FÖŞ yazdı: Borsa çamurlu tarlada, ama kasmayın çıkar
27 Mayıs 2024Her sabah saat 08:00 sularında finansal kuruluşlardan gelen piyasa-Borsa raporlarını taramaya başlar ve eski günlere hayıflanırım. O kadar az temel analiz var ki. Varsa yoksa teknik analiz. Teknik analize saygım sonsuz da, siyaset ve ekonomide trend değişimlerini göstermez ki? Uzun zamandır global gelişmeler, ekonomik veriler ve bizim siyaseti hisse fiyatlamalarına ilişkilendiren raporlar arıyorum. QNB Finansinvest ve Kıbrıs İktisat Bankası büyük çoğunlukla bu işi görüyor, ama niceliksel olarak yetersiz. “Etkin piyasa” oluşması için yoğun dozda ve zıt fikirleri barındıran enformasyon akmalı ki gürül gürül, yatırımcı risk ve potansiyel getiriyi ölçüp, aksiyon alsın. İyimserlerle kötümserler er meydanı olan “tahtada” kapışsın, husyeleri daha testesteronlu olan kazansın.
Mecburen iş başa düştü. Borsa niye tıkandı? Evet, evet, evet, çok fazla prim yaptı dinleniyor. Halka arzlar yine ikincil piyasaya gidecek fonları emiyor, mevduat faizleri yükseldi vb, vs. Ama bunlar bildik şüpheliler. Arka planda rallinin önünü kesen bir çamurlu tarla manzarası var. Bunu görelim dostlar. Mayınlara basmamak için ayak uçlarında yürürken, burnumuza kadar bataklığa gömülmeyelim.
İlk neden, Çin ve Hindistan. Halihazırda global fonlar, Gelişmekte Olan Piyasalarda (GOP, Ülkeler = GOÜ) tahvil peşinde. Hisselerde çok seksi hikayeler yok. Geçen sene nal toplayan Çin borsaları Beijing manipülasyonuyla şişirildi, para mecburen oraya akıyor, çünkü MSCI GOÜ Hisse Endeksi’nde Çin hisselerinin payı %25 civarında. Ardında da F/K bazında pahalı olmasına karşın büyüme harikaları yaratan Hindistan geliyor. Biliyorum, Nifty de son zamanlarda kar realizasyonuna girdi, ama ben endeks performansı değil para girişlerinin izini sürerim.
Önce MSCI GOÜ Hisse Endeksine ilgi artacak ki, sıra endeks payı %0.5 olan Borsa İstanbul’a gelsin. Ama ortada daha vahim belirsizlikler var. İlkin, enflasyon muhasebesine geçişle kar ve F/K, VAFÖK hesaplamak imkansız hale geldi. Bir de mali tablo açıklama takvimi değişti. Bu camiada kahramanca, canını dişine takarak, 2 kuruş maaşa temel analiz yapan analistler üstünde çalışacak sağlam veri bulamıyorlar. Bakın, bu enflasyon muhasebesi az-buz bir şok değil. Bu sabah Deniz Yatırım’ın Koç Holding şirket değerleme raporunu ParaAnaliz’e koydum, fark TL18 milyar. Evet, eski parayla değil, Yeni TL’yle 2 mali tablo arasında 18 milyar fark var.
Yatırımcılar ne kadar üstünde düşünüyor, bilemem, ama genç meslektaşlarıma her gece kabus gördüren bağlantılı bir mesele daha biliyorum: Ulan, tüm reel sektör enflasyon muhasebesine geçti de, finansallar geçmedi. Bu Kamu Tasarruf Genelgesi yayınlayıp Saray’ı muaf tutmaya benziyor. Yok canım, benzemiyor da, canım birden RTE’yi biraz gıdıklamak istedi. Mesele şu, Al Gaddar Al Caffar Bank Taktukcu Holdinge kredi vermiş, çünkü şirket gayet güzel kar ediyor. Sonra Taktukcu enflasyondan arındırılmış mali tabloları yolladı şubeye, müdür Karaipler’e kaçtı, çünkü aslında zarar var. Taktukcu işletme sermayesini kediye yüklemeye kalkmış, mırnav: “Siktir lan, ben sizin hammalınız mıyım, gidin bir sokak köpeği bulun, nasıl olsa hepsini gebertecekler, taşısın dallama” deyip, burada bahsedemeyeceğim mahrem bölgelerini yalamaya başlamış.
Felsefi sorularla devam ediyorum. Erdoğan hala hem dezenflasyon, hem de yüksek büyüme istiyor. Şimsek de “yüksek yerine kaliteli versek?” diye mırın kırın ediyor, ama ekonomiden biraz anlayan herkes gerçeği biliyor: Enflasyon düşecekse, büyüme yavaşlayacak, hatta hafif resesyonumsu aylar yaşayacağız. Resesyonumsallık eşittir düşük ciro eşittir düşük kar.
Gelelim daha somut bir belirsizliğe. Mevzuat değişikliği ki, dünyanın her yerinde Borsalar yaka silker bundan. Mehmet Şimşek gece gündüz canla başla çalışıp bütçede temel harcamaları kesmeden tasarruf arıyor. Önce kamuda israfın üstüne gitti, mama bulamadı. Sırada emlak – konut satış ve asgari kurumlar vergisi var. Borsa’ya kote tüm şirketlere operasyon atılacak. Günümüzde Ayhan Bora Kaplan çetesiyle Süleyman Soylu Abim arasında var olduğu iddia edilen ilişkide çok sık geçen “kopartma” terimi burada da geçerli, yani şirketlerden haraç toplanacak. Normalde kar rapor etmese de, nakit akımını karlı yatırıma dönüştüren şirketlerin hisse fiyatı yükselir. Ama, Türkiye’de nakit akımını koruyan ibadullah vergi indirimleri, teşvikler vs, asgari kurumlar vergisine kurban edilecek. Kar tahminleri sil baştan.
Geldik sona. Ne yani Borsa yükselmez mi? Deli misin? Kasım’da 15-17 bin fiyat biçerim ben BİST-100’e. Niye? öncelikle YouTube videolarımda yorumcuların %90’nın gayet doğru biçimde teşhis ettiği gibi, ben bu boktan anlamıyorum. Diğer neden ise daha basit: Yabancı yatırımcı hikayesi olan ülkelerin hisselerini sever. Ortada biraz Hollywood, biraz Netflix orjinal koksa da, bir hikaye var. Bu hikaye satın alınacak. Özellikle, Çin ekonomisi 3 ay içinde yine intiharlık bunalım durumları arzedince. Hindistan’da Modi halka acı verecek yapısal reformları gerçekleştirecek sayıda sandalye kazanamayınca. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde seçimler ekonomiyi apartheid’dan beter eden African National Congress hegemonyasının bitmediğini gösterince. Meksika ve Brezilya’da heyecanla beklenen faiz indirimleri Fed’e takılınca.
Hatırla Ey Sevgili. Berat Albayrak Abim tüm yabancı finansal sermayeye “Bakın burası önemli, şimdi hepiniz siktirip gideceksiniz” demeden önce, ayı pazarının en karlı gecelerinde bile yabancı payı %60’ın altına düşmezdi. Bugünlerde %40’ın altında. Hesapla BİST-100 Endeksi’ni Ey Sevgili, Türkiye normale dönünce.
FÖŞ