Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

The Economist:  Satış dalgası için 3 neden

Panik atağı, yatırımcıların yapay zekanın bulaştığı her şeye karşı coşkusunun buharlaştığını gösteriyor. Diğer 2 neden ne?

The Economist:  Satış dalgası için 3 neden

Yatırımcıları uçuruma sürüklemek için üç gelişme bir araya geldi. Birincisi, yapay zekanın (AI) ve özellikle de ona güç veren çip imalat endüstrisinin gerçekçi olmayan yüksek umutlarla dolu olduğunun  farkına varılmasıdır. Amerikan hisse senedi fiyatlarındaki en büyük dalgalanmalar, beş teknoloji devinin (Alphabet, Amazon, Apple, Meta ve Microsoft) hissedarlarını hayal kırıklığına uğratan sonuçları açıkladığı on günlük bir dönemde gerçekleşti. Gelirleri analistlerin beklentilerini aşan Alphabet ve Microsoft bile, raporun ertesi günü hisse fiyatlarının düştüğünü gördü. Bu beklentileri karşılayamayan Amazon çok daha fazla cezalandırıldı. Panik atağı, yatırımcıların yapay zekanın bulaştığı her şeye karşı coşkusunun buharlaştığını gösteriyor.

 

Bu durum, yapay zeka yatırımlarının kısılması halinde ürünlerine yönelik  talebin daralmasıyla  karşı karşıya kalacap çip üreticileri arasında zincirleme  etki yaratıyor. Aslında son haftalardaki gelişmeler bu tür firmalaların riskini yükseltti. 17 Temmuz’da Donald Trump, Tayvan’ın Çin’e  kendini savunmasının masraflarını karşılaması gerektiğini öne sürerek yarı iletken hisselerinde panik yarattı. Dünyanın en gelişmiş çiplerinin büyük çoğunluğunu üreten TSMC’nin merkezi Tayvan’da olduğundan Çin işgaline karşı savunmasız olacaktır. Biden yönetimi ayrıca Çin’e çip üretim ekipmanı ihracatına da yeni sınırlamalar getirmeyi planlıyor. Talebin azalması ve jeopolitiğin kötüleşmesi gibi çifte tehdit ışığında çip hisselerinin düşmesi şaşırtıcı değil.

 

Teknoloji firmaları tökezledikçe Amerika ekonomisi de tökezledi;  bu yatırımcıların moralini bozan ikinci gelişme. Yakın zamana kadar piyasanın sloganı “kötü haber iyi haberdir” idi. Büyümenin yavaşlayacağına ya da işgücü piyasasının zayıflayacağına dair herhangi bir işaret varlık fiyatları için alım fırsatıydı çünkü bu, enflasyonun sakin kalacağı ve Fed’in faiz oranlarını daha hızlı düşüreceği anlamına geliyordu. Ancak tarım-dışı istihdam raporu 2 Ağustos’ta yayınlandığında ruh hali değişmişti: Kötü haber artık kötü haber oldu.

 

Rapor, yumuşak iniş yerine resesyon riskinin arttığını ortaya koydu. Traderlar anında Fed’in Eylül ayında istihdam kaybını engellemek için faizleri 50 baz puan düşüreceğine dair bahis oynamaya başladılar. Bu, Jerome Powell’ın sadece birkaç gün önceki basın toplantısında FOMC’nin böyle bir hamleyi düşünmediğini vurgulamasına rağmen gerçekleşti. Hazine tahvili getirileri düştü ve iki yıllık faiz oranı %3,9’a geriledi (Nisan ayı sonundaki seviyenin bir puan altında). Haftalar önce getiri eğrisinde böyle bir düşüş hisseleri coştururdu. Artık yatırımcılar, daha ucuz paranın özleminden çok, yavaşlayan büyümenin olumsuz etkilerinden ve bunun şirket kazançları üzerindeki yansımalarından korkuyor gibi görünüyor.

Piyasaları karıştıran üçüncü güç Japon yeninin rallisi. Geçtiğimiz haftalarda Yen ticaret ağırlıklı para birimleri sepetine karşı son yirmi yılın en hızlı yükselişini yaşadı. Bu kısmen Japonya Merkez Bankası’nın 31 Temmuz’da faiz oranlarını artırma yönündeki sürpriz kararından kaynaklanıyor. Hitachi, Sony ve Toyota gibi ülkenin dünya çapındaki firmalarının çoğu kazançlarını yurt dışında yabancı para birimleri üzerinden elde ettiğinden, yükselen yen otomatik olarak Japon hisse senedi fiyatlarını düşürüyor.

Japon hisse senetlerindeki düşüşün bir kısmı bu etkiyle açıklanabilir. Muhtemelen daha da önemlisi, zayıf yen ve aşırı güvercin para politikasına endeksli “carry trade”in çözülmesi. Yıllardır yen cinsinden borçlanıp, gelirleri dolara çevirip Hazine tahvillerine yatırım yapmak çok karlıydı. Ancak Japon faiz oranlarının artması ve Amerikan faiz oranlarının düşmesiyle bu arbitrajın çekiciliği azalıyor. Daha da kötüsü yen’in hızla güçlenmesi, borcun geri ödenmesinin dolar maliyetini artırarak panik şekilde pozisyonların kapatılmasını tetikliyor. Geçtiğimiz birkaç haftadaki şiddetli hareketler birçok yatırımcıyı yalnız pozisyonlarını kapatmakla kalmayıp, diğer varlıkları da satmaya zorlayarak hem yerel hem de küresel hisse senetlerinde istikrarsızlığa neden olacak.

Her zamanki gibi, Wall Street’in seansı büyük kayıplarla kapattığı çalkantılı bir günün sonunda, ilk soru, varlık fiyatlarındaki dalgalanmaların banka ve benzeri finansal kurmlarda batık riski yaratıp yaratmadığı. Bu açıdan bakıldığında altın ve banka hisselerindeki düşüş kaygı verici. Diğer bağlantılı soru ise önümüzdeki günlerin daha iyi mi yoksa daha kötü mü olacağıdır.  İşaretler iyi değil, satışlar şimdilik devam edebilir.

 

Kaynak:  The Economist, Why fear is sweeping markets everywhere

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler