Piyasa
Çetin Ünsalan Yazdı: Tek gidecek olan misafir mi?
Türkiye’nin son dönemde serseri para olarak da nitelendirilebilecek carry trade finansmanını çektiğini biliyoruz...
Türkiye’nin son dönemde serseri para olarak da nitelendirilebilecek carry trade finansmanını çektiğini biliyoruz. Peki bu finansman mı, yoksa kısa vadeli kazanç peşinde koşan yatırımcı grubu mu?
Esasen kimsenin konuşmadığı bir gerçek var. Türkiye kur korumalı mevduata geçerken tüm uyarılara rağmen nasıl dinlemediyse ve bugün kurtulmamız gereken bir unsur haline geldiyse, şu an sıcak para olarak gözüken bu paralar da farklı bir görüntü vermiyor.
Yani KKM’den kurtulmaya çalıştığını söyleyen bir ekonomi yönetimi, kuru sabit tutmak için para yakarken, yüzde 50 ortalama faiz verdiği bir ortamda yeni bir KKM yarattı. Mesela ABD’de bir yılda kazanılacak paraların burada kazanılmasını sağladığımızı kaç kişi konuşuyor.
Parası Türkiye’ye getiren 33 TL’den bozdurup 32 veya 45 günlük vadelerle TL mevduata yatırıyor. Bizim ekonomi kurmayları da TL mevduatın arttığını, ülkeye de para girdiğini sanıyorlar. Vade dolduğunda yüzde 3 – 4 aylık bazda, yani ABD’de bir yılda kazanacağı parayı tekrar çekip, sonra yine aynı kurdan dolara çevirip götürebiliyor.
Şimdi bu uygulanan TL mevduata ilginin artması mı, ülkeye kaynak girmesi mi, yoksa görüntüyü kurtarmak için sürekli para yakan bir ülkenin faturayı arttırıp, yarına doğru ötelemesi mi?
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç de son 6 aydaki hareketliliğe dikkat çekiyor ve bunun misafir para olduğunu belirtiyor. Ardından da ekliyor: Misafir geldiği gibi günü gelir gider de…
Son derece haklı bir uyarı ama narkoz almış bir ekonomi yönetimi ve onu tıpkı KKM’deki gibi coşku veren embedded medyanın himayesinde Türkiye’nin kaynaklarının bir kez daha tüketildiğini görüyoruz.
Tekrar İTO Başkanı’nın sözlerine dönelim. Böylesine serseri bir para, ki bunların zaten var oluş nedeni bu, yani doğrudan yatırımlardan ya da gerçek finansman kullandıran fonlardan ayırmak lazım, giderken yalnız mı gider?
Oluşturduğu öngörülemezlik, ani oynama riski, çıkışta yaşanacak sıkıntıları da birlikte düşündüğünüzde, kısa vadede onlara para kazandıran bizde makyaja neden olan bu hareketler beraberinde yerli yatırımcının da yurtdışına ya da yastık altına kaçmasına neden olur.
Yani tam bir Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma hikayesi izliyoruz. Ayrıca bir kez daha altını çiziyorum ki bu hülle yapılmış adı konulmamış yeni bir KMM benzeri açılımdır ve ekonomiyi daha çok dolarize edecektir.
Türkiye’de önce yeteneklerin, sonra ihtisas sahibi olanların göç etmesiyle başlayan ve ‘giderseniz gidin’ diyerek en yetkin ağızdan körüklenen bu yangın, şimdi firmaların öç etmeye başladığı bir sürece evrildi. Ama bizim ekonomi yönetimi halen hayal dünyasında yaşıyor.