Emre Balıca
Emre Balıca: İnadına, umutla
Bana kalsa önümüzdeki sene erken seçime hazırlanan Sayın Erdoğan, piyasa da bu kadar baskının altında kalan reel sektör ve çalışan kesim için faiz indirim döngüsünü başlatacak.
Kasım da her şey bambaşkadır sevgili okurlar,
Yok yahu bunu mevcudu olduğum akrep burcunu temsilen söylemedim. Kasım ayının genel olarak hayata dair farklı kazanımları vardır ya o yüzden söyledim. Yılın bitimine az kalmış. Yeni yıl umutları yavaş yavaş kendini belli etmiş. Alışveriş kampanyaları arka arkaya patlamaya başlamıştır.
Asgari ücret beklentilerinin kendini göstermeye başladığı aydır Kasım ayı. Yıl sonu enflasyon rakamlarının biraz daha kendini belli ettiği artık neredeyse ekonomik göstergelerin tamamının belirginleştiği, yorumun daha açık olduğu bir aydır Kasım ayı. Yılın son çeyreğinin ortasındaki aydır.
Gerçek hayatın yeni yılın hayalleri ile karışmaya başladığı aydır. Biraz romantiktir. Biraz çekilmez. Malum derler ya Kasım da aşk bile başkadır.
Emre ne saçmalıyorsun yine…
Yok merak etmeyin aşka meşke girmeyeceğim.
Aslında yazıyı yazarken de karmaşık duygular içerisindeyim de onu sona sakladım. Biraz ekonomiden bahsedeceğim çok değil. Biraz da başka şeylerden.
Yukarıda da dedim ya gerçek ile hayal karışır biraz daha fazla bu ay diye. Malum bir enflasyon hedefimiz vardı geçtiğimiz haftaya kadar. Gerçi genel kitlenin de pek inanmadığı ama Merkez Bankası ve ekonomi bürokratlarımızın ısrarla Türkiye yüzyılı yaşarken savunduğu bir hedef.
38 olacaktı hani bu yıl sonu.
Yok olmuyor. Dedim ya zaten genel kanı olmayacağına inanıyordu ama ah sen yok musun Kasın ayı her şeyi ortaya çıkardın.
Hedef oldu sana 44. Bak bu hedef tutar işte. Hatta genelde konuşulan tahminler 42- 44 bandındaydı. Şimdi 42 olursa alkışlayacağız. Hedefin altında tuttu diye. Hazır olun o yüzden.
2025 hedefi de yenilendi. O da oldu sana 21.
O da 14 idi. 2025 yılı için ama yersen tabi.
Bak şimdi size ürkütücü bir tablodan bahsedeyim. O da burada tarihe not olarak kalsın.
Sayın Karahan dedi ki; beklentilerdeki seyrin hızı henüz istenen seviyede değil, parasal sıkı duruş sergilenecek bu sıkı duruş faiz indirim döngüsü başlasa bile devam edecek.
Peki, Sayın ekonomist başkanımız Erdoğan ne dedi?
Bak Sayın Erdoğan’ın açıklamasını hiç dokunmadan yazıyorum.
“İnşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek. Bundan hiç endişeniz olmasın”
“Benim ekonomideki mantığım bu. Bir ekonomist olarak aldığım, öğrendiğim bilgi bu.”
“Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Son iki ay içerisinde enflasyonda bu inişleri hep beraber göreceğiz. Benim yaklaşım tarzımı biliyorsunuz”
Bundan sonra yazacaklarımı işte o gerçeğin ve hayalin karıştığı Kasım ayının bendeki etkisi olarak düşünün.
Bana kalsa önümüzdeki sene erken seçime hazırlanan Sayın Erdoğan, piyasa da bu kadar baskının altında kalan reel sektör ve çalışan kesim için faiz indirim döngüsünü başlatacak. Yine seçim ekonomisi yavaş yavaş kendini hissettirecek. TÜİK rakamlar ile biraz daha oynayacak ve seçim süreci öncesinde hem faiz düşüyor olacak hem de enflasyon. Bu arada muhtemelen birileri affını isteyecek ekonomi yönetiminden. Olası bir durumda yakar top başkalarının elinde kalsın diye. Bir de her dönem göğsümüzü kabartan damat Berat Bey de oyuna girdi mi, değmeyin ülke ekonomisinin keyfine.
Faiz indirimi bekleyenler için yazayım. Az sabredin geliyor gelmekte olan.
Faiz sebep enflasyon sonuç nasıl olsa.
Hee … bir de “nas” var zaten.
Buraya kadar biraz ekonomiydi.
Bundan sonrası kişisel.
Kasım ayının ilk gününde doğan biri olarak, hemen hemen bütün tuhaf duyguları bu ay yaşamışımdır. Mutlu olduğum zamanlarım da olmuştur, üzüldüğüm de.
Kasım ayı içerisinde şimdiye kadar göz yaşı ile minnet ve saygı duyarak saat 9:05 de ne koşulda olursam olayım saygımı bozmadığım kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk’ü anardım. Gerçekten öğretilerini yaşayarak hareket ederdim. Kızıma da hep aynı şeyi aşıladım.
Son iki senedir yine Kasım ayının 10’unda andığım benim için çok değerli olan, bu satırları yazarken bile gözlerimi dolu dolu yapan az evvel yanından geldiğim biri daha var. Onun kaybından sonra daha da büyüdüğüm ama keşkelerimi de içimde bırakan biri. Biraz daha kalsaydın yanımda dediğim, çocukluğum yetişkinliğimde hayranlıkla dinlediğim belki de yanı başımda olsa başka başka şeyler olurdu dediğim biri.
Ben çok sevdiğim babamı da bir 10 Kasım günü kaybettim. Derler ya yanınızdayken değer verdiklerinizin sevdiklerinizin kıymetini bilin. Bir gün sesini duyamayacak bir gün isteseniz de göremeyeceksiniz. Bütün zaman elinizden kayıp gitmiş olacak. Her şey için çok geç olacak.
Bu yazı biraz özel biraz uzun oldu. Kusura bakmayın.
Eğer bir taraflarda o çok severek okuduğu yazılarımı görme şansı varsa,
Sevgili babacığım, ülkede sen gittiğinden beri hiçbir şey değişmedi. İnadına umutla devam ediyorum. Bu yazım da senin için olsun.