Dünya Ekonomisi
ANALİZ: Çin hisselerinde kayıp $6.3 trilyon; satış dalgası tüm ekonomiyi sarsıyor
Bir bakıma Xi Jinping kendi ekonomik düzenini geliştirmek istiyor. Batı'nın yaptığı, parayı tüketicilere israf etmek ve uzun vadeli getirisi olmayan şeyleri harcamak gibi bir hataya düşmekten kaçınmaya çalışıyor.
Çin hisse senetleri, Hong Kong’da kote ana kara şirketleri hisse endeksinin, yıl boyunca küresel hisse senedi endeksi sıralamasında en alt sıralarda yer almasıyla, bir kasvetli haftayı daha tamamladı. Pazartesi sabahı Hang Seng %1.3, Şangay Borsası ise %0.75 değer yitirerek haftaya başladı. Çin ekonomisinde deflasyon ve konut-inşaat krizi riski yükselirken, Beijing’den umutla beklenen dev mali destek paketinin gündemde olmadığı kaygıları satışları paniğe çeviriyor.
Zirveden dibe $6.3 trilyon buharlaştı
Hang Seng Çin Şirketler Endeksi 2024’te zaten %11 kayıp yaşadı. Dört yıllık rekor bir kayıp serisinin ardından gelen çöküş, aktif para yöneticilerinden pasif fonlara kadar herkesin dünyanın ikinci en büyük endeksine sırt çevirdiği izlenimini güçlendiriyor.
Toplamda, 2021’de ulaşılan zirveden bu yana Çin ve Hong Kong hisse senetlerinin piyasa değerinden yaklaşık 6,3 trilyon dolar silindi. Bu kayıplar Beijing’in yatırımcı güvenindeki düşüşü durdurmaya çalışırken karşılaştığı zorlukların altını çiziyor. Yetkililer, zayıflayan ekonomiyi canlandırmak için büyük mali teşviklerin kullanılması yönündeki analizleri reddettikçe, traderlar işlerin ne zaman düzeleceğini değil, düzelip düzelmeyeceğini merak etmeye başladı.
Satış dalgası yuan ve türevlere yayılıyor
Çin varlıklarında yeni yılda yaşanan satışlar çoğunlukla hisse senetlerinde yoğunlaşırken, devam eden yabancı çıkışları para birimi üzerindeki aşağı yönlü baskıyı artıracak. Offshore yuan dolar karşı, 2023’te neredeyse %3 düştükten sonra bu yıl %1’den fazla zayıfladı.
Gama Asset Management SA küresel makro portföy yöneticisi Rajeev De Mello, “Yuan, ticaret ortaklarının para birimleri sepeti karşısında zayıflayabilir ve bu da yabancı yatırımcılar için tahvil performansının çoğunu silip götürebilir” dedi. “Politika faizlerinin sürekli şekilde artırıldığı Brezilya ve Meksika’nın öne çıktığını düşünüyorum. Enflasyonun düştüğü ülkelerin yerel para cinsinden tahvillerini ve para birimlerini tercih ediyorum” dedi.
Abrdn Plc’de Asya sabit gelirli yatırım direktörü Edmund Goh, “Bu noktada Çin tahvillerinde ağırlığı azalttık, bunun nedeni Hindistan ve Endonezya gibi piyasalarda getirilerin daha yüksek olması. Kore tahvilleri de mevcut seviyelerden daha fazla yukarı yönlü hareket edebilir” dedi.
Piyasayı sarsan rüzgarlar herke tarafından biliniyor: Çin’in emlak sektörü sorunlu bir nokta olmaya devam ediyor ve deflasyonist baskılar artıyor. Beijing ile Washington arasında uzun süredir devam eden çekişme, bu yılın sonlarında yapılacak ABD seçimleriyle birlikte yeni bir aşamaya taşınabilir.
Beijing sorunları biliyor, niye müdahale etmiyor?
Son günlerde, ABD faiz oranlarının gidişatına ilişkin belirsizlikler ve Çin yerel hisse senedi türevlerinin yakın zamanda sert satış yemesi tehdidi, yatırımcıların endişelerini artırdı.
Analistler güven eksikliğini gidermek için neden hanelere mali destek sağlanmadığı konusunda bölünmüş durumda. Ağustos ayında yayınlanan bir araştırma notunda, Rhodium Group analistlerinden Logan Wright, Çin’in mali teşvik sağlama becerisinin fazlasıyla abartıldığını savundu. Yakın zamanda yapılan bir telefon görüşmesinde Wright, Beijing’in bütçü araçlarının “genel olarak anlaşıldığından çok daha zayıf” olduğunu söyledi. “Sorun şu ki Çin, yatırım odaklı büyüme modelinin dışında çok fazla vergi toplayamıyor” diye ekledi. Beijing, borç yükümlülüklerine boğulmuş durumda. Sağlam bir vergi kaynağı yaratma mekanizması olmadan, bir zamanlar sahip olduğu nakit bazukaya sahip değil.
Sorun ideolojik olabilir mi?
Bir başka Çin uzmanı Yao Business Insider’a “Mali teşvik eksikliğinin ideolojik nedenleri olduğu sonucuna vardım” dedi. “Bir bakıma Xi Jinping kendi ekonomik düzenini geliştirmek istiyor. Batı’nın yaptığı, parayı tüketicilere israf etmek ve uzun vadeli getirisi olmayan şeyleri harcamak gibi bir hataya düşmekten kaçınmaya çalışıyor. Bu açıdan hanelere nakit desteği gibi konut-inşaat krizini çözmeye aday, fakat uzun vadeli sosyal getirisi olmayan icraatlardan kaçınıyor.”
Bloomberg, Business Insider, ParaAnaliz