Çetin Ünsalan: Olumlu görünüm
1 Ağustos 2024
Türkiye ekonomisinde iki önemli başlık olarak dikkat çeken dış ticaret ve turizm sektörünün ikinci çeyrek verileri aynı anda geldi. Analitik bakış açısından son derece uzak bir biçimde atılan manşetlerin, ülke ekonomisinin her zaman gerçek sorunu olduğunu düşünmüşümdür.
Nitekim gelen rakamlarla birlikte bu fotoğraf değişmedi. Daha bir gün öncesinde tüketici güveni çökmüşken, İSO 500’ün ikincisi, yani KOBİ’leri kapsayan bölüm ihracat ve finansman alarmı verirken, bir günde unutulan başlıklar haline getirilip, methiyeler düzüldü.
Ne oldu? Dış ticaret açığında önemli bir gerileme yaşandı. Turizm sektörünün ikinci çeyrek rakamları da rekorla geldi. Düz mantıkla baktığınızda ne kadar güzel değil mi? Yani bundan mutlu olmamız gerekiyor.
Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, henüz bazı şirketlerin vergilerinin silindiği iddiaları konusunda açıklama yapmadan, hemen bu meselenin üzerine eğildi ve önceleri enflasyon ve döviz ihtiyacı ile ilgili söylemlerine yenisini ekledi.
“Dış dengede ve turizmde olumlu görünüm sürüyor.” Elbette Bakan Şimşek, bunu basın açıklamasıyla paylaşmadı. Her zaman olduğu ve bir alışkanlık haline geldiği ve benim devlet ciddiyetinden uzak olarak gördüğüm gibi, sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu.
Olumlu görünüm devam ediyor öyle mi? Diyeceksiniz ki bunun nesine itiraz ediyorsun? Cari açıkta çok etkili olan dış ticaret açığı, geçen yıla göre ılımlı bir artış gösterdi ve turizm gelirlerinde de dikkate değer oranda yükseliş yaşandı.
Neye göre? Bir önceki yıla kıyaslandığında… Dış ticaret konusuyla başlayalım. Öncelikle Haziran ayındaki bayram atfına rağmen, dış ticaret açığındaki artışın sınırlı kalması her şeyin sağlamasını yapıyor.
Üretim yapınıza baktığınızda, ara mamul ve hammadde bakımından ithalata bağımlı bir görünüm var. Peki buna karşılık, yapının tersine çevrilmesini sağlayacak bir hamle oldu mu? Yani üretimdeki ithalata bağlı yapımız yüzde 70 ortalamadan 40’lara mı düştü? Yerli tedarik oranıyla ilgili bir hamle mi yaptık. Yanıtı, koskoca bir hayır.
O zaman geleneksel olarak ihracatımızın artmasına paralel, ithalatımızın artması kaçınılmaz. Tıpkı ihracatımızın düşmesiyle beraber ithalatımızın azalması gibi… Yani dış ticaret açığı, yapısal sorunları hallettiğimiz için değil, eskiye oranla daza az iş yaptığımız için düşüyor. Bunda olumlu bir görünüm var mı?
Kurguyu değiştirmediğinize göre yarın ihracatınız artsa, bağlantılı olarak dış ticaret açığınız ve toplamda da cari açık probleminiz tüm haşmetiyle varlığını koruyor demektir. Tahmin edeceğiniz gibi meselenin bu boyutuna değinilmedi bile.
Gerçi olimpiyatların açılışına tepki gösterip gitmediğini söyleyen bir siyasetin, davet edilmediğinin ortaya çıkmasındaki kadar garip bir durum yok ama, yine de en azından bu analizle açıklanması ve ortaya konulması gereken bir dış ticaret daralmasını konuşmamız gerekmez miydi?
Dönelim turizme… Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ilk iki çeyrek turizm hareketlerini değerlendirdi ve geçen yıla göre rekor düzeyinde bir artış yakalandığını ifade etti. Rakamlara hiç girmeyeceğim zira önemi yok.
Ardından Mehmet Şimşek de olumlu görünümün turizmde de yaşandığını vurgulayan açıklaması paylaşıldı. Sadece önünüzdeki fotoğrafa bakarsanız ne düşünürsünüz? Turizm gelirlerinde ve turist sayısında patlama yaşanıyor.
Neye göre? Geçen yılın aynı dönemine kıyasla… Şimdi bir de konuya analitik yaklaşalım. Geçen yılın ilk 6 ayına oranla ne oldu da patlama yaşandı? Bu soruyu sorana şahit oldunuz mu?
O zaman ben paylaşayım. Geçen yıl ne olmuştu? Hepimizi yasa ve derin üzüntülere boğan 6 Şubat Depremi… Kahramanmaraş merkezli olan ve 11 ilde eş zamanlı gerçekleşen bu acı olayın izleri halen zihnimizde.
Şimdi yaşadıklarımızı bir kenara koyup, soruyu tekrar sorun. Biz bu sene turizmde hangi döneme göre patlama yaşadık? İkinci ayda asrın en büyük felaketlerinden biri olarak sayılan 6 Şubat Depremi, sonrasında da bıçak gibi kesilen turizm fotoğrafına kıyasla.
Yani sıfır noktasından 1’e çıkıp, sonra da yüzde 100 artış yaşadık diyebilir misiniz? Bu ortaya konulan durum tam da. Peki tekrar başa dönüp soralım. Olumlu görünüm bunun neresinde?
Kimsenin inanmadığı enflasyonun, insanların sefil olması pahasına düşmesi, baz etkisinin kullanılması ne kadar kalıcı, akılcı ve vicdana uygun rakamlar ve görünümse, bunlar da birebir aynıdır. Olumlu görünüm demek… Şimdi bir daha bu gözle Bakan Şimşek’in beyanını okuyun lütfen.