Borsa
TCMB rezervleri yıla kötü başladı! Gözler ABD enflasyon verisinde
Küresel mali piyasalar dün genel hatları ile günü iyimser bir şekilde tamamladı. ABD’de açıklanan yılın son çeyreğine ilişkin büyüme verisi…
Küresel mali piyasalar dün genel hatları ile günü iyimser bir şekilde tamamladı. ABD’de açıklanan yılın son çeyreğine ilişkin büyüme verisi tahminlerin oldukça üzerinde sonuçlanırken (%2 olan beklentiye karşılık %3,3) ABD ekonomisinde durgunluk endişelerinin pek de geçerli olmadığını adeta haykırdı. Güçlü büyüme verisine paralel ABD borsaları geceyi yükselişle tamamlerken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tüm zamanların en yüksek günlük kapanışını gerçekleştirdi.
İçeride ise dün yılın ilk olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında TCMB beklentilere paralel politika faizini 250 baz puan artırarak %45 seviyesine getirdi. Toplantı ardından yayınlanan politika metninde açık bir şekilde faiz artırım döngüsünün sona erdiği belirtilirken, faiz oranlarının ise uzunca bir süre mevcut düzeyde tutulacağına dikkat çekildi.
Bu bağlamda, henüz enflasyonun belinin bükülmediğini düşünürsek, TCMB’nin elini kolunu bağlamayıp biraz daha ‘politik’ davranmasını beklerdik. Faiz artırımlarının bittiğini ‘bağırmak’ yerine tıpkı FED’in yaptığı üzere “bundan sonra politika duruşumuz açıklanacak verilere göre şekillenecektir” denebilirdi. Netice itibariyle, FED’in bir önceki başkanı Bernanke’nin de dediği üzere, para politikasının %98’i iletişim; %2’si ise aksiyon…
Elbette, TCMB toplantısı ardından para politikasının etkinliğini artırmak üzere, mevduat faizi oranlarının biraz daha yükselmesine izin verilerek, maliye politikası ve kredi kartına dair tedbirlerin (taksitlerin sınırlandırılması) de gündemde olacağını düşünüyoruz. Dün bültenimizde değindiğimiz üzere, BKM kart verileri ekonominin canlı olduğunu gösterirken, dün açıklanan imalat sanayi kapasite kullanım oranı (5 ayın en düşüğü) ve reel kesim güven endeksi (11 ayın en düşüğü) tüketimin canlı olmasına rağmen sanayinin zayıfladığını gösterdi!
Dün veri bombardımanı ve TCMB kararı sonrasında genel hatları ile Türk Mali piyasalarında havanın olumlu tarafta kaldığını gördük: BIST100 endeksi uzun aradan sonra ilk kez 8,150 seviyesinde var olan direncinin üzerinde bir kapanış yaparak son 3 ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Dün bültenimizde belirttiğimiz üzere, NATO’nun genişlemesinin önündeki engelin kalkması, TCMB Başkanına yönelik güvenin telkin edilmesi ve en önemlisi Batı alemi ile olan ilişkilerin de düzeleceği beklentisinin tetikleyeceği sermaye girişlerine değinerek Borsa İstanbul için tonumuzu temkinliden olumluya çevirmiştik. Dün ana endeks günü %1 yükselişle tamamlarken, USDTRY kuru 30,27 seviyelerinde salındı; CDS risk primi ise 310 baz puana kaldı.
Öte yandan, her hafta Perşembe günü TCMB tarafından açıklanan veriler arasında TCMB’nin net döviz pozisyonunda yaşanan bozulma dikkatimizi çekti. Net pozisyon ne demek? TCMB’nin bankalarla yaptığı swap (değiş tokuş) işlemleri (yani emanet dövizler) ve Hazine’nin dövizleri çıkarıldıktan sonra kalan net pozisyon yılın son 2 ayında belirgin bir artış kaydetmesi ardından yeni yıla pek de iyimser bir şekilde başlamadı. Sayıların dili ile konuşursak, TCMB’nin net döviz pozisyonu Kasım-Aralık döneminde 20 milyar dolar iyileşmesi ardından Ocak ayında 6,8 milyar dolar erozyona uğradı (bakınız grafik).
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan erimenin arkasında kamunun döviz piyasasında ana oyuncu olması (kuru baskılama) ve iç tarafta devam eden döviz talebinin de (KKM’den dönen paranın dövize yöneldiğini düşünüyoruz) etkili olduğunu not etmek gerekiyor. TL mevduat faizinin son verilerin ışığında bir miktar da olsa gerilemesi (3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi ortalama olarak Aralık sonunda %52,60 seviyesinden %49,98 seviyesine geriledi) dövize ilgiyi yeniden canlandırmış olabileceğini de düşünüyoruz. 2023 yılın sonlarına doğru yabancı girişleri ve daha cazip TL faizler TL’ye yönelik ilgiyi canlandırırken, gelinen noktada yabancı ilgisinin de kuru tutmaya yetmediğini düşünüyoruz. 2024 sonu için USDTRY kurunu bilanço çalışmamızda 40 olarak belirlediğimiz yeri gelmişken bir kez daha not etmiş olalım.
Dün açıklanan Amerikan büyüme verisinin resesyon ihtimalini elinin tersiyle itmesi sonrasında doların kuvvetlendiğini görüyoruz. Sepet bazında doların piyasa kuru olan DXY 103,5 seviyesine gelirken, daha da yukarıda 104,2 seviyesini teknik bir bakış açısıyla takip edeceğiz. Avrupa Merkez Bankası (ECB) beklentiler paralelinde politika faizini %4,5 seviyesinde sabit tutarken, Başkan Lagarde’nin açıklamaları erken ve agresif faiz indirim beklentilerini törpüleme gayreti sergiledi: “Şu aşamada faiz indirimlerinin konuşulmasının çok prematüre olduğuna ilişkin mutabakat var.” denildi. ECB açıklamaları ve güçlü ABD verisi sonrası EURUSD paritesi 1,08 seviyesinin diplerine kadar geriledi.
EUR’nun teknik bir bakış açısıyla aşağıda 1,0765 seviyesine kadar gerilemesi bizleri şaşırtmayacaktır. 1,0940 seviyesi üzerinde kapanış yapamayan EUR’da ve benzer bir şekilde Çanakkale geçilmez misali 1,2725 seviyesinden haftalardır geri dönen GBPUSD paritesinde yönün aşağıya döndüğünü belirtmiştik. Güçlü veri sonrası ABD 10 yıllık faiz getirisi %4,10 seviyesine yatay kalırken, altının ons fiyatı yükseliş heyecanını kaybetmiş bir görüntü sergileyerek 2,020 dolar seviyesinde salınmaya devam ediyor. Bitcoin cephesinde ise 42,200 dolar seviyesinin altında tamamlanmaya aday görünen ikinci hafta da aşağı yönlü isteğinin ağrı basacağının habercisi olabilir.
Petrol fiyatları ise, ABD’deki pozitif ekonomik büyüme ve Çin’den gelen teşvik işaretlerinin talep güvenini artırmasıyla Ekim ayından bu yana en büyük haftalık yükselişini gerçekleştirerek 82 dolar seviyesinin üzerine yükseldi. Bültenimizi takip eden yatırımcılar, petrolde yükseliş beklediğimiz bildikleri için pek de şaşırmamışlardır. Teknik bir bakış açısıyla, haftanın 82 dolar seviyesinin üzerinde tamamlanması, bir sonraki teknik seviye olan 85 dolarında önünü de açacaktır.
Haftanın son iş gününün başlangıcında, hem ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hem de Asya piyasalarında satıcılı bir havanın egemen olduğunu görüyoruz. Dünyanın en değerli otomobil üreticisi olan Tesla’nın CEO’su Elon Musk, zayıf talep ve Çin ile rekabet konusundaki endişelerinin gölgesinde satış büyümesinin bu yıl yavaşlayacağı konusunda uyarıda bulunması ardından %12’nin üzerinde değer kaybetti (Tesla, Musk’un satış uyarısının ardından 80 milyar dolarlık değerlemeyi sildi.).
Japonya’da bu sabah açıklanan enflasyon verisi BoJ’un %2 olan hedefinin ve piyasa beklentilerinin oldukça altında kaldı: Geçen ay %2,4 olan TÜFE %1,6 seviyesine geriledi. Gösterge endeks Tokyo borsası %1,4 düşerken, bu haftanın da tam bir düşüş barı ile kapandığını görüyoruz. Okurlarımızı, 34 yılın zirvesinde olan Tokyo borsasında kâr satışları ve olası düzeltme için hafta başından bu yana sıkı sıkı uyarmıştık!
Bugün gözler ABD’de açıklanacak ve FED’in favori enflasyon göstergesi olan PCE enflasyonunda olacaktır. Verinin beklentilerin dışında gelmesi piyasa yansımasına neden olabilir!
iktisatbank.com