Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

New York Times:  Enflasyon  ve borç yükü tüm dünyada  isyanlar yaratıyor

Massachusetts Amherst Üniversitesi ekonomisti Bayan Ghosh, "Protestoların olmadığı ülkelerde bile korkunç şeyler oluyor, ancak protestolar herkesi karanlık geleceğe uyandırıyor" dedi.

New York Times:  Enflasyon  ve borç yükü tüm dünyada  isyanlar yaratıyor

Derin ekonomik kaygılar, öngörülemez bir şekilde vuran dünya çapındaki bir kasırga gibi, hem fakir hem de zengin ülkelerde siyasi kargaşa ve şiddetin izlerini bırakıyor. Borç altında ezilen bir ülke olan Kenya’da, geçen hafta önerilen vergi artışına ilişkin protestolar düzinelerce ölümle ve ve Parlamentonun kısmen yanmasıyla sonuçlandı.

Aynı zamanda, vatandaşların benzin sıkıntısı nedeniyle kuyruğa girdiği Bolivya’da, bir  general eski bir ekonomist olan başkanın “ülkemizi yoksullaştırmayı bırakması” gerektiğini söyleyerek başarısız bir darbe girişimine öncülük etti.

Fransa’da ise, düşük ücretler ve artan maliyetler nedeniyle öfkelenen çiftçilerin aylarca süren yol kapatmalarının ardından aşırı sağ parti, parlamento seçimlerinin ilk turunda desteğini artırdı ve uzun süredir tabu olan milliyetçi ve göçmen karşıtı tavrını da iktidarın eşiğine getirdi.

 

Bu patlamaların altında yatan nedenler, bağlam ve koşullar ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermekte. Ancak ortak nokta açık: Artan eşitsizlik, azalan satın alma gücü ve gelecek neslin bundan daha kötü durumda olacağı endişesi. Sonuç olarak, pek çok ülkede ekonomik koşullardan yılan vatandaşlar, hükümetlerinin bu durumla başa çıkma becerisine olan inançlarını yitirdiler ve haklarını sokakta arıyor.

Tepki sıklıkla liberal demokrasiyi ve demokratik kapitalizmi hedef alırken, popülist hareketler hem solda hem de sağda ortaya çıktı. New York Üniversitesi’nden ekonomist Nouriel Roubini, “Ekonomik rahatsızlık ve siyasi rahatsızlık birbirini besliyor” dedi.

Son aylarda ekonomik korkular, Polonya ve Belçika gibi istikrarlı ekonomilere sahip yüksek gelirli ülkelerin yanı sıra Tunus, Angola ve Sri Lanka, Arjantin, Pakistan gibi kontrolden çıkmış borçlarla mücadele eden ülkeler de dahil olmak üzere dünya çapında bazen şiddete dönüşen protestolara yol açtı.

 

Cuma günü Sri Lanka Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe, Kenya’ya işaret ederek şu uyarıda bulundu: “Sri Lanka’da ekonomik istikrarı sağlamazsak benzer huzursuzluklarla karşı karşıya kalabiliriz.”

Ekonominin dirençli olduğunu kanıtladığı ABD’de bile, sıklıkla otoriter söylemi benimseyen Donald J. Trump’ın olası geri dönüşünün arkasında kısmen ekonomik kaygılar yatıyor. Yakın zamanda yapılan bir ankete göre Amerikalı seçmenlerin büyük çoğunluğu, seçimin en önemli konusunun ekonomi olduğunu söyledi.

Bu yıl 60’tan fazla ülkede yapılan ulusal seçimler dikkatleri siyasi sürece yoğunlaştırdı ve vatandaşları hoşnutsuzluklarını ifade etmeye davet etti.

Ekonomik sorunların her zaman siyasi sonuçları olur. Ancak ekonomistler ve analistler, Kovid-19 salgınının başlattığı olaylar zincirinin, gezegenin birçok yerinde ciddi bir ekonomik kriz yarattığını ve şu anda gelişmekte olan sosyal çalkantıların zeminini hazırladığını söylüyor.

Pandemi ticareti durdurdu, gelirleri düşürdü ve yarı iletkenlerden spor ayakkabılara kadar her şeyin kıtlığına neden olan tedarik zinciri kaosu yarattı. Daha sonra hayat normale döndüğünde fabrikalar ve perakendeciler bastırılmış talebi karşılayamadı ve fiyatlar arttı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi, petrol, gaz, gübre ve gıda fiyatlarının stratosfere yükselmesine neden olarak bir sarsıntı daha ekledi.

Merkez bankaları faiz oranlarını artırarak enflasyonu dizginlemeye çalıştı, bu da işletmeleri ve aileleri daha da sıkıştırdı.

Enflasyon düşerken, büyük hasar oluştu. Fiyatlar hâlâ yüksek ve bazı yerlerde ekmek, yumurta, yemeklik yağ ve ev ısıtma maliyetleri birkaç yıl öncesine göre iki, üç, hatta dört kat daha yüksek.

Her zamanki gibi en yoksul ve en savunmasız ülkeler en sert darbeyi aldı. Zaten ödeyemeyecekleri kredilerle boğuşan hükümetler, faiz oranlarının artmasıyla birlikte borç balonunun maliyetini gördü. Afrika’da nüfusun yarısı sağlık ve eğitimden çok faiz ödemelerine harcama yapan ülkelerde yaşıyor.

Bu durum birçok ülkeyi çözüm konusunda çaresiz bıraktı. Dünya Bankası baş ekonomisti Indermit Gill, borç yükü  nedeniyle borçlarını yenileyemeyen ülkelerin faturalarını ödemenin iki yolu olduğunu söyledi: para basmak veya vergileri artırmak. “Biri enflasyona yol açıyor” dedi. “Diğeri huzursuzluğa yol açıyor.”

Kenya, haziran ayında 2 milyar dolarlık tahvil ödemesinin ardından vergileri artırmaya çalıştı. Sonra işler çığrından çıktı. Binlerce protestocu Nairobi’deki Parlamento binasına akın etti. İnsan hakları gruplarına göre polisle çıkan çatışmalarda en az 39 kişi öldü, 300 kişi de yaralandı. Ertesi gün Başkan William Ruto, vergi artışlarını içeren yasa tasarısını geri çekti.

Massachusetts Amherst Üniversitesi’nden ekonomist Jayati Ghosh, yakın zamanda başkent  Colombo’ya yaptığı ziyaret sonrasında, 37 milyar dolarlık borcun altında ezilen Sri Lanka’da “insanların morali sıfır” gözleminde bulundu. Ailelerin öğün atladığını, ebeveynlerin okul ücretlerini veya tıbbi masrafları karşılayamadığını ve fiyat ve vergi artışları nedeniyle geçen yıl bir milyon kişinin elektriğe erişimini kaybettiğini söyledi. Polis protestoları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı.

 

Pakistan’da artan un ve elektrik fiyatları, Keşmir’de başlayan ve bu hafta neredeyse tüm büyük şehirlere yayılan bir gösteri dalgasına yol açtı. Tüccarlar Pazartesi günü dükkanlarını kapattı, yolları kapattı ve elektrik faturalarını yaktı.

Pakistan bir dizi uluslararası alacaklıya derin borç içinde ve temerrüde düşmemek için son çare olarak Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF)  8 milyar dolara varan bir kurtarma paketi almak için vergi gelirlerini yüzde 40 artırmak zorunda bırakılıyor.

IMF’nin en büyük  müşterisi Arjantin’de kredi programının büyüklüğü 44 milyar dolar. Faturaları ödemek için para basmak da dahil olmak üzere Arjantinli liderlerin onlarca yıldır sürdürdüğü kötü ekonomik yönetim, enflasyonu sürekli hale getirdi. Fiyatlar bu yıl 2023’e kıyasla neredeyse dört katına çıktı. Arjantinliler artık evler gibi büyük satın alımlar için Arjantin pesosu yerine ABD doları kullanıyor, 100 dolarlık banknot yığınlarını ceket veya sutyenlerde saklıyor.

Ekonomik çalkantı, Kasım ayında seçmenlerin, kendisini “anarko-kapitalist” olarak tanımlayan ve bütçe harcamalarını kısma sözü veren Javier Milei’yi başkan yaptı. Milei, binlerce kişiyi işten çıkardı, maaşları kesti ve altyapı projelerini dondurdu; IMF’nin önerdiği önlemleri bile aşan kemer sıkma tedbirleri uyguladı. Ülkenin mali durumunu düzelirken,  ilk altı ayında yoksulluk oranları hızla yükseldi.

Birçok Arjantinli yeni politikaya direniyor. Ülke çapındaki grevler işyerlerini kapattı, uçuşları iptal etti ve protestolar Buenos Aires’teki meydanları tıkadı. Geçen ay Arjantin Kongresi dışındaki bir gösteride bazı protestocular taş attı ve arabaları ateşe verdi. Polis plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla karşılık verdi. Çatışmalarda çok sayıda muhalif milletvekili yaralandı.

 

 

Arjantin’in eski ekonomi bakanı Martin Guzmán,  borçların ödenmesinin en çok emekli maaşları azaltılan ve vergileri artırılan insanların sırtına bindiğini söyledi. Guzmán, “Temsil ve hoşnutsuzluk sorunu var” dedi. “Bu, toplumsal huzursuzluğa yol açan bir kombinasyon.”

Dünyanın en zengin ülkeleri bile hüsranla dolup taşıyor. Gelecekleri konusunda endişe duyan Avrupalı ​​çiftçiler, iklim değişikliğini önlemeyi amaçlayan yeni çevre düzenlemelerinin maliyetinin geçimlerini tehdit etmesinden dolayı öfkeli.

Genel olarak Avrupalılar ücretlerinin eskisi kadar artmadığını düşünüyor. Enflasyon 2022’nin bir noktasında neredeyse yüzde 11’e ulaşarak gelirleri azalttı. Yakın zamanda yapılan bir ankete göre Avrupa Birliği’ndeki insanların yaklaşık üçte biri yaşam standartlarının önümüzdeki beş yıl içinde düşeceğine inanıyor.

Bu yıl Yunanistan, Portekiz, Belçika ve Almanya’da protestolar patlak verdi. Mart ayında Berlin’in dışında çiftçiler otoyola gübre saçarak birçok kazaya neden oldu. Fransa’da saman yaktılar, Nice Belediye Binası’na gübre attılar ve bir yaban domuzu leşini Agen’deki iş teftiş bürosunun önüne astılar.

Fransa çiftçiler birliği başkanının New York Times’a söylediği gibi: “Bizim sprunumuz ayın sonunu getirmek, dünyanın sonuna engel olmak değil.”

Ekonomik kaygılar, kırsal kesimde ve kentte yaşayanlar, vasıfsız ve üniversite eğitimi almış işçiler, dindar gelenekçiler ve laikler arasındaki ayrımları artırıyor. Fransa, İtalya, Almanya ve İsveç’te aşırı sağ politikacılar bu memnuniyetsizliği milliyetçi, göçmen karşıtı gündemleri teşvik etmek için kullandılar. Ve dünya çapında büyüme yavaşlıyor, bu da çözüm bulmayı zorlaştırıyor.

Massachusetts Amherst Üniversitesi ekonomisti Bayan Ghosh, “Protestoların olmadığı ülkelerde bile korkunç şeyler oluyor, ancak protestolar herkesi karanlık geleceğe uyandırıyor” dedi.

 

Kaynak:  Political Unrest Worldwide Is Fueled by High Prices and Huge Debts, New York Times

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler