Genel
KİB Sabah Analizi: Trump ve FED’i ‘sindiren’ piyasaların gözü ABD enflasyon verisinde…
Riskli varlıklar çok zor bir haftayı gülücüklerle kapattı. Bu hafta hangi varlıklar öne çıkacak?
Küresel mali piyasalar adeta diken üzerinde başladığı yoğun haftayı iyimser bir şekilde tamamladı. ABD başkanlık seçiminin baş başa geçmesi hatta sonucunun günler sürecek itirazlı bir süreci de beraberinde getirmesi beklenirken, Trump’ın çok net ve kolay bir zafer elde ettiğini görüyoruz. Trump’ın zaferinde ABD’de enflasyonun cep yakması, gelir dağılımında görülen bozulma ve rahmetli Demirel’in boş tencere metaforunun büyük bir yer tuttuğunu görürken, Kamala Harris’in görevdeyken sergilediği pasif duruşunun da ABD seçmeni tarafından pek de benimsenmediğini anlıyoruz. Anketlere olan inancımızı tekrar sorgularken, piyasaların ise, pek çok bilinmeze rağmen, gidişi zor olan Trump’ı muhteşem demesek de iyimser bir şekilde karşıladığının altının çizmemiz gerekiyor.
Bundan sonra artık tüm finansal sistem, Trump’ın seçim meydanlarında vermiş olduğu vaatlerinin ne kadarını yerine getirebileceğini bekleyip görmek isteyeceklerdir. Peşinen, bizim görüşümüz, Trump’ın söylemlerinden ziyade atacağı adımların daha rasyonel ve pragmatik olacağıdır. Bu minvalde, gözler görevi resmen devir alana kadar geçecek iki aylık zaman diliminde Trump’ın atamalarını çevrilecek olup, Trump fiyatlamalarının da kalıcılığını hep birlikte takip edeceğiz. Geçen haftanın önemli gündem maddeleri arasında yer alan FED toplantısının beklentilere uyumlu bir şekilde 25 baz puan faiz indirimi ile sonuçlandığını tekrar hatırlatalım.
Toplantı ardından konuşan Başkan Powell’ın, Trump’a rağmen duruşunu çok da bozmaması ve Trump’ın enflasyonist olması beklenen politikalarına karşı “spekülasyonlara göre politika belirlemiyoruz” demesi ardından Amerikan 10 yıllık tahvil getirisini %4,48 seviyesinden %4,30 seviyesine kadar geriledi. ABD’nin en geniş tanımlı hisse senedi endeksi S&P500 %5’e yakın yükselerek tüm zamanların zirvesine ulaşırken (ilk kez 6bin endeks seviyesi test edildi), güçlü kurumsal kârlar ve yapay zekâ gibi yeni iş fırsatlarının da etkisiyle hisse senetleri geniş çapta destek buldu: küçük ölçekli şirketleri (KOBİ) barındıran Russell 2000 endeksi ithalata yönelik tarife artırma planlarının desteğiyle geçen hafta %8,5 yükselirken, bankacılık sektörü endeksi düzenlemelerin gevşetileceği ve vergi indirim beklentilerinin yardımı ile %7 değer kazandı. “America first” söylemi ile ABD şirketlerinin destek bulmaya devam edeceğini, her ne kadar gelinen seviyeler ‘ürkütücü’ görünse de, Avrupa’nın büyüme motoru Almanya’da ve birazdan aşağıda okuyacağınız üzere Çin’de devam eden sorunlara paralel yatırımcı ilgisinin ABD borsalarına kaymaya en azından şimdilik devam edeceğini düşünüyoruz.
Trump’ın ABD başkanı olarak seçilmesinin ardından kripto para sektöründe konuşulan en sıcak konu şüphesiz SEC (ABD SPK’sı) başkanı Gary Gensler‘in görevden alınıp alınmayacağı ve yerine kimin seçileceği oldu. Trump’ın kripto evrenini destekleyeceği beklentisi ile Bitcoin 82bin dolar seviyesini test ederek bu yıl kazanımlarını %92 seviyesine yükseltti (sene sonu 42,505 dolar seviyesinden kapatmıştı). 17 Ekim tarihinde kaleme aldığımız raporda Bitcoin’in “kapıyı çaldığını” söyleyerek 68,500 dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış ile aradığımız ‘itici gücü’ bulacağımızı söylemiştik. Teknik mânâda, Bitcoin’de bir sonraki seviyenin 91bin olmasını bekliyoruz.
Bitcoin’in yanı sıra, altın ve gümüş için de uzun bir süredir koruduğumuz olumlu tonumuzun hâlen daha arkasında olsak da, önemli teknik seviyelerin test edilmesi ardından geçen hafta bir miktar kâr satışları gördük. Henüz yukarı yönlü trend bozulmadığı için kârda olan pozisyonlarımız korumaya devam ederken, bitcoin altın (BTCXAU) rasyosunun Bitcoin’i desteklemeye devam ettiğini görüyoruz.
Türkiye’de piyasa görünümü
Türkiye cephesinde ise piyasa tahminlerinin üzerinde gelen Ekim ayı enflasyon rakamları ardından piyasalar haftanın son iş günü TCMB Başkanı Karahan’ın Enflasyon Sunumunu dikkatli bir şekilde takip etti. Sunumda enflasyon tahminleri yukarı yönlü güncellendi: 2024 sonu için orta nokta %44’e, 2025 sonu için %21’e, 2026 sonu için ise %12’ye güncellendi. Basın toplantısında ise Başkan Karahan hizmet enflasyonundaki katılık ve gıda fiyatlarındaki beklenmeyen yükselişin etkili olduğu söyledi. 2024 sonu için %38 olan yıllık enflasyona ise Mart 2025 ayında ulaşılacağını söyledi.
Hatırlanacağı üzere, geçen hafta TCMB’nin kendi uhdesinde olan enflasyon alanlarında başarı kaydedildiğini kaleme alması sonrası TCMB’den Cuma günü faiz indirim sinyali beklemiştik. Enflasyona ilişkin olarak tahminler yukarı yönde güncellense de, TCMB Başkanı Karahan’ın ortaya çok da kötü bir tablo koymamış Türk hisse senetlerini destekledi.
BİST 100 ana endeksi haftanın son iş gününü %2,7 artışla tamamlarken üç günlük yükseliş oranı %7’ye yaklaştı. Bankacılık endeksi %5,2 yükselişle olumlu anlamda ayrıştı. ABD seçimi sonrası Türk mali piyasalarında ortaya çıkan iyimser havanın nedenini ABD ile ilişkilerin Biden dönemine göre daha iyi bir düzlemde ilerleyeceği yönünde yorumladık. USDTRY kuru hafta sonu faiz farkının (fonlama maliyeti) etkisi ile 34,40 seviyesine yaklaşırken, yabancı indinde Türkiye’nin risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 253 baz puana geriledi (neredeyse son beş yılın en iyi seviyesi). İki yıllık gösterge tahvil faizinin yaklaşık 15 baz puan gerileme ile %42,87 seviyesine geldiğini de not edelim.
TCMB’nin faiz indirimi için Kasım enflasyonunun %1,5 seviyesinde gelmesi önemli bir test olacaktır. Böyle bir durumda, Aralık ayı içi faiz indiriminin gündeme gelebileceğine yüksek ihtimal veriyoruz. Zaten 2025 yılının ana konusunun ise enflasyondan ziyade reel sektörden yükselen ‘çığlığa’ TCMB’nin ne ölçüde cevap vereceği olacaktır. Koç Holding yılın ilk dokuz ayındaki toplam zararı 1,9 milyar TL’ye, Sabancı Holding’in ise 11,1 milyar TL’ye yükselmiştir! Bu noktada TCMB’nin doğru iletişimi çok da geciktirmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Gün kırmızıda başlıyor
Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Çin’de açıklanan enflasyon rakamları beklentiyi karşılayamadı. Tüketici fiyatları Ekim ayında son dört ayın en yavaş temposunda yükseldi. Pekin’in durgunlaşan ekonomiyi desteklemek için teşvikleri iki katına çıkarmasına rağmen dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde görülen deflasyon riski (dünyanın aksine) zayıf ekonomi olarak yorumlandı. Hong Kong borsası %2 düşerken, Kore borsası da %1’den fazla geriledi. Pasifiğin diğer ucunda ise ABD borsalarının vadeli işlemlerinde yine yükseliş isteğinin hâkim olduğunu görüyoruz. Bugün ABD piyasaları tatil nedeniyle kapalı konumda olacak. Bu haftanın kritik gündeminde ABD’de TÜFE enflasyonunun olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Türkiye cephesinde ise işsizlik ve sanayi üretimi takip edilebilir.
Yazar: Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu