Ekonomi
Çinli BYD’nin yatırımı otomotiv pazarını nasıl etkileyecek?
Çinli BYD’nin Türkiye’de fabrika kurma kararı alması, gözleri TOGG’a ve Türkiye otomotiv piyasasına çevirdi. Yeni yatırımın hem Türkiye’de hem AB…
Çinli BYD’nin Türkiye’de fabrika kurma kararı alması, gözleri TOGG’a ve Türkiye otomotiv piyasasına çevirdi. Yeni yatırımın hem Türkiye’de hem AB pazarında dengeleri etkilemesi bekleniyor.
Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olarak bilinen Çinli BYD firmasının Türkiye’de fabrika kurma kararı vermesi, hem Türkiye hem de Avrupa pazarında yankı uyandırdı. Türkiye’nin ‘milli otomobil’i olarak lanse edilen TOGG’un en büyük rakiplerinden biri olan BYD’nin 1 milyar dolarlık yatırımla Türkiye’de kuracağı fabrikanın gerek iç pazarda gerekse Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı Avrupa otomotiv pazarında dengeleri değiştirebileceği belirtiliyor.
Üretimin yarısı AB’ye ihraç edilebilir
8 Temmuz Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve BYD Yönetim Kurulu Başkanı Wang Chuanfu tarafından imzalanan anlaşmaya göre, Çinli BYD Manisa yakınlarında 1 milyar dolarlık yatırımla yılda 150 bin adet elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç üretecek.
Üretilen otomobillerin yaklaşık yüzde 50’sinin AB ülkelerine ihraç edilmesi öngörülüyor. Yatırım kapsamında Türkiye’de bir Ar-Ge merkezi kurulması da planlanıyor. 2026 sonunda üretime başlaması hedeflenen tesiste yaklaşık 5 bin kişilik doğrudan istihdam yaratılacak.
Çinli şirket bu yatırım hamlesi ile Türkiye’nin yakın zamanda Çin menşeili otomobillere getirdiği yüzde 40 ek gümrük vergisinden kurtulurken, 27 yıl sonra Türkiye otomotiv pazarına gelen ilk doğrudan yatırım olarak ÖTV ve arazi alanında farklı teşvikler de alacak.
Bünyesinde Toyota ve Lexus gibi markaları barındıran ALJ Grubu Türkiye distribütörlüğünde Türkiye otomotiv pazarına giren BYD’nin Türkiye Genel Müdürlüğü görevini İsmail Ergun yürütürken, ALJ Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda ise Ali Haydar Bozkurt bulunuyor. Dünyaya geçen yıl yaklaşık 3 milyon elektrikli ve hibrit otomobil satan BYD, 2 modeliyle yer aldığı Türkiye pazarında ise 2024’ün ilk 6 ayında 1426 adetlik satış rakamına ulaştı.
Türkiye’nin avantajları ne?
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır’ın verdiği bilgilere göre, yıllık yaklaşık 35 milyar dolar ile Türkiye’nin ihracatında lider sektör olan otomotiv alanında şu anda Türkiye’de sekizi küresel on üç marka üretim yapıyor. Geçen yıl 1,4 milyonu aşan üretimin yaklaşık yüzde 70’i AB ülkelerine gerçekleştiriliyor.
Türkiye, yatırımcılar için Gümrük Birliği yoluyla Avrupa pazarına ve yirmi üç ülkeyle imzalamış olduğu serbest ticaret anlaşmalarıyla pek çok ihracat pazarına erişim imkanı sunuyor. Ayrıca Türkiye’nin AB standartlarında üretim geleneği, güçlü otomotiv tedarik sanayi ve alanında uzman nitelikli otomotiv istihdamı, avantajları yanları olarak ön plana çıkıyor.
“Markalar Avrupa stratejilerini gözden geçirecek”
Yatırım kararı Türkiye iş dünyası tarafından heyecanla karşılandı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı açıklamada, söz konusu yatırım ile Türkiye’nin Avrupa otomotiv pazarındaki gücünü artırdığına işaret etti. Avdagiç, “BYD’nin bu doğrudan yatırımı diğer Çinli şirketler ile dünya markalarının Avrupa stratejilerini baştan aşağı gözden geçirmelerini sağlayacaktır. En önemlisi de bu gelişmenin elektrikli araçlarda yerlilik oranını artırarak yan sanayimizi daha da güçlendirmesini, fazlar halinde binlerce iş imkanı oluşturmasını bekliyoruz” diye konuştu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ise, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Çin’in ve dünyanın güçlü otomobil firması sayılan BYD’nin Türkiye’de üretim kararı almasının sanayi ve üretim hayatı açısından memnuniyet verici olduğunu belirtti. Bahçıvan, “Yatırım sürecinin kısa sürede tamamlanarak, üretimin hedeflenen 2026 yılı sonunda başlamasını diliyorum” dedi.
“Endüstrimizi bir adım ileriye götürecek”
DW Türkçe’ye konuşan Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik ise, Türkiye iç pazarının otomotivde 1 milyon adetlik bir pazar olduğuna işaret ederek, “Fosil yakıtlı araç üretimine son verilmesinin sektörümüzün en önemli gündemi olduğu bu dönemde dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisinin ülkemizde üretim yapacak olması, endüstrimizi bir adım ileriye götürecek” diyor.
Dünyada elektrikli araç dönüşümünün liderliğini Çin’in yaptığına işaret eden Baran Çelik, “Oluşan bilgi birikiminden üreticilerimiz de faydalanabilecek. Yine bu firma için üretim yapmak isteyen tedarik endüstrimizin de elektrikli araç teknolojisine üretim yapmaya daha hevesli olacağını düşünüyorum. Bir başka deyişle bu yatırım Türkiye’nin yeşil dönüşümü yolunda önemli bir adım” diye konuşuyor.
“AB’ye ihracatta kazanım olacak”
BYD yatırımı ile birlikte özellikle AB pazarında önemli kazanımlar elde edilebileceğine işaret eden Baran Çelik, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“İhracat açısından hedefimiz birkaç yıl içerisinde 45-50 milyar dolarlık ihracat bandına ulaşmak. Yeni yatırımlar ihracat hedeflerimiz için de kritik rol üstlenecek. Ayrıca Türkiye, ABD ve AB ülkeleri Çin menşeli araçlara ilave gümrük vergisi uyguluyor. Ülkeler yerli üretiminin desteklenmesi ve yerli araçların pazar payının korunması için benzer düzenlemeler getiriyorlar. Ancak Türkiye’ye yaptığı yatırımla BYD, Türkiye pazarındaki konumlarını güçlendirirken başta Avrupa olmak üzere yakın coğrafyamıza daha kolay ihracat yapacaktır. Bu gelişmenin iki taraf için de olumlu olacağını öngörüyorum.”
27 yıldır yeni fabrika kurulmadı
Türkiye son 27 yıldır, kimi zaman ekonomik kimi zaman siyasi nedenlerle küresel otomotiv şirketleri sıfırdan yatırım kararlarında kendine yer bulamıyordu. Yapılan son doğrudan yatırımı, Japon Honda 27 yıl önce hayata geçirmişti. Ancak Honda, 2021 yılında Gebze’de bulunan fabrikasını kapatma kararı almıştı.
Alman VW de son dönemde Türkiye’de yatırım yapma kararından vazgeçen küresel devlerden biri olmuştu. Bugün BYD’nin fabrika kurması planlanan Manisa bölgesinde 1 milyar Euro yatırımla bir fabrika kurmaya hazırlanan VW, Temmuz 2020 yılında bu projeden vazgeçtiğini duyurmuştu. Daha sonra Volkswagen CEO’su Herbert Diess, yatırım kararından vazgeçmek konusunda “Türkiye’deki siyasi durum”un etkili olduğunu açıklamıştı.
Peki BYD’nin yatırım kararı, Türkiye’ye yeni yabancı yatırımların da kapısını aralar mı?
“Başka markalarla görüşmeler var”
Geçtiğimiz günlerde Reuters’e konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya, Çinli Guangzhou Automobile Group’un (GAC) Türkiye’de ortak üretim için TOGG ile görüşmeler yaptığını ve temmuz ayı içerisinde Türkiye’ye bir ziyarette bulunacaklarını belirtmişti. Çin’in önde gelen otomotiv üreticilerinden Shineray Group bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’de ATMO Group tarafından temsil edilen SWM Motor da Türkiye’de üretim için hazırlık yaptığını açıklamıştı.
DW Türkçe’ye konuşan Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Başkanı Aydın Erkoç’a göre, şu anda piyasada başka uluslararası markaların da yatırıma geleceğine dair söylentiler artmış durumda.
Erkoç, “Örneğin 2024 başında Türkiye pazarına giriş yapan Çinli DFSK’nın da üretime geçeceğine dair bilgiler alıyoruz. Özellikle Asyalı şirketler için Türkiye’de üretip Avrupa’ya satmak giderek daha karlı hale geliyor” diyor.
“Türkiye, Avrupa için üretim üssü olacak”
Otomotiv sektörüne yönelik data üreten Cardata’nın Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın da, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, söz konusu yatırımla birlikte Türkiye’ye elektrikli araç üretimi konusunda gelecek bilgi ve deneyimin otomotiv sanayine büyük bir avantaj sağlayacağını kaydediyor. Bu avantajın yeni yatırımların devam etmesi halinde Avrupa pazarında çok ciddi bir güç yaratabileceğini vurgulayan Yalçın, şöyle konuşuyor:
“Türkiye, dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olan BYD’nin Avrupa pazarı için üretim üssü olacak. Bu, Türkiye’nin yüksek teknoloji ürün ihracatını da artıracaktır. BYD’nin Türkiye üzerinden Avrupa ve diğer yakın coğrafi bölgelerdeki ülkelere girmesi, Türkiye’nin de otomotiv ihracatında yeni pazar fırsatları yakalanmasına katkıda bulunacak. AB pazarında da hakim markalar için yeni bir dönem başlayabilir.”
TOGG nasıl etkilenecek?
Çinli otomotiv devinin Türkiye’de elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç üretimi kararı vermesi, Türkiye’nin ‘milli otomobili’ olarak lanse edilen TOGG’un durumunu da gündeme getirdi.
Kasım 2017’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) projesi, pek çok tartışmanın ardından ilk elektrikli otomobilini 29 Ekim 2022’de banttan indirilmesi ile hayata geçirilmiş oldu.
İlk etapta C-SUV modeli ile üretilen TOGG, 2025 yılına kadar sırasıyla C-Sedan, C-X Coupe ve sonra açıklanacak 2 model olmak üzere toplam 5 modelle piyasada yerini alacak. Yüzde 51 yerlilik oranıyla üretilen ilk modellerdeki yerli payının iki yıl içinde yüzde 65’e çıkarılması hedefleniyor.
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, TOGG 2024’ün ilk 6 ayı sonu itibariyle, yaklaşık yüzde 36’lık pazar payı ile Türkiye elektrikli otomobil pazarında lider konumda bulunuyor.
“TOGG’un pazar payını etkiler”
MASFED Genel Başkanı Aydın Erkoç, BYD yatırımının TOGG’un satışlarına büyük etkisi olmayacağını dile getiriyor. Türkiye’nin hala nüfusuna kıyasla dar bir otomobil pazarı olduğuna işaret eden Erkoç, “Bugün baktığınız zaman İran gibi ülkelerde bile her evde 3 tane araç var. Türkiye’de şu anda 35 milyona yakın traktör, motosiklet, otomobil, kamyon, minibüs gibi araçların yüzde 35 ‘i neredeyse 20 yaşın üzerinde. Yani normalde bunların hurdaya ayrılması gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’de fiyatlar uygun olduğu müddetçe her marka için gidilecek çok yol var” şeklinde konuşuyor.
Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın ise, BYD’nin gelmesi ile büyüyecek pazarın TOGG’un pazar payını düşürebileceğine dikkat çekiyor. Yalçın, “Fiyat ve kalite açısından rekabetin artması iyi bir gelişme. Ama TOGG ve benzeri markalar biraz pazar payı kaybedebilir. Çünkü BYD çok güçlü bir üretici. Üretim maliyetleri konusunda rakiplerinin önüne geçebilir” diyor.
DW Türkçe