Gündem
Basın kaynakları: AB zirvesinden Türkiye ile yakınlaşma kararı çıkacak
Seçimler bitti, AB Türkiye dosyasında yeni adımlar hazırlıyor
T24’ten Metin Kaan Kurtuluş’un bildirdiğine göre, 17-18 Nisan’da yapılacak olan Avrupa Birliği zirvesinin taslak bildirgesine göre Türkiye ile ilişkiler geliştirilecek.
T24’ün gördüğü AB Konseyi zirvesi taslak sonuç bildirgesine göre AB liderleri, Türkiye ile Brüksel hattında ilişkilerin “aşamalı, orantılı ve geri çevrilebilir şekilde Avrupa Konseyi’nin daha önce aldığı kararlar çerçevesinde ilerletilmesini” talep edecek.
Taslak metinde yer alan “geri çevrilebilir şekilde” ifadesi, AB’nin süreç sırasında Türkiye’nin attığı bir adımı “yanlış” bulmaları durumunda gümrük birliği modernizasyonu ve vize kolaylığı gibi konularda alınacak kararları iptal edebileceğine işaret ediyor.
Taslak metnin 9. maddesinde Türkiye ile ilgili şu karar bulunuyor:
“Avrupa Konseyi; Yüksek Temsilci ve Komisyon’un AB-Türkiye siyasi, ekonomik ve ticari ilişkileri konusunda değerlendirmelerini göz önünde bulundurarak AB-Türkiye ilişkileri hakkında bir stratejik müzakere yaptı. Avrupa Konseyi, önceki Konsey kararları doğrultusunda ve gerektiğinde AB Konseyi’nin ilave yönlendirmesine tabi olarak aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir bir şekilde ortak bildirime ilişkin çalışmaların ilerletilmesini talep eder.”
Taslak metinde bunun yanı sıra Kıbrıs sorununa da özellikle vurgu yapıldı. Sonuç bildirgesi kabul edilirse AB, bir kez daha Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler’in belirlediği çerçevede ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun bir şekilde çözülmesini talep edecek. AB’nin sorun boyunca değişmeyen bu görüşü, Komisyon ve Borrell raporunda da vurgulanmış, AB-Türkiye ilişkilerinin ilerlemesi için aşılması gereken zorluklardan biri olarak tanımlanmıştı.
BM çerçevesi ve BMGK kararları, adanın federasyon şeklinde tekrar uluslararası toplum tarafından bir devlet olarak tek bayrak altında, hükümette orantılı temsiliyetle tekrar birleşmesini öngörüyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise mevcut şartlarda adada eşit ve uluslararası tanınırlığa sahip iki devlet olmasını savunuyor. 2004’te Annan Planı’nın Rum kesimi tarafından reddedilmesinin ardından AB üyesi olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, AB içinde tüm adayı temsil ediyor ve Türkiye’yle ilgili konularda sıklıkla bunu bir koz olarak kullanıyor. 2017’de Crans Montana görüşmelerinin çökmesinden bu yana Kıbrıs barış sürecinde ciddi bir ilerleme kaydedilmedi.
AB liderleri taslak metinde Maria Angela Holguin Cuéllar’ın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Şahsi Kıbrıs Temsilcisi olarak atanmasından da memnuniyetlerini dile getirmeye hazırlanıyor. Cuéllar göreve geldikten sonra hem Türk, hem de Rum tarafıyla görüşmelere hemen başlamıştı.
Taslak metinde şu ifadeler de yer alıyor:
“AB, elindeki uygun tüm araçlarla BM liderliğindeki süreci desteklemek için aktif bir rol oynamaya hazırdır. AB, Kıbrıs çözüm sürecinin tekrar başlatılmasına ve ilerleme kaydedilmesine kayda değer bir önem veriyor. Bu AB-Türkiye işbirliğine de önemli katkı sağlayabilir”.
Taslak metinde Türkiye’nin donmuş üyelik müzakereleri ile ilgili bir vurgu bulunmuyor, sadece ilişkilerin geliştirilmesine dair ifadeler yer alıyor.