Emre Balıca:  Öyle bir geçer ki zaman

Hey gidi günler hey sevgili okurlar,

Zaman akıp gidiyor haliyle yakala yakalayabilirsen. Eski zamanlara daldım gittim. Elimde viskim bunaltıcı sıcağa rağmen yaktım şömineyi sırf ambiyans olsun da dalıp gideyim geçmişe diye.

Şöminenin sıcağı mı vurdu tam bilemedim ama çok da geriye gidemedim. Doların 7 küsur olduğu zamanlara gidebildim. O zamanlar asgari ücret 2900 tl. İnanmazsınız enflasyon % 14,6!

O sıralar ekonomi bölümü hareketli. Bir bakan geliyor bir bakan gidiyor. Damadın yeni bıraktığı dönemler. Lütfi Elvan’ın 1 senelik bir macerası var. Sonrasında ver elini Sayın Nebati.

Ama enflasyon hep yerlerde o dönem. Şahlanışın ete kemiğe büründüğü, aya sert iniş yapıp asteroitlerde maden aramaya çıktığımız dönemler.

2020 yılı yahu. Şömine sıcağı ancak 4 sene öncesine götürdü beni. İçtiğim viskiden de olabilir. Aldığım yerin viskiyi bidondan çekmesinden kıllanmıştım ama sonuçta sodanın tanesi olmuş 12 tl. Mecbur ses çıkarmadım.

O değil bunları düşünürken durduk yere aklıma yoksulluk sınırı geldi. Ne kadar yoksulduk acaba diye 4 sene önce.

Yoksulluk 8750 tl ile kapamış yılı, Açlık ise 2750. Asgari ücretli henüz aç sayılmıyormuş yani.

Tam ortamlara akmayı hayal ederken aklıma IMF geldi. O zamanlar IMF’ye borç verdiğimiz zamanlar tabi. Şimdiki gibi akıl aldığımız dönemler değil.

Gözünüzden kaçmamıştır diye düşünüyorum IMF’in geçtiğimiz hafta Türkiye ekonomisi üzerine beklentileri konuşuluyordu. Parasal sıkılaşmanın devam etmesi gerektiği ve bu durumun büyümeyi etkilese bile enflasyonda düşüşün süreceğini vurguladı. Hatta öyle vurguladı ki enflasyon hedefimiz %43 gözüküyor dedi. Bunlar da verileri TÜİK ile çalışıyorlarsa enflasyon hep düşüyor illaki düşüyor. Şerh koymuşlar ama eğer enflasyon sürecinde bozulma olursa parasal sıkılaşmada ek önlemler gerekeceğinden de bahsetmişler.

Valla TÜİK rakamları ile biz o hedefi tuttururuz ama reel hayat olarak nereye savruluruz onu bilmiyorum. Mehmet Şimşek’in istifa mı ediyor söylentisi bile ekonominin ne kadar kişilere bağlı hareket ettiğini ve daha istikrar kavramından çok uzak olduğunu gösterdi. Mehmet Şimşek ben affımı istiyorum dese battı ülke demek ki?

Tamam kabul edelim. Mehmet Şimşek ve ekibi rasyonel ekonomiyi temsil ediyor. Mehmet Şimşek’in kredibilitesi bu konuda yüksek ama geldiğinden beri ne kadar yol alabildik? Hedeflenen ve açıklanan paketlerin ne kadarında başarı yakalayabildiler.

Kamuda tasarruf diye yola çıkılan pakete ne oldu?

Teknoloji yatırımlarını mı destekliyoruz yoksa diyanetin harcamalarını mı?

Çip üretimi ya da elektrikli araçlar için batarya üretimi teşvikleri ne alemde?

Bahsedilen yapısal reformlardan neyi gerçekleştirdiler yoksa hala daha ölümü gösterip sıtmaya razı mı ediyorlar?

Ve sadece iyileşme rakamlardan mı ibaret?

Gerçekten ne kadar yol alabildik biz 1 senede yoksa sadece Mehmet Şimşek üzerine kurulu bir ekonomik yapıdan mı bahsediyoruz?

Bu kadar güçlü değil demek ekonomimiz ki, söylentisi bile piyasalarda fırtına çıkartıyor.

ABD hedefine ulaşmak üzere enflasyonda, Avrupa ona keza. Yakında faiz indirim süreçleri başlayacak. Para güvenli liman gördüğü ülkelere geçmek için sabırsızlanıyor. Bu süreçten nemalanma şansımızı biz de faiz indirimine giderek heba eder miyiz etmez miyiz göreceğiz.

Viski çarpmış olmalı beni ki, gözlerim kararmaya başladı. Ama aklımda deli sorular devam ediyor.

Yıl 2024.

Yoksulluk sınırı 62.772 TL

Açlık sınırı 19.271 TL

Asgari ücret 17.002 TL