Ekonomi
IFCO’dan Öne Çıkanlar: İhracatçılar Tek Ağız “Döviz Kuru Artmalı”
Türkiye ekonomisinin itici gücü ihracatın yöneticileri ihracatçılar, 2023-2024 yıllarında ne kadar zorlandıklarını Para Analiz'e anlattılar.
İstanbul Expo Center, hazır giyim sektörünün yıllardır özlemini çektiği uluslararası fuar olan İstanbul Fashion Connection Fuarı’na (IFCO) ev sahipliği yaptı. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), Türk tasarım firmaları, acenteleri ve tasarım ofisleri ile dünyanın dört bir yanından alıcılar ve markalar arasında köprü kuran bu fuar için yoğun bir tempoda çalıştı.
Fuar katılımcıları arasında Dış Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Ekoteks, İstanbul Moda Akademisi ve KOSGEB de bulunuyordu.
Markalarıyla ihracat yapmak isteyen üreticiler ve koleksiyonları ile tüm dünyaya hizmet veren önemli tedarik firmaları fuarda yer aldı.
Açılış konuşmasını Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın yaptığı fuarda Bolat şu sözleri dile getirdi: “İhracatımızı desteklemek için Strateji Bütçe Başkanlığından 5 milyar TL daha ilave destek talebimizi dile getirdik. İnşallah onu da alınca ihracatçılara daha fazla destek vereceğiz. Yurt dışında fuara katılım için ihracatçılara 5 fuara katılma desteği verirken bunun sayısını 10’a çıkardık. İhracatçılarımızın başarılı olması için bütçe imkanlarımızı sonuna kadar zorluyor ve hizmetinize sunuyoruz. Yeni bir destek programı açıkladık: Responsible (Sorumluluk) Destek Programı. Amacımız Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakat Uyum Programı’na bizim sektörlerimizin tam olarak uyum sağlaması. Tekstil ve konfeksiyon birimleri de bu programa uyacak önemli sektörlerden biri. Ticaret Bakanlığı’mızın bu programına muhakkak başvurun. Bu bir kurumsallaşmadır. Bunu başardığınızda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın kredi paketlerinden faydalanmanız kolaylaşacaktır. İhracatçılarımızın Kurumlar Vergisi’ni 5 puan azalttık. Kurumlar vergisi yüzde 20’dir . Desteklerimiz devam edecek. İhracatın omurgası tekstil ve giyim sanayini asla unutmadık ve hep destek verdik. Bunu bu 14 ay içinde sürekli gösterdik. Bu çerçevede 32,5 milyar dolar ihracatı olan tekstil ve konfeksiyon sektörü Türkiye için lokomotif bir sektördür. Dünya çapında bir üne sahiptir. Türkiye, İstanbul moda merkezi olmuştur. Avrupa Birliği ülkelerinin 3. en büyük tedarikçi ülkesiyiz. Dünyada tekstil ve konfeksiyonda 7. en büyük tedarikçi ülkesiyiz. Bu başarılar, sizin on yıllarca süren gayretleriniz ve bizim de hükumet olarak 21 yıldır size verdiğimiz desteklerin sonucudur.O yüzden tekstilcilerimiz morallerini her zaman yüksek tutsunlar. Küresel talepte,ithalat talebinde bir düşüş var ama sonbahardan itibaren ABD ve Avrupa Birliği faizlerle beraber ekonomilerini canlandıracak. Bu da Türkiye için yeni pazar imkanlarını açacaktır. IFCO artık bir moda hazır giyim fuarının marka adı. IFCO, Avrupa’nın en büyük moda fuarı haline geldi. Texhibition, tekstil ve kumaş da öyle oldu. Diğer fuarlarımız da artık dünya çapında takip ediliyor. Nitekim bu fuar da 3000 den fazla katılımcı, iş insanı var. Biz, Ticaret Bakanlığı olarak IFCO fuar katılımcılarına geçen yıl 27 milyon TL katılım desteği sunmuştuk. Şubat ayındaki fuara 71 milyon TL destek sunduk. Bu fuara da inşallah desteğimiz tam olacak ve 22bin TL üst limit olarak her fuar katılımcısına destek olup ödemesini en kısa sürede yapacağız. Hem yurtdışı hem yurtiçi tanıtım harcamalarına 4 milyon TL harcamamız oldu.”
Hükumet ihracatçılara destek veriyor ancak ihracat firmaları döviz kuru seviyesinin stabil kalmasından şikayetçi. İhracatçılar, bu durumun özellikle 2023-2024 yıllarında ihracattan kazançlarını büyük sekteye uğrattığını belirtiyorlar.
Fuarda satış temsilcisi ile konuştuğumuz, 2016 yılından beri ihracatçı bir firma olarak çalışan İndigo White ve Chen Denim, genelde İspanya İnditex’e ihracat yapıyor, o bölgenin Türkiye en büyük üç ihracatçı arasında bulunuyor. Yurtdışına 4-5 haftada 10bin – 20 bin adet üreten Indigo White’ın Satış Müdürü Güldem Coşkun’un sözlerine kulak verelim: “Sekiz senedir İnditex’e ve Yurtdışında birçok ülkeye (Polonya vs) hizmet veriyoruz. Döviz kuru bir iniyor bir çıkıyor ama genelde bu stabil bir düzeye işaret ediyor. Maliyetler artıyor ama döviz kuru stabil, bizi zor durumda bırakıyor. Dolar/TL kurunun 40’lı seviyelere çıkması gerekir.
Döviz kuru konusunda ise asgari ücretten yakınıyor Coşkun: “Asgari ücrete zam geldikçe işçilere verdiğimiz fiyatlar da artıyor, çünkü kesim, dikim, yıkama hepsini biz yapıyoruz, işçilere ödenen fiyat arttıkça ürünün fiyatını da artırıyoruz. Üç ayda bir hatta ayda bir gelen işçi zammı bizi de zor durumda bırakıyor.” diyor ve şu sözleri ekliyor: “Devletten biraz daha destek bekliyoruz. Pandemiden sonra ihracatta çok zorlanmaya başladık. Enerji ve asgari ücrete zamlar belimizi büküyor.
Ama 2025 yılından umutlu Coşkun, “2025 yılında ihracatın biraz daha artmasını bekliyoruz.” diyor.
Fuarda, Rapsodi firması sahibi Hüseyin Öztürk şu sözleri dile getirdi; “Kur seviyesi ile ilgili bir değil birçok sıkıntı yaşıyoruz. Türkiye ihracatçısı ve sivil toplum örgütleri, üç yıl öncesine kadar “üretim, istihdam ve ihracat” diye slogan atıyordu. Şimdi ise kur, faiz ve enflasyon diye yeni bir sorun oluştu. Birincisi başarının yollarını arıyordu, şimdi ise kurtuluşu nasıl-nereden bulacağımız ile ilgili bir konu.Üreticilerin büyük sıkıntıları var. Bizim ihracatçı olarak sevmediğimiz üç başlık var: Düşük kur, yüksek faiz ve genel girdi maliyetleri. İhracat bir uluslararası iştir, Türkiye’nin bugün uluslararası maliyetlerde denkliği Uzakdoğu’da deyim yerindeyse ne idüğü belirsiz ülkelerin bile çok üzerindedir. Maliyetlerimiz çok yükseldi.
Döviz kurunu sorduğumuzda Öztürk şu sözleri dile getirdi:
“Bugünkü maliyetler üzerinden Dolar/TL kuru 40 seviyesinin üzerinde olmalı. Ama kuru yükseltip maliyetleri daha da artırırlarsa bu bir kısır döngüye girecektir. Bugün üretici için yapılması gereken maliyet rakamlarını fikslemektir, ki ihracatçı maliyetlerden ziyade satışı dikkate alsın ama malesef hazır giyimde şu anda böyle bir durum söz konusu değil.”
IFCO’da bulunan ve 40 yıldır faaliyette olan EDO Ayakkabı’nın sahibi Behice Demirkaya ise net bir şekilde ihracatçı firmaların şu anda yaşadığı en büyük sıkıntının döviz kuru olduğunu dile getirdi ve şunları söyledi: “Artık yılın sekizinci ayındayız Dolar/TL kuru en az 37 seviyesinde olmalıydı. Sene sonunda da 40-45’li seviyeleri görmeliyiz. Biz AYMOD ayakkabı fuarına Şubat ve Eylül aylarında katılıyoruz. Şubat ayında maliyet hesaplarken Dolar/TL kuru 30’lardaydı ve bu dönemde Şubat’ta aldığımız siparişleri teslim ediyoruz; Şubat’tan bu sürece kadar sadece 3 liralık bir oynama oldu kurda. Tabi o süreçte biz maliyet yaptık ürünü sattık. Bu sürede her şeye zam geldi; işçiliğe, elektriğe, her şeye zam geldi enflasyondan dolayı; eskiden döviz kuru arttığında bunu satışlarımızla dengeliyorduk. Altı ay içinde ürünü teslim edene kadar döviz kurundaki oynamadan bir karımız oluyordu. İç piyasada fiyat tutturmak zor o yüzden ihracat ile harmanlayarak dengeliyorduk ama artık harmanlayamıyoruz. Kurun bu seviyesi bize katkı sağlamıyor, kuru öngöremiyoruz da. Türkiye’de işçilik fiyatları da çok arttı. İyi bir ihracatçı ülke olmamazın en önemli sebebi ucuz işçilik idi. Artık şu an en yüksek maliyette birinci sırada işçilik var , usta ve işini bilen insan çok para istiyor, diğerleri işi bilmiyor, o zaman da iş olmuyor. Maliyetler çok yüksek. Geçmişe baktığımızda en çok zorlandığımız sene bu sene ve geçen sene oldu. Pandemide bile üretim yaptık çalışarak satış yaptık o dönemde bile ihracat yaptık şu an pandemiden bile zor oldu. 2025 yılını öngöremiyoruz. Fuarlardan geri döndüğümüzde devletten teşvik alıyoruz ama bunlar çok kısa sürede geri dönüşü olan şeyler değil, çok elimizi rahatlattığını da açıkça söyleyemeyiz.”
Çin’in ihracatta önümüze geçtiğini belirten Demirakaya şunları söyledi:
“Diğer ülkelerden Çin tekrar ihracatları artırdı, yine önümüze geçti, Güney Afrika’dan çok müşterimiz vardı onlar da artık Çin’den ihraç ediyor. Çin çok hızlı sahalara döndü. Hem lojistik anlamda hem maliyet anlamında Çin çok avantajlı. Mazotttan dolayı bizde lojistik ve nakliye fiyatları çok arttı. Çin bu nakliyat konusunu vergi anlaşmalarından dolayı çok rahat ilerletiyor. Müşteri artık daha fazla vergi ödediği için Türkiye’den almıyor Çin’den alıyor. Ticaret Bakanlığı lojistik ve ülkelerle nakliye anlaşmaları ile ilgili de bize destekçi olmalı.”
Toplam tutar değil toplam satış adedine bakılmalı
İhracatımızın Temmuz ayında rekor seviye verdiğini belirtince Demirkaya bu konuya farklı baktığını belirtti: “İhracat rekor rakamlarıyla ilgili önemli olan satış adedi tutar değil, enflasyonu katarsanız bu bir rekor değil. İhracat rakamları yıldan yıla ‘adet; ton’ olarak karşılaştırılmalı.”
Fuardan ismini vermek istemeyen önemli bir ihracatçı şu sözleri dile getirdi “Döviz kurundaki bu stabilite ile Türkiye batar. İhracat, tekstil batar. Döviz kuru yüksek olmadığında bu ülkede iş yürümez. Yurtdışına satarken İtalya’nın verdiği fiyattan daha yüksek fiyat vermek zorunda kalıyoruz. Mısır, Kırgızistan ve Çin tamamen işimizi etkiledi. Çünkü ucuza mal üretiyorlar. Enflasyondan dolayı buraya turistlerin ayağı da kesildi. Biz ihracatçılar bu ülkeyi hareketlendiren insanlarız. 42 senedir bu sektördeyim ve sektör en zor zamanını geçiriyor şu an. 2023’den başladı 2024 de deva ediyor bu zorluk. Eğer döviz kuru normal seviyesine gelmezse ülke batar. İhracatçı firmalar işçi çıkarmak zorunda kalıyor; işçi gideri 330 dolar idi şimdi 400 dolar. İtalya şu anda bizden daha ucuza satıyor. Kırgızistan ve Çin bizi ihracatta geçecek. Dolar/TL kuru ilk etapta 40-43 ama muhakkak yakın zamanda 75 seviyesine çıkmalı. Dış borç azalsın diyorlar ama ihracat bitiyor. Bu fiyatlara müşterimiz kalmayacak. Devlet teşviğiyle çok alakamız yok, bizim işimiz döviz kuruyla. Bununla beraber bu fuarlar da önemli tabi.”