Çetin Ünsalan: Nitelikli personel karaborsası
30 Aralık 2024Asgari ücrette 22 bin 104 TL’lik rakam, gece yarısı şokuyla, komisyon devre dışı bırakılıp açıklandığından beri herkes rakam üzerinden meseleyi değerlendirdi. Hatta bazı işveren örgütleri, ücret oranından duyduğu memnuniyeti bile dile getirdi.
Ülkenin ekonomi yönetimi günlük düşündüğünde, o ekosistem içerisindeki insanların da farklı bir tavır sergilemesini beklemek elbette hayalcilik olur. Ama ortaya konulan rakamın etkileri konusunda kısa vadede önümüze çıkacak ve muhtemelen 2025 yılına damgasını vuracak gelişmelerin etkisini damdan düştükten sonra anlayacaklar.
Öncelikle bu parayı alan için mesele ekonomik olmaktan çıktı, sosyolojik bir boyut haline dönüştü. Bu rakamlara çalıştıracak kimse bulunamayacağını, çalışanların da büyük bir verimsizliğe imza atacağını şimdiden söyleyebilirim.
Dış pazarda ticaret savaşlarının etkisiyle daha çok zorlanacak reel sektörün, iç pazarını da tamamen kaybedeceği ve hatta var olan hacmin de kayıt dışı ekonomiye kaptırılacağı, bunun firmalarda bilanço, kamuda da vergi tahsilatı problemi ortaya çıkarıp, ödemeler zincirini kıracağı gün gibi aşikâr.
Fakat daha temelde bir sorun var. Zaten nitelikli personel açığı bulunan ve bu konuda her türlü ücreti ödemeye hazır olan firmalar eğiliminin zora gireceği bir yıla adım atıyoruz. Yüksek ihtimalle bu kişilerin maaşlarının çok daha yüksek noktalara tırmanacağı, firmalar arası transferlerin başlayacağı, nitelikli personelin gözünü yurtdışına çevireceği ve bir karaborsa oluşacağı çok açık.
Niteliği çok yüksek olmayanlarda da, insanların bu fiyatlara çalışmayacağı, çalışanların hizmet sektörüne kayma olasılığı çok yüksek. Yani bu yapıyla ve fotoğrafla reel sektör yağmurdan kaçarken doluya tutulacağını görmek durumunda.
Tüm bunları alt alta koyduğunuzda ise mikrodan makroya ekonomik sorunların derinleşeceğini bugünden söyleyebiliriz. Kimsenin istediği vasıfta personel bulamayacağı, bulanların yüksek maaşlar ödemek durumunda kalacağı, ödediklerinde ise her an bir başka firmaya gitme olasılığına hazır olmaları gerekiyor.
Ekonomi yönetiminde fiyat istikrarsızlığı yaratan anlayış, ortaya koyduğu tavır ve umursamaz yaklaşımlarla, şimdi de çalışma barışını alt üst edecek bir yaklaşımla reel sektör dinamiklerinin altını dinamitliyor.
Bu nedenle yaratıcı yıkımla birlikte çok farklı bir fotoğrafa hazır olun. Çünkü nitelikli personelinizi elinizde tutmak, tuttuğunuzda ise verim alıp almayacağınızı bilememek gerçeğiyle karşı karşıya kalacağımız bir ortama giriyoruz.
Türkiye’de ‘ekonomiyi nasıl alt üst ederiz’ sorusunun yanıtı aransa, sanırım bilerek ya da bilmeyerek yapılan bu politikadan daha güzeli bulunamazdı. Dış pazarda rekabet edemeyen, iç pazarı ölmüş, şimdi de bu fiyatlarla çalıştıracak personel bulamayacak, buldukları da yüksek bedellerle ama firma sadakati kaybetmiş bir halde hayatımıza girecek.
Tüm bunların ise tek bir çıktısı olacak gibi gözüküyor. Öngörülemez bir ekonomi…