuz. Ne 128 milyar doların hesabı verildi bu ülkede, ne de 3 TL’ye mal olacak işlerin, 5 TL’ye mal edilmesinin…

Ödeme ve müşteri garantili işlere nasıl imza atıldığının hesabını vermeyenlerin, sürekli belli şirketlerin borçlarını silenlerin, daimi olarak vatandaşın cebine koymadan dolaylı vergi tahsil etmek isteyenlerin ikliminde, bence gelen en güzel tanımdı bu. Asgari ücret ekonomisi…

Deşifresi ne biliyor musunuz? Fasoncu, yok pahasına insan çalıştıran, kalabalık ile insan kaynağının farkını bilmeyen ve geçmiş yüzyılların kölelik sistemine atıfta bulunacak başlıklar açan, çalışma / çalışmama ilişkisini tehdit üzerine kurgulamış yapıdan söz ediyoruz. Tanım çok doğru: Asgari ücret ekonomisi… Merak ettiğim ise şu: Acaba anlayan çıkacak mı?

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Sıtmaya razı gelen aranıyor...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Sıtmaya razı gelen aranıyor…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: En zor geride mi kaldı?Çetin Ünsalan Yazdı: En zor geride mi kaldı?

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Gerçek ile hayalin söylemi...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Gerçek ile hayalin söylemi…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Biz hariç herkes hatalı...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Biz hariç herkes hatalı…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları