Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Brookings Raporu: Pandemi sonrası ortaya yeniden çıkan enflasyon tekrar etme riski taşıyor

“Pandemi yüzyılda bir görülen bir felaket olmuş olabilir. Ancak sonrasında görülen enflasyondaki artış, tekrar eden bir felakete dönüşme riski taşıyor.”…

Brookings Raporu: Pandemi sonrası ortaya yeniden çıkan enflasyon tekrar etme riski taşıyor

“Pandemi yüzyılda bir görülen bir felaket olmuş olabilir. Ancak sonrasında görülen enflasyondaki artış, tekrar eden bir felakete dönüşme riski taşıyor.”

Bu hafta Washington’da düzenlenen ünlü bir ekonomi konferansı için hazırlanan bir rapordan çıkan sonuç bu. Belki de daha da tedirgin edici olan, önerilen çözümlerin Washington’da şu anda siyasi olarak uygulanamaz görünmesi. Üstüne üstlük, Brookings Papers on Economic Activity 2024 bahar konferansı için hazırlanan ayrı bir raporda, halkın hayat pahalılığı konusunda derin endişeler taşıdığı uyarısında bulunuldu.

Eski IMF baş ekonomisti olan Harvard Üniversitesi profesörü Kenneth Rogoff ve Columbia Üniversitesi’nden Hassan Afrouzi ve Pierre Yared ile Yale Üniversitesi’nden Marina Halac’tan oluşan ortak yazarları, çalışmalarında “Geçici yüksek enflasyon dönemleri – belki de salgın sonrası kadar yüksek – geçmişe göre daha yaygın hale gelebilir” diye yazdı.

Bu yeni enflasyonist dinamiğin arkasında ne yatıyor?

Grup, çeşitli güçlerin önümüzdeki yıllarda fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturacağı uyarısında bulundu. Bunlar arasında üretim maliyetlerini artırma tehdidinde bulunan anti-küreselleşme, artan popülizm, yaşlanan nüfus ve savunma için hükümet harcamalarının artırılması yer alıyor.

Sonuç olarak Federal Rezerv ve diğer merkez bankaları kendilerini zor bir durumda bulabilir ve yüksek enflasyonu tolere etmek için artan siyasi baskı ile karşı karşıya kalabilirler.

Rogoff ve yazar arkadaşları, bu durumun önüne geçebilmek için merkez bankalarının bağımsızlığının güçlendirilmesi ile birlikte “her ne kadar olası görünmese de” hükümetlerin daha güvenilir bütçe politikaları benimsemesini savunuyor.

Amerikalılar arasında hayat pahalılığı konusundaki hassasiyetin artması işleri daha da zorlaştırıyor. Konferansta Harvard’dan Stefanie Stantcheva tarafından sunulacak bir başka çalışma, Aralık ve Ocak ayları arasında yapılan kamuoyu araştırmalarını rapor ediyor.

Makaleye göre enflasyon, ankete katılanlar arasında öfkeden gelecek korkusuna ve artan fiyatlardan özellikle yoksulların zarar gördüğüne dair bir adaletsizlik duygusuna kadar güçlü duygular yarattı.

Cumhuriyetçiler fiyatlardaki son artış için daha çok hükümeti ya da Başkan Joe Biden’ın kendisini suçlarken, Demokratlar işletmeleri suçlamaya daha meyilliydi. Stantcheva makalesinde, “Belki de şaşırtıcı bir şekilde, çok az kişi Covid-19’dan ana neden olarak bahsediyor” diye yazdı.

Her iki durumda da kamuoyunun duyarlılığı, politika yapıcılara enflasyonun yükselmesine izin vermemeleri konusunda açık bir uyarı niteliği taşıyor.

Rogoff, Biden ve Trump’ın ABD Borcunu ‘Havaya Uçurmaktan’ Yana Olduğunu Söyledi

Harvard Üniversitesi ekonomi profesörü Kenneth Rogoff, hem Başkan Joe Biden’ın hem de selefi ve rakibi Donald Trump’ın, Washington’un ultra düşük faiz oranları döneminin geri gelmeyeceğini kavrayamaması nedeniyle ABD borç seviyelerini tehlikeli bölgelere gönderme riski taşıdığını söyledi.

Rogoff, “Washington’un genel olarak borç konusunda çok rahat bir tutumu var ve bence bundan üzüntü duyacaklar,” dedi. “Kongre’nin ve belki de iki başkan adayının alıştığı gibi bedava öğle yemeği değil bu.”

Federal borç için kesin bir “üst sınır” bilinmemekle birlikte – Kongre Bütçe Ofisi tarafından bugün %99 olan borcun 2034 yılına kadar ABD gayri safi yurtiçi hasılasının %116’sına tırmanacağı tahmin ediliyor. Rogoff, seviye arttıkça zorluklar yaşanacağı konusunda uyardı.

Eski Uluslararası Para Fonu baş ekonomisti, artan borçlanma yükünün enflasyon ve faiz oranlarında dalgalanma yaratacağını ve Federal Rezerv üzerinde siyasi baskıları teşvik edeceğini söyledi. CBO’nun mevcut tahminleri de borcu daha da artıracak “kazalar için çok fazla alan” bırakıyor.

Rogoff, “Gittikçe daha büyük riskler alıyorsunuz, ve bunu hissedeceğiz” dedi.

Her iki adayın da borçlanmayı artıracak politikaları destekleyebileceğini söyledi. Biden’ın “Birliğin Durumu” konuşmasında harcama önceliklerinin ödenmesine yardımcı olmak için vergi artışları önerdikten sonra bile, konuşmasında borcu patlatmayı ima ettiğini hatırlattı.”

Rogoff, Trump’ın 2017-21 yılları arasında başkanlık yaptığı dönemde mali açıkların artmasına atıfta bulunarak, “Donald Trump’ın ne yapacağına dair hiçbir fikrimiz yok ama en son başkan olduğunda da bunu yapmıştı, yine yapacağını tahmin ediyoruz” dedi.

Küresel finans krizi sonrası dönemde, aşırı düşük faiz oranları ABD açıklarının etkisini sınırlamaya yardımcı oldu. Ancak Rogoff, pandemi sonrası dönemin farklı olduğunu söyledi. Reel gösterge faiz oranının %0 yerine %1,5 ila %2 olması daha muhtemel, dedi. Fed politika yapıcılarının en son tahminleri reel ya da enflasyona göre düzeltilmiş politika faizinin %0,5 olacağı yönünde.

Harvard ekonomisti ayrıca Trump ve Biden’ın “kesinlikle uzun zamandır en korumacı iki başkan” olduğunu söyledi. Trump kendi döneminde ABD’nin müttefiklerinin yanı sıra Çin’e de gümrük vergisi artışı uyguladı. Biden ise Çin’e yönelik yüksek gümrük vergilerini sürdürdü ve Rogoff onun temiz enerji mevzuatını ABD yapımı ürünleri tercih etmesi bakımından son derece korumacı olarak nitelendirdi.

Rogoff, Trump’ın ABD ithalatına yönelik önerdiği %10’luk evrensel gümrük vergisine ilişkin analizinde Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman’dan farklı düşünüyor. Krugman geçen ay bunun ekonomiye sınırlı zarar vereceğini söylemişti.

Rogoff, etkinin sınırlı olacağı “50 yıllık bir ufuktan bahsetmek başka bir şey” dedi. Ani bir uygulama “ekonomi için çok sarsıcı olur. Bence çok resesyonist, enflasyonist olma eğiliminde olacaktır.” “%10’luk gümrük vergilerinin enflasyonu ve faiz oranlarını artıracağını düşünüyorum” dedi.

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler