Çetin Ünsalan Yazdı: ‘2024’ün riski stagflasyondur…’
1 Ocak 2024Yeni bir yıla başlarken ve 03 Ocak’ta enflasyon açıklanmamışken, Türkiye’nin neden probleminin enflasyon olmadığını anlatmakta yarar görüyorum. Öncelikle hedeflenen enflasyon oranlarında, baz etkilerine güvenerek düşüş öngörmenin ne kadar anlamsız olduğunu ifade ederek işe başlayalım.
Çünkü ‘açıklanan enflasyonun gerçekliğine ne kadar inanıyorsunuz’ sorusunun yanıtını vermeden bunun bir anlamı yok. 70 yaşında bir insanı kağıt üzerinde 35 gösterip, sonra da 30 olacağına ikna etmekten farksız bir tavır içindeyiz.
Amaç enflasyonu düşürmek mi, yoksa müreffeh bir ülkede, kalkınan bir ekonomide, düşük enflasyonla yaşamak mı? Aslında bu soruya vereceğiniz yanıt da ekonomik tavırlarınızda belirleyici oluyor.
Ne yazık ki mevcut ekonomi yönetimi rakam peşinde. Enflasyonun düşmesini, dış ticaret dengesini düzeltmeden ihracatın artmasını, istihdam yaratmadan işsizliğin azaltılmasını, kalkınma olmadan büyüme rakamı elde edilmesini ve sağlıklı yatırımlar konuşmadan para gelmesini hedefliyor.
Öncelikle bu tablodan sonuç alamazsınız. Sadece sorunları ağırlaştırarak ötelersiniz. Bu yılın ortasından itibaren baz etkisiyle enflasyonun düşeceğini düşünmek de, açıklanan enflasyonun gerçekliğine inanmak kadar tartışmalı bir bakış açısı.
Sadece maaş artışları üzerinden bir enflasyon açıklaması yapılması, iç piyasayı durma noktasına getirecek hareketlerin herhangi bir anlamlı zemine oturtmadan konuşulması, ama kamu eliyle anormal vergi artışlarıyla fiyat artışlarına neden olunması, sadece enflasyonu ve kayıt dışı gerçeğini arttırır.
Bu nedenle kağıt üzerinde nasıl bir enflasyon açıklanacağından çok, sahada nasıl bir enflasyon gerçekleşeceğinin üzerinde durmak gerekir. Meseleye buradan baktığınızda enflasyonun bu mantıkla düşme ihtimali gözükmüyor.
Sizin gerçekçi olmayan yaklaşımlarla göstermelik enflasyonu düşürmeniz ise, politika faizini yüzde 8,5’a düşürdüğünüzde ne kadar işe yararsa, o kadar sonuç verecektir. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda ise Türkiye’nin 2024 ekonomisi bize bazı başlıklar veriyor.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun son toplantı tutanakları öncelikle seçim ekonomisi uygulanacağını alenen söylüyor. Bunun da enflasyonu körükleyeceği açık. Nitekim bu nedenle Mayıs itibariyle bir düşüş telaffuz ediyorlar.
Kağıt üzerinde ne yaparlar bilmiyorum, ama bu seçim harcamalarının 12 trilyon TL’ye vuran bütçeyi daha da dramatik hale getireceği, kayıt dışı ve merdiven altı üretimin artacağını ve vergi gelirlerinde düşüşle birlikte, bütçe açığının patlayacağını, yine kamu eliyle yeni zamlarla enflasyonun azdırılacağını, geliri yetersiz vatandaşın da, piyasanın istediği ölçüde tüketim yapamayacağını dikkate alırsanız geriye tek bir sonuç kalıyor.
2024 yılında korkulması gereken başlık enflasyon değil, daralma ve enflasyonla gelen stagflasyondur. Ne yazık ki ekonomi yönetimi bunu göremeyecek kadar sahadan kopuk.