Tahvil devi Pimco: Türkiye yatırım yapılabilir notu için yolda, her şey plana uygun giderse önümüzdeki beş yıl içinde

Pimco, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapsamlı bir ekonomik revizyona olan bağlılığının ülkeyi yatırım yapılabilir kredi notunu geri kazanma yoluna soktuğu iddiasıyla Türkiye’nin tahvil piyasasına giriyor.

Dünyanın en büyük tahvil fonu yöneticilerinden biri olan Kaliforniya merkezli şirket, Erdoğan’ın Mayıs ayındaki genel seçimleri kazanmasının ardından ekonomi politikasında yaptığı ani değişikliğin de etkisiyle geçen yılın ikinci yarısından bu yana Türkiye’nin TL cinsinden borçlarını satın alıyor.

Şirketin gelişmekte olan piyasalar ekibinin başında bulunan Pramol Dhawan, “Faiz oranları önemli ölçüde arttı, maliye politikası sıkılaştı … politika yapıcılar sürdürülemez programları gevşetmeye devam ediyor, yerel halkı liraya geri dönmeye ve ABD dolarından uzaklaşmaya teşvik ediyor … bu çabalar işe yarıyor” dedi.

Dhawan, fon şirketinin yerli Türk varlıkları konusunda “çok yapıcı” olduğunu da sözlerine ekledi.

Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke statüsüne geri dönmesi, birçok ekonomistin ülkenin bir ödemeler dengesi kriziyle karşı karşıya kalacağı ya da sermaye kontrolleri uygulamak zorunda kalacağı risklerinden endişe ettiği seçim öncesine göre dramatik bir dönüş anlamına gelecek. Dhawan, böyle bir yükseltmenin “her şey plana uygun giderse önümüzdeki beş yıl içinde” gerçekleşebileceğini söyledi.

Türkiye, 2016 yılında Erdoğan’a karşı gerçekleştirilen başarısız darbe girişiminin ardından yatırım yapılabilir ülke statüsünü kaybettiğinden, şu anda başlıca kuruluşlar arasında tek bir B notuna sahip ve beş ya da altı basamak birden düşmüş durumda.

Moody’s Investors Service geçtiğimiz Cuma günü Türkiye’nin görünümünü pozitife yükselterek B3 olan notunu yakında yükseltebileceğini açıkladı. “Enflasyon dinamiklerinin değişmeye başladığına dair işaretler, para politikasının güvenilirliğini ve etkinliğini yeniden kazandığının göstergesi” olarak değerlendirildi.

Yatırımcıların ve analistlerin Türk varlıklarına yönelik daha yapıcı bakış açısı, Erdoğan’ın Haziran ayında atadığı yeni ekonomi ekibinin, son yıllarda yabancı yatırımcıların kaçmasına neden olan geleneksel olmayan para ve maliye politikalarının çoğunu tersine çevirmesiyle ortaya çıktı.

Eski Goldman Sachs bankacısı Hafize Gaye Erkan liderliğindeki Merkez Bankası, 2022’de yıllık yüzde 80’in üzerinde bir orana ulaşan fiyat artışını soğutmak amacıyla geçen yaz yüzde 8,5 olan ana faiz oranını yüzde 42,5’e yükseltti. Erkan’ın faiz artışları Türk devlet tahvillerinde satışa yol açarak getirilerin yükselmesine ve yabancı fon yöneticileri için cazibelerinin artmasına neden oldu.

Politika yapıcılar ayrıca Türkiye’nin ciddi şekilde tükenen döviz rezervlerini yeniden inşa etmek için adımlar atmış ve aşırı iç talebi yavaşlatmak için vergileri arttırdı. Ayrıca geçtiğimiz yıl neredeyse yüzde 40 değer kaybederek ABD doları karşısında yaklaşık 30 TL ile rekor düşük seviyeye gerileyen lirayı savunmak için uygulanan maliyetli programı da hafiflettiler.

Dhawan, “Türkiye’nin bir kez daha yabancı sermaye çekmesi, enflasyonun düşürülmesi için gerekli bir ön koşul olan liranın istikrara kavuşmasına yardımcı olması muhtemel,” dedi.

Son yıllarda piyasayı neredeyse tamamen terk eden yabancı yatırımcıların geri dönmeye başladığına dair ilk işaretler var. Merkez Bankası verilerine göre, yabancı fon yöneticileri Haziran başından bu yana lira cinsinden Türk devlet tahvillerinden yaklaşık 2 milyar dolar satın aldı.

Geçtiğimiz hafta New York’ta JPMorgan tarafından düzenlenen bir etkinlikte yatırımcılarla bir araya gelen Erkan, fiyat istikrarını yeniden sağlamak için para politikasını gerektiği kadar sıkı tutma sözü verdi. Merkez Bankası, yüzde 65’e yaklaşan enflasyonun bu yılın ikinci yarısında düşmeye başlamasını bekliyor.

Geçen haftaki etkinliğe katılan bir kişi Erkan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “reformların etkisi ve ileriye dönük hedefler konusunda çok inandırıcı ve cesaret verici bir güncelleme yaptıklarını” söyledi.

Yine de birçok yatırımcı, Erdoğan’ın geçmişte ekonomi politikasında çok sayıda ani değişiklik yaptığına ve faiz oranlarını artırdığı için merkez bankası başkanlarını görevden aldığına işaret ederek Türkiye’ye temkinli yaklaşıyor. Mart ayında yapılacak yerel seçimler, Türkiye’nin son yirmi yıldır iktidarda olan liderinin yeni programa sadık kalıp kalmayacağının önemli bir testi olarak görülüyor.

Dhawan, “Yatırımcılar, son dönemde merkez bankası başkanlarının yüksek oranda değişmesi nedeniyle Türkiye’nin ekonomi politikasını yakından izliyor,” dedi. Ancak şu anda piyasa Türkiye’nin uyum sürecine bağlılığı konusunda iyimser,” diye ekledi.

FT