Sosyal Medya

Çetin Ünsalan:  Emekli zaten yük değildir

17 Aralık 2024

Asgari ücretin tartışıldığı ve oranlarının aslında belli bir dilime sıkıştırılarak, konunun geçimden uzaklaştırıldığı süreçte, emekliler de dikkatlerini kendi gelirlerinde yapılacak artışa çevirmiş durumdalar.

 

Türkiye’de en az emekli maaşın 12 bin 500 TL olduğu, Bakan Işıkhan’ın söylediği gibi 70 – 80 bin TL alan emeklilerin ise istisna halinde özellik sergilediği ve ortalama emekli maaşının açlık sınırının 5 bin TL altında 15 bin TL civarında gezindiğini biliyoruz.

 

Yani ortada bir emekli maaşından söz etmek mümkün değil. Bu bir ikramiye, harçlık olarak nitelendirilebilir ama kesinlikle bir maaş değil. Son iki yıldır büyük bir oyalanma ile muhatap olan emekliler, ne yazık ki emekli senesi ilan edilen 2024’de kira bile karşılayamayacak oranlarla geçinmeye mahkum edildiler.

 

Elbette yeni yılda yapılacak zamlar gündeme geldikten sonra yine ‘emeklilerin ezdirilmeyeceği’ yönünde sözel ve hamasi çıkışlar ortaya saçılmaya başlandı. Oysa temelde rakamdan çok bir bakış açısı problemi olduğunu anlayamadığımız sürece de bu gölge oyunu devam edecek.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, emekliyi enflasyona ezdirmeme prensibine devam edeceklerini söyledi. Bu kadar yerle yeksan olmuş başka bir prensip var mı bilmiyorum, ama fiili durumla asla örtüşmüyor. Çünkü emekli perişan…

Ama bakış açısını şuradan okumak lazım. Ne dendi? “Emeklileri sosyal güvenlik sistemimiz içinde asla bir yük olarak görmüyoruz.” Özrü kabahatinden büyük bir vurguyu bir kenara bırakırsanız, işin gerçeği emekli zaten bir yük değil ki.

 

Bugün aldığı maaşı, kumbaraya attığı paradan, aldığı sağlık hizmetini de yine sisteme istenen yıllar ve sürede prim ödemekten kaynaklanan hakkını kullanmak olarak nitelendirmek gerekiyor. Tıpkı yasayı geriye işletip, sonra da hakkın iadesi bir durum olan EYT’yi bir lütufmuş gibi anlatanlar, emekliyi de yük olarak görmediklerinden bahsediyorlar.

 

İstenen rakamları vermiyor olabilirsiniz. İnsanları açlık sınırının altında yaşama konusunda istikrarlı bir tavır da sergileyebilirsiniz. Ama zaten yük olmayan insanlardan, yük olarak görmediğinizi söyleyerek alkış bekleyemezsiniz.

 

Emeklilerin hak edişlerini talep ettiklerini unutmamak gerekiyor. Tıpkı vergilerimizle yapılan sosyal hizmetlerin de, bir lütuf olmadığı gibi. Bu insanların ödediği paraları yanlış değerlendirmiş olmanız, finansal hatalar yapmanız, emekli maaşıyla geçinmek isteyen insanların suçu değil.

 

Göstermelik olarak belediyelere hücum edeceğinize, istisnasız her kurum ve kuruluşa gitmeniz, bundan daha önemlisi tahsil ettiğiniz parayı şehir hastaneleri gibi akıldışı işlere ya da özel hastaneler üzerinden fazla ödemelere kurban etmemiş olmanız gerekir.

 

En az emekli maaşının tüm bu övünmelerin gölgesinde 15-17 bin TL diliminde bir yere oturtulacağını tahmin ediyorum. Bu da ortalama maaşı 18 bin TL civarında bir yere çeker. Bugün itibariyle ise ülkede açlık sınırı 20 bin TL’yi, ortalama ev kiraları da bu rakama yakın bir dilimi aşmış durumda.

Şimdi çıkıp insanları enflasyona ezdirmediğinden bahsedip, kimsenin inanmadığı enflasyon rakamları üzerinden algı yönetmenin anlamı yok. Türkiye’de emekliler paraları çarçur edilmiş insanlardır ve şimdi faturasını 22 yıldır ülkeyi yönetmesine rağmen, başkalarına çıkarma hakkı olmayan bir iktidar vardır.

 

Türkiye’de en kısa sürede yasal düzenleme yapıp, en düşük emekli maaşları tekrar asgari ücretin üzerine çıkarılmalı, asgari ücret de ortalama ücret olmaktan kurtarılmalı, işveren de üretici olarak görülmek yerine tahsilat kapısı olarak anılmaktan vazgeçilmelidir.

 

Carry trade tayfasına verdiğiniz değerin yarısını bu insanlara verseniz, zaten kişiler de, aileler de, iç piyasa da, ekonomi de nefes alacak.

 

[email protected]

 

Not: Yoğun bir zirve döneminde radyo yayınlarımızın tüm gün canlı olarak yerinden yapılması nedeniyle  yazılarıma bir hafta ara vereceğimi belirtir, 24 Aralık Salı günü yeni yazımızda görüşmek üzere saygılarımı sunarım.

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları