Piyasa Gündemi: TL’de ‘reel’ anlamda değerlenme bekleniyor!

TCMB beklenildiği üzere politika faizini değiştirmeyerek %45 seviyesinde sabit bıraktı. Karar metninde işlerin planlar doğrultusunda gittiğinin altı çizilirken, olası sapmalara karşı politika tepkisi verileceğinin de altı çizildi. PPK metnini enine boyuna okurken özellikle “Para politikasındaki kararlı duruş, dezenflasyonun ana unsurlarından olan Türk Lirası reel değerlenme sürecine katkı vermeyi sürdürecektir.” cümlesi dikkatimizden kaçmadı.

Bu cümleden -enflasyonla mücadelede kapsamında- TL’nin reel olarak değerleneceğini anlıyoruz. Özellikle, geçmiş tecrübenin gelecek fiyatlamasına yön teşkil ettiği de düşünülürse, yerel seçimlerden sonra müşterilerimiz ile yaptığımız görüşmelerde TL’de belirgin bir değer kaybı olabileceğini bekleyenlerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu görüyoruz. Biz bu beklenti kampında olmadığımız gibi, uzun bir süredir tekrar ettiğimiz üzere, kurun enflasyondan bir tık da olsa daha az ve kademeli bir şekilde artacağını, TL’nin reel olarak değerleneceğini düşünmeye devam ediyoruz. Bu bağlamda yıl sonu için bilanço çalışma kurumuzun psikolojik 40 seviyesinde olduğunun bir kez daha altını çizmek gerekiyor.

Bazı okurlarımız ise faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağını da soruyorlar. Takdir edeceğiniz üzere, faiz indirimi için enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş için gerekli zeminin oluşması ve enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınlaşması gerekiyor. Bu ortama zemin sağlaycak şartların ise yılın son çeyreğinden önce oluşmayacağını; faiz indirimlerinin ise bebek adımları ile başlayacağını düşünüyoruz.

TCMB her ne kadar dün faiz oranlarına ‘dokunmasa’ da, kredi büyümesi ve mevduat faizlerine de ‘bakacaklarını’ söyledi. Muhtemelen, talebi kısmak ve ekonomiyi soğutmak adına, kredi büyümesini yavaşlatıcı tedbirlerin (seçimden sonra kredi kartlarına yönelik sert tedbirler bekliyoruz) yanı sıra piyasa mevduat faizlerinin gerilemesine ve fazla likiditeye izin vermeyeceklerini de anlıyoruz. Bu bağlamda, gelin topu hep birlikte her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB’nin ve BDDK’nın haftalık bültenlerine atalım; konuyu pekiştirelim.

16 Şubat ile biten haftada, TCMB’nin brüt rezervleri 0,7 milyar dolar daha gerileyerek 134,2 milyar dolar seviyesine indi. Seçim sonrasında olumlu bir patikada ilerleyen ve döviz biriktirmeye başlayan TCMB’nin 2024 yılına pek de iyi başlamadığını görüyoruz. Sayıların ili ile konuşursak, 2024 yılındaki resim bizlere TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervlerinin ~ 7 milyar dolar gerilediğini, net döviz pozisyonundaki erimenin ise (kamu dövizleri ve swaplar dışarı tutulursa) ~ 9 milyar dolar seviyesine ulaştığını gösteriyor. Daha basit bir yaklaşımla, seçin sonrası neredeyse 20 milyar dolar iyileşen net rezervlerin neredeyse yarısı eridi!

TCMB’nin rezerv kompozisyonu, dövize olan talebinin yeniden hareketlendiğinin en büyük kanıtı olarak görülüyor. En basit TL mevduat faizinin bile yeniden yükselişe geçerek 2023 sene sonu seviyelerini üzerinde olması gerektiğini anlıyoruz (TL tutmanın ‘anlamlı’ bir getirisi olması gerekiyor!). Zaten, dün açıklanan haftalık veriler 3 aya kadar vadeli mevduat faiz oranının ortalamada %52,03 seviyesine gelerek yılın en yüksek seviyesini test ettiğini gösteriyor.

Dönelim biraz da piyasa tarafına… Hatırlanacağı üzere, USDTRY kuru, PPK kararı öncesinde, Çarşamba günü, biraz süratli ‘koşarak’ 31 seviyesini aşmıştı. Dün TCMB’nin politika metninde TL’de reel değerlenmeye vurgu yapması sonrası kurun uzun bir süre ardından günü hafif de olsa gerileyerek kapattığını gördük. CDS risk priminin (yabancının Türkiye’ye bakış açısı) ise TCMB’nin şahin üslubu ile 286 baz puan seviyesine gerileyerek son 3 yılın en düşük seviyesini test ettiğini görüyoruz.

Yurt dışı cephede ise, Nvidia bilançosu ardından pek çok borsa rekor tazeledi. Mesela, ABD’de teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi Nvidia’nın %16 yükseldiğin gecede (diğer çip üreticileri de değerlendi) geceyi kükreyerek %3 yükselişle tamamladı. Nvidia’nın yükselişi şirketin piyasa değerinin 2 trilyon dolar seviyesine taşırken, Microsoft ($3,06T) ve Apple ($2,85T) dünyanın en değerli 3. şirketi konumuna tekrar yükseldi! Çip üreticisinin üç aylık raporunun beklentileri aşması ve yapay zeka konusundaki iyimserliğin körüklediği yükselişi yeniden alevlendirmesinin ardından Wall Street tarihteki en büyük bir günlük kazancı kaydetti: 277 milyar dolar! Amerikan şirketlerinin etkileyici performansı ile en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi geceyi %2’nin üzerinde artışla tamamladı.

Yeni gün başlangıcında, pasifiği diğer ucunda da hâkim renk yeşil. Nvidia sonrası dün 34 yılın zirvesini egale eden Tokyo borsası, bu sabah da %2’nin üzerinde yükseliş kaydederek keşfedilmemiş sularda kuzeye ilerlemeye devam ediyor. MSCI’nın en geniş tanımlı dünya endeksi de %1,8 yukarıda işlem görüyor. Bülteni yazarken içimden Nvidia için “MFÖ – sen neymişsin be abi” şarkısını mırıldandığımı duyar gibiyim 🙂 Keza, Tokyo’dan S&P500’e hatta Avrupa’nın en büyük 600 şirketini takip eden Stoxx600 endeksi bile rekor kapanışa imza attı!

Piyasalara yön tayin eden 10 yıllık ABD tahvil faizinin %4,33 seviyesine yükselmesi ile kıymetli madenlerin hafif de olsa gerilediğini görüyoruz. Teknik mânâda altının haftalık kapanışı 2,011 dolar seviyesinin üzerinde yapmasını (son 10 haftadır olduğu üzere) yukarı yönlü isteğin korunması bağlamında olumlu olarak yorumlayacağız. Direnişin parası Bitcoin ise 52bin dolar seviyesinin üzerine yükselmekte bu hafta biraz zorlandığını görüyoruz. Haftalık kapanışı görerek daha sağlıklı yorum yapacağız.

Bugünün veri takvimi yoğun görünüyor. Türkiye cephesinde kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi ön plana çıkarken, yurt dışında ise Avrupa’nın hasta adamı olarak gösterilen Almanya’nın büyüme ve IFO endeksini takip edeceğiz.

iktisatbank.com