Gündem
Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atandı
İçişleri Bakanlığı, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesi’ne kayyım atadı. İçişleri Belediyesi tarafından yapılan açıklamada her üç başkanın…
İçişleri Bakanlığı, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesi’ne kayyım atadı. İçişleri Belediyesi tarafından yapılan açıklamada her üç başkanın ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçunda aldığı cezalar ve süren davalar kayyım kararına gerekçe gösterildi.
Açıklamada, Ahmet Türk‘e Kobanê Davası’nda “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen 10 yıl hapis cezası, Ankara 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla devam eden dava ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yürüttüğü soruşturmanın gerekçe yapıldığı belirtildi.
Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük hakkında Batman 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası, Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüt üyesi olmak” iddialarıyla yürüttüğü iki ayrı soruşturmanın kayyıma gerekçe yapıldığı belirtildi.
Sönük’ün yerine Batman Valisi Ekrem Canalp’ın kayyım olarak atandığı kaydedildi.
Halfeti Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan hakkında Antep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verdiği 6 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası ile Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yürütülen soruşturmanın kayyıma gerekçe yapıldığı ifade edildi.
Karayılan’ın yerine İlçe Kaymakamı Hakan Başoğlu’nun kayyım olarak atandığı aktarıldı.
AHMET TÜRK: DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE 3 KEZ KAYYIM ATANAN YER GÖREMEZSİNİZ
Ahmet Türk sosyal medya hesabından “Asla pes etmek yok. Demokrasi, Barış ve Özgürlük mücadelesinden geri adım atmayacağız. Halk iradesinin gaspına geçit vermeyeceğiz. Bu böyle bilinsin!” ifadelerini kullandı.‘
DEM Parti’den ‘kayyım’ tepkisi: Biz barış için el uzatılmasını beklerken, halkın iradesine el uzatılmıştır
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Halfeti Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepki gösterdi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“AKP-MHP iktidarı Hakkari ve Esenyurt’tan sonra bugün sabah saatlerinde de Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Urfa Halfeti Belediyesini gasp etti. Bu darbenin, 4 Kasım 2016’da Kürt halkının iradesine yönelik gerçekleştirilen Meclis darbesinin yıldönümünde gerçekleşmiş olması manidardır. Kürt halkını demokratik siyasette tasfiye etme saldırılarının 1994’ten beri devam eden iflas etmiş 30 yıllık tekrarıdır.
Bir kez daha ifade edelim ki bu saldırı halk iradesine yönelik gerçekleştirilmiş açık bir darbedir. Daha önce gerçekleştirilen kayyım darbeleri halk tarafından reddedilmiş, kayyım pratiği seçimlerde büyük bir yenilgiye uğramış ve halk kendi iradesini partimizden yana kullanmıştır. Her seçimde yenilgiye uğrayan kayyım darbesinde ısrar etmek, siyasi tükenmişliğin göstergesidir.
AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığını yargı ve kolluk marifetiyle ele geçirme alışkanlığını ve kayyım darbesini bir rejime dönüşmüştür. Bu saldırı, aynı zamanda Kürt halkının seçme ve seçilme hakkına büyük bir saldırıdır. Halkın doğrudan katılımının olduğu yerel yönetimlerin, belediyelerin ablukaya alınması ve adeta karakola çevrilmesi, mevcut siyasi rejimin demokratik meşruiyetinin bittiğinin açık ilanıdır.
Vesayetle ve darbelerle mücadele ettiğini söyleyenlerin bizzat katıksız birer darbeciye dönüşmüş olması ibretlik bir durumdur. Bu topraklarda zorbalık ve zulümle hiçbir iktidar abat olmamıştır, olmayacaktır da. Türkiye halkları bu zorbalığa asla boyun eğmeyecektir. Son yerel seçimlerde, iktidar bu pratikleri nedeniyle büyük kaybetmiştir ve bu yöntemde ısrar ettikçe de daha büyük kaybedecektir.
Kayyım darbesi 85 milyon için demokrasi ve özgürlük sorunudur ve önü alınmazsa ne sadece Kürt illeriyle ne de şimdiye kadar gasp edilen belediyelerle sınırlı kalacaktır. Hangi partiden ve düşünceden olursa olsun, bu darbe artık bütün Türkiye halklarının seçme ve seçilme hakkına, siyasi iradesine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu vesileyle bütün demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir.