Ekonomi
ASO Başkanı Seyit Ardıç ‘mali kural’ istedi
ASO Meclis Toplantısında konuşan Başkan Seyit Ardıç, sıkı para politikasına, maliye politikasının sıkılaştırılarak destek verilmesi gerektiğini söyleyerek, israfın önlenmesi, uzun vadeli düşük getirili projelerin ertelenmesini, şeffaflık içeren bir maliye politikası ve bunu sağlamak için de “Mali Kural” getirilmesini istedi.
İş dünyasından ekonomi ve enflasyonla mücadele programına yönelik kritik mesajlar devam ediyor. Servet vergisi önerisinin ardından bu kez de Ankara Sanayi Odası’ndan (ASO) “mali kural” talebi geldi. ASO Meclis Toplantısında konuşan Başkan Seyit Ardıç, sıkı para politikasına, maliye politikasının sıkılaştırılarak destek verilmesi gerektiğini söyleyerek, israfın önlenmesi, uzun vadeli düşük getirili projelerin ertelenmesini, şeffaflık içeren bir maliye politikası ve bunu sağlamak için de “Mali Kural” getirilmesini istedi. ASO Başkanı, enflasyonla mücadelenin sanayicileri negatif etkilediğini hatırlatarak, önlemlerin bir an önce hayata geçirilip, derinleştirilmesi gerektiğini savundu.
“Disiplin, şeffaflık bekliyoruz, geçici maliyetlere razıyız”
ASO Başkanı Seyit Ardıç, konuşmasında iş dünyasının enflasyonla mücadelede bir an önce sonuca ulaşmak istediğini belirterek, “Yüksek enflasyonu düşürmenin maliyetinin en çok biz sanayicileri etkilediğini biliyoruz, lakin yüksek enflasyondan kurtulmak için geçici olacağını düşündüğümüz maliyete katlanmaya razıyız. Yeter ki enflasyon düşsün artık önümüzü görelim” mesajı verdi.
Şeffaf bir mali yönetim için mali kural önerisi getiren Ardıç şunları söyledi: “Mevcut durumda, kamu harcamalarını kısarak, mali disiplinin ivedi bir şeklide sağlanması şarttır. Para politikasında başlayan sıkılaştırma sürecine mutlaka maliye politikası da eşlik etmelidir. Aksi halde enflasyonla mücadelede başarıya ulaşılamayacaktır. Bu itibarla, enflasyonla mücadelede temel bileşen olan mali disiplinin uygulamaya konulduğunu işaret eden adımların atılması iş dünyası olarak beklentimizdir.
Bu doğrultuda, kamu tasarruf politikaları ivedilikle devreye sokulmalıdır. İsrafı önleyecek şekilde harcamalar etkinlik ve verimlilik temelinde gözden geçirilmeli, kamunun borçlanma gereksinimi azaltılmalı, getirisi düşük, geri dönüşümü uzun yatırımlar geçici olarak durdurulmalıdır.
Mali disiplinin sağlanmasında uygulamaya konulacak politikalarda şeffaflık dikkate alınmalıdır. Bunun gerçekleşmesi için de mali kuralın devreye alınması daha sağlıklı olacaktır. Bu politika tercihi, yaşanan ekonomik daralmanın şiddetini azaltacak, ekonomiyi yeniden büyüme sürecine sokacaktır.”
Mali Kural nedir?
Mali kural, kamu mali politikalarının belirli ekonomik gelişmelere göre zorunlu olarak ayarlanması anlamına geliyor. Örneğin AB’nin Maastrich kriterleri hem ekonomi yönetimi, hem de Euro’ya geçiş açısından bir mali kural niteliği taşıyor. Türkiye’de de 2010’da, bütçe açığı ve büyüme oranına göre kamu harcamalarının seviyesine yönelik bir mali kural önerilmiş, yasa taslağı da hazırlanmasına rağmen hayata geçirilememişte.
Ardıç: Enflasyona bir an önce güçlü müdahale edilsin
Enflasyonun başta yatırım kararları olmak üzere bütün unsurlardaki bozucu etkisine dikkati çeken Seyit Ardıç konuşmasında, bu sorunun ivedilikle ortadan kaldırılmasının önemine dikkat çekti. Ardıç, “Müdahale ne kadar gecikirse katlanılması gereken maliyet de o kadar yüksek olacaktır. Toplumun tüm kesimlerince desteklenen kredibilitesi yüksek bir para politikasının, enflasyonda düşüş sürecinde önemli bir çıpa etkisi yaratacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
Yapısal reformlar, hammaddede ithal ikamesi
ASO Başkanı Ardıç, yerel seçimler sonrası, seçimsiz dönemin ekonomi, sosyal, eğitim ve hukuk alanında yapısal reformlar için değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin döviz ihtiyacı yanısıra, yatırımlar açısından da yabancı sermayeye bağımlı kaldığı bir dönem yaşandığına işaret eden ASO Başkanı, bu süreçte özellikle hammaddede ithal ikamesi uygulanarak mücadele edilmesini önerdi. Ardıç, “Hammadde üretiminde ithal ikamesi bir politika izlemeliyiz. Biraz geç kalmakla beraber bir süredir Hükûmet politikalarımızda da bunun izlerini görüyoruz, ama bugünden yarına yapılabilecek bir şey değil. İthal ikamesi üretimi yani Türkiye’nin ithal ettiği önemli girdileri yerli olarak üretmek için gerekli tedbirleri almamız şart. Dünyada korumacı tedbirler artarken, bizim de yerli sanayimizi güçlendirecek şekilde ithalatımızı azaltacak ilave önlemleri almamız gerekir.” diye konuştu.
Güven tesisi
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Piyasalar sizin ne yaptığınıza bakar, ne söylediğinize sonra bakar. Ne söylediğiniz eğer yapabilecekseniz kâle alınır” sözlerini hatırlatan Seyit Ardıç konuşmasında, güven tesisinin önemine dikkat çekerek belirsizliklerin giderilmesi gerektiğinin altını da çizdi. Ardıç, “Belirsizlik ortamında, politika yapıcılarının hedef tutarsızlık sorunu ile karşı karşıya kalmaması oldukça önemlidir. Gelecek ile ilgili tahminlerinde tutarlı davranmaları ekonominin dengelenmesi açısından olumlu olacaktır. Aynı zamanda makroekonomik dengelenmenin sağlanmasında, ekonomi politika yapıcılarının tercih ettiği plan ve programların, kamuoyunu ikna etmesi, belirsizliğin ve öngörülebilirliğin ortadan kalkmasına katkı sağlayacaktır.” dedi.
Sayısal ve yeşil dönüşüm
Dünyanın sayısal dönüşüm ve yeşil dönüşüm ile yeni bir ekonomik paradigmaya geçtiğini belirten Seyit Ardıç, Türkiye’nin imalat sanayiinin güçlü olmakla birlikte, rekabet etmek istediği imalatçı ülkelerdeki otamasyon-robot kullanımının çok gerisinde kaldığını, otomotiv çıkarıldığında tablonun daha da bozulduğunu belirterek, yeşil ve sayısal dönüşüme yönelik olarak güçlü adımlara ihtiyaç olduğunu da belirtti.