FÖŞ yazdı: Dünyayı şekillendiren 5 mega-trend
19 Ekim 2024
Bugün (Cumartesi), Bursa’da ekonomi meraklılarının manevi huzurunda olacağım. Dostum, işinsanı ve ParaAnaliz köşe yazarı Emre Balıca harika bir etkinlik düzenledi. BİMED VE GESİAD himayesinde düzenlenen seminerde, bendeniz saat 13:00’te Zoom üzerinden sahne alacağım. Diğer isimlerin hepsi yıldız, ben renk katmak için varım:
ATİLLA YEŞİLADA ( ONLİNE )
ÇETİN ÜNSALAN ( ONLİNE )
ÖZLEM DERİCİ ŞENGÜL
ERKAN IŞIĞIÇOK
DERYA HEKİM
HALİS ERTÜRK
Ne kadar etkin bir etkinlik değil mi? Seminerin teması 2025 yılında başımıza gelecekler. Ama, ben objektifi yırtık don gibi sonuna kadar açarak, önümüzdeki 10 yıldan bahsedeceğim. Bu on yılı şekillendirecek 5 mega-trend var. Bunlar geri çevrilemez, etkisini yitiremez. Hem iyimser hem de kötümser senaryolar sunacağım, ama beni tanıyorsunuz, gönlümle sözüm birdir. Dünyanın battığı ve Elon Musk’la bir kaç arkadaşının özel roketleriyle Mars’a kaçtığı senaryoya daha sıcak bakıyorum.
Nedir bu 5 mega-trend?
- Demografi: Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Emeklilik ve (kamu) sağlık sigortası sistemleri ağır yük altında.
- İklim değişikliğiyle mücadele: Dünya çok yakında “felaket eşiği” olarak bilinen 19cu Yüzyıldan bu yana ortalama 1.5 derece ısınmayı aşabilir. Bu ısınmayı yavaşlatmak için 10 yılda $50 trilyondan fazla yatırım lazım. Bu parayı bulamayız. Dünya nereye gidiyor?
- Büyük Güçler Savaşı: Soğuk Savaş geri döndü. Bir yanda ABD ve müttefikleri, öte yanda Rusya-Çin ve müttefikleri sıcak savaşın eşiğinde. 3cü Dünya Savaşı çıkar mı? Global ekonomi bloklar arasına inecek demir perdeden nasıl etkilenir?
- Borç yükü ve yüksek faiz çağı: 2001 yılında dot.com balonunun patlamasıyla başlayan düşük faiz ortamı çeşitli şoklarla pandemi sonrasına kadar sürdü. Doğal olarak, devletler, şirketler ve bireyler burnuna kadar borca gömüldü. Fed ve AMB artık faiz indiriyor, ama nihai faiz asla pandemi öncesi dönem kadar düşük olmayacak. Dünya bu borcu nasıl ödeyecek? Enflasyon? Vergiler? Domino etkisi gibi yayılan iflaslar?
- Tüm sorunları çözecek joker: Yapay Zeka (YZ) ve etrafında kümelenen yeni teknolojiler: YZ abartısız, elektrik ve Internet gibi insanlığın kaderini değiştiren, bizi bir kulvardan bilinmeyen bir ikincisine iten icat olabilir. YZ’nın ekonomiye kazandırabileceği verimlilik patlaması yukarda saydığım dört sorunu çözebilir mi?
Ters sıradan başlayalım. YZ bence de insanlığın geleceğini değiştirebilir, ama bu 10 yılda gerçekleşmez. Ek olarak, ilk yıllarda YZ işgücü verimliliği kadar işsizliği de artırarak ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. Ama, YZ’nın sorunlara çözüm bulacağı ve/ya katlayacağı işkolları ve jeo-politik bahisler var. Medarı iftiharımız Daron Acemoğlu’na göre, YZ’nın 10 yılda global GSYH’ya katkısı %1’in oldukça altında.
Şimdi gelelim sorunlarımıza.
İnsanlığın yaşlanması daha az çalışanın daha fazla emekliyi beslemesi anlamına gelir. Toplum üretiminin artan porsiyonunu ekonomik anlamda üretkenliği çok düşük bir zümreye aktarıyor. Üstelik, insan ömrü uzadıkça, onu hayatta tutmak da gittikçe daha pahalı hale geliyor. Kamu borcunun $100 trilyona eriştiği ve $ faizinin önümüzdeki 10 yılda %3’ün altına inmeyeceği temel senaryomda, emekli maaşları düşecek, ya da vergiler artırılacak. Her ikisi de ekonomiyi yavaşlatıcı etki yapar.
Ancak, teknoloji bu konuda kısmi çözüm olabilir. Sağlık teknolojisi Ozempic gibi obesite ilaçları ve yeni nesil Alzheimer ilaçlarıyla insanların çalışma ömrünü uzatabilir. İşgücüne katılımda azalma, her işte daha fazla YZ kullanarak kısmen telafi edilebilir.
Küresel ısınmayla mücadele önümüzdeki 10 yılda bizi en çok yoracak konu. Çünkü, tek çaresi var: her kişi ve şirketin karbon ayak izini insafsızca vergilendirerek, hasılatı yeşil ekonomiye yatırıma çevirmek. En çevreci, en yeşil bireyler bile bu yöntemin vergi maliyetine katlanmayacak.
Hatırlayın, emeklilik sistemlerinin batık durumda olması da vergi artışlarını zorunlu kılıyor. Toplumların vergiye rıza üretmesi zor, zaten bu yüzden popülist liderler hızla yükseliyor. Mücadele yarım yamalak devam edecek. Her yıl daha fazla insan sıcaktan ölürken, özellikle tarım ve turizmde üretim sürekli düşecek.
Bazı uzmanlara göre bu 10 yılda zarfında geri dönülmez eşik aşılabilir. Bilmiyorum, bu konu tartışmaya çok açık. Ama, göz önünde bulundurulması gereken bir nokta. Sonucu, Milton Kasırgası’nı tatlı bir bahar meltemi kadar önemsiz bırakacak boyutta iklim faciaları olur. Küresel ısınmanın yeşil ekonomiye geçişi hızlandırması ile bazı maden ve mineraller ve iş kolları akıl almaz hızla büyüyecek. Tropik bölgelerde fakir ülkeler iflas edecek. “İklim mültecisi” kavramı günlük hayatımıza girecek.
Büyük Güçler Rekabeti sıcak savaşa dönmez, çünkü o yolun sonunda karşılıklı nükleer imha var. Ama, Soğuk Savaş başladı bile. İşte, Putin ve Ukrayna. Bir çok Batı devleti Putin’i Ukrayna bataklığına gömüp Rusya’yı ebediyen oyundan düşürmek için askeri yatırım yapıyor. Ama, asıl tehlike soğuk savaşın görünmeyen boyutu. Siber-saldırılar, robot ya da süper-askerler, biyolojik savaş, uzayda savaş, nadir metal ve minerallere sahip ülkelerde iç savaşlar hızlanacak. En önemlisi dünya dolar kullanan ve kullanmayan iki bloğa bölünecek. Eğer Trump seçilirse, Büyük Güçler Rekabeti çığrından çıkabilir ve 1930-1939 Büyük Buhrana benzer bir bunalıma düşebiliriz.
Bence, işler bu kadar kötüye gitmez. Ama, globalleşmenin sona erdiği kesin. Yerini bloklar arası entegrasyon alacak. Büyük Güçler Rekabeti kaynak dağılımını bozduğu için enflasyonist etkiler yaratacak.
Yukarda da yazdım, devletlerin borcu $100 trilyon, toplam borç $315 trilyon, yani küresel çıktının 3 yıllık karşılığı. Bu borç dolar faizi %3, tahvil faizi %4.5, ortalama risk spreadi 150 puan civarında seyrederse, ödenemez, çünkü şirket ciroları ve vergi gelirleri o kadar hızlı büyümez. Ek olarak, yukarda anlattığım gibi, bütçenin gittikçe artan kısmı emeklilere ve iklim değişikliğiyle mücadeleye sarf edilmek zorunda. Bu yolun sonunda iki çözüm var. İlki, Merkez Bankalarının enflasyon üreterek borcun reel değerini düşürmesi veya Hazineleri doğrudan finanse etmesi. İkincisi ise devletlerin büyük bölümünün global kredi pazarından dışlanarak temerrüte düşmesi ve büyük ekonomik bunalımlar yaşaması. Düşük olasılıklı iyimser senaryoda, YZ toplam girdi verimliliğini beklenmedik hızda artırarak, vergi oranları yükselmeden kamuya kaynak sağlıyor.
Biliyorum, çok karamsar bir senaryo çizdim. Ama, önümüzdeki 10 yılın sonunda rahat nefes alacağız gibime geliyor. İnsanlık tarih yazılmaya başlandığından bu güne defalarca yokolmanın eşiğine kadar gidip, geri adım atmayı becerdi. Bu kez de aynısı olacak. En olası senaryoda, kimsenin inkar edemeyeceği kadar vahim boyutlara gelen iklim krizi, Büyük Güçler Rekabeti’ni bitirecek. Katılımcı, istihdam, yatırım ve ticareti artırıcı yeni bir düzen kurulacak.