Sosyal Medya

Döviz

SABAH Bülteni:  Türk Lirası yeniden yurtdışı piyasalara paralel hareket etmeye başladı…

Peşinen söylemeliyim ki kurun dünkü hareketinin arkasında elle tutulur bir haber yok. Daha doğrusu yukarıda da izah ettiğim üzere Türk mali piyasalarını direkt olarak ilgilendiren bir durum da yok. Gelişmekte olan ülke para birimlerinin geneline yayılan bir tablo ile karşı karşıyayız. 

SABAH Bülteni:  Türk Lirası yeniden yurtdışı piyasalara paralel hareket etmeye başladı…

Gelişmekte olan ülke piyasaları, genele yayılan bir satış baskısı ile dün, son dönemlerin aksine farklı bir eğilim sergiledi. Başta Hindistan’daki seçim sonuçlarına ilişkin endişeler ve Güney Afrika para birimi Rand üzerindeki baskı kuran siyasi belirsizlik, neredeyse son iki aydır devam eden iyimser havanın sekteye uğramasına neden oldu. Hindistan Başbakanı Modi’nin, Hindu milliyetçi partisinin sürpriz bir seçim kararıyla parlamentoda salt çoğunluğunu kaybetmesinden sonra seçim sonuçlarına ilişkin belirsizlik Hindistan borsasının %5’ten fazla düşüş yaşanmasına neden olurken, Hint Rupisi ve Güney Afrika Randı dolar karşısında sert değer kaybetti. Hatırlatma yapmak gerekirse, geçen haftaki seçimlerde ANC’nin de çoğunluğu kaybetmesi -siyasi belirsizlik- Rand üzerinde baskıyı artırmıştı.

Dün yine benzer bir şekilde Japon Yeni’nin de değer kazanması, bizlere gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik carry trade işlemlerinin de kapanmaya başladığını anlattı. ‘Carry’ kelimesi, taşımak anlamına geldiğinden; finans piyasalarında bir varlığın taşınması, ondan sağlanan getiri demek olduğu için bu işleme de carry trade adı veriliyor. ‘Trade’ ise herhangi bir düşük faize sahip para birimini borçlanarak bu parayı, yüksek faiz getiren bir para birimine yatırmanızla beraber elde edilen kazanca deniyor. Bu bağlamda, başta gelişmekte olan ülke para birimleri satış baskısına maruz kalırken, olumsuz havadan hisse senetleri de nasibini aldı: MSCI gelişmekte olan piyasalar hisse senetleri endeksi, son yedi haftanın en büyük düşüşünü yaşadı.

 

 

Elbette, carry trade kapanırken, güvenli liman ABD dolarının da (dünyada) güçlenmesi, yerel seçimler ardından ivme kazanan Türk Lira rallisini bir nebze de olsun sekteye uğrattı. 32,20 seviyesinde uzun süre çakılı defans oynayan USDTRY kuru, dün yurtdışı gelişmelere kayıtsız kalamayarak süratle 32,60 seviyesine kadar yükseldi. Hâliyle, uzun süredir sessiz olan müşterilerimizin de dün bizleri arayıp aniden hatırımızı sorma ihtiyacı duyduklarını da not edelim. Bir kez daha anladım ki, Türk İnsanının barometresi döviz kuru! Neyse konuyu çok da dağıtmayım…

Peşinen söylemeliyim ki kurun dünkü hareketinin arkasında elle tutulur bir haber yok. Daha doğrusu yukarıda da izah ettiğim üzere Türk mali piyasalarını direkt olarak ilgilendiren bir durum da yok. Gelişmekte olan ülke para birimlerinin geneline yayılan bir tablo ile karşı karşıyayız.

Lâkin ortada önemli bir konu husus var o da Türk Lirası’nın uzun yıllardır otoritenin kontrolünde olduğu düşünülürse, dün yaşanan yükselişin -tekrar etmek gerekirse belki de büyük bir fonun gelişmekte olan ülke para birimlerinden toplu olarak pozisyon azaltımıdır- TL üzerinde var olan değerlenme baskısını bir tık da olsa frenlediğini gördük. TCMB’nin kurun yükselişe karşı bir duruş da sergilememesi, TL’nin yeniden yurtdışı piyasalar ile kopan bağının kuvvetlenmeye başladığı anlamına geldiğini düşünüyoruz. Daha basit bir yaklaşımla, bir zamanlar yan kulvarda koşan Polonya, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan para birimlerinden keskin bir şekilde ayrışarak kendi iç dinamikleri ile koşan Türk Lirası, yeniden yurtdış dinamiklerle korelasyon göstermeye başladı.

 

Dün TCMB Başkanı Karahan, sıcak para hedefleri olmamasına rağmen, uygulanan politikaların dolaylı da olsa sıcak para girişlerine yol açtığını, son 1,5 aylık zaman diliminde rezervlerde yaşanan iyileşmenin yaklaşık üçte birinin yabancı kaynaklı olduğunu söyledi. Hazır yolu gelmişken, TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervlerinin hafta başı eksi 5 milyar dolar seviyesine kadar gelerek yerel seçimler ardından 69 milyar dolar iyileştiğini not edelim. Bu noktada dün açıklanan iki adet veriye yer vermek isterim. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) tarafından yayımlanan verilere göre, otomobil ve hafif ticari araç pazarı Mayıs’ta geçen yılın aynı dönemine göre %10,1 azalarak 100,305 adete geriledi. Mayıs verisini tek başına zayıf olarak yorumlamak çok zor keza Nisan ayına göre %32 artış yaşanmış! Bu da bize ana eğilimin hâlen daha ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan, TCMB’nin dün yayınladığı reel efektif döviz kuru verilerine göre TL değerlenmeye devam ediyor. TÜFE bazlı endekse göre sene başına göre %11 geçen yılın Haziran ayına göre ise yaklaşık %20 değerlenme görüyoruz. TL’nin aşırı şekilde değerlenmesi de pek sağlıklı bir tabloya işaret etmiyor!

Hülâsa, TL’nin 32,20 seviyesinde çakılı defans oynamasının çok da iyi bir durum olmadığını pek çok kez bültenimizde dile getirmiştik. TL’nin son 2 ayda değerlenme eğiliminde olmasına rağmen biz sene sonu için USDTRY kurunda sene başı bilanço çalışma kuru olan belirlediğimiz 40 seviyesini (riskler aşağı yönlü olsa da) değiştirmedik. Dün yaşanan yükselişi gelişmekte olan ülke para birimlerinin genelinde görülen olumsuz seyre bağlarken, içinde bulunduğumuz yaz aylarında, TL’nin reel anlamda değerlenmeye devam edeceğini, havaların soğuması ile birlikte kurun biraz daha hızlı koşacağını düşünüyoruz. Hülâsa, kurun yukarı yönlü biraz da olsun hareketlenmesini normal hatta sağlıklı olarak yorumluyoruz! Alıştığımız tablodan farklı bir piyasa ile karşı karşıya kaldığımız dünkü günde, son dönemde ciddi anlamda ralli yapan bankacılık hisseleri belirgin oranda kayıplar yaşayarak günü %4 düşüşle tamamlarken, ana endeksi de neredeyse %2 aşağı çekti. CDS risk primi ise hafif de olsa yukarı kıpırdayarak 265 baz puana yükseldiğini not edelim.

ABD’de ise dün açıklanan Nisan ayı istihdam verisi JOLTS (İş Olanakları ve İşgücü Ciro Anketi) üç yıldan fazla bir sürenin en düşük seviyesine gerileyerek beklentileri karşılayamadı. Zayıf istihdam verisi FED’den neredeyse her gün değişen faiz indirim beklentilerini yine kuvvetlendirdiğini görüyoruz. Piyasa tahmincilerine göre sene sonuna kadar 45 baz puan faiz indirimi -neredeyse 2 kez- kuvvetlenirken, ilk faiz indirimi için oklar Eylül ayına işaret ediyor. 10 yıllık gösterge ABD devlet tahvilinin faizi dün zayıf istihdam verisi ardından son iki ayın dibi olan %4,30 seviyesine kadar geriledi (geçen hafta %4,63 seviyesin test etmişti).

 

GADT  abonelere özel rapor:  Siyasette yeni dönem Erdoğan-Özel zirvesi ile başlıyor

Son dönemde ciddi mânâda değer kazanan gümüş ise dün olumsuz havadan nasibini aldı. Gümüşün ons fiyatı 29,70 dolar seviyesine kadar gerilerken, altının ons fiyatı ise 2,335 dolar seviyelerinde salınmaya devam etti. Gümüşte haftalık kapanışın 30 doların altında olması durumunda, taşıdığımız uzun pozisyonlarımızı gözden geçireceğiz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı ise 77 dolar seviyesinin altına sarkarak son dört ayın en düşük seviyesini test etti. Petrolün gerilemesi, Türkiye ve KKTC gibi net enerji ithal eden ülkelerin cari açık ve enflasyonla mücadelesine katkı sağlayabileceğini not edelim.

ABD borsaları, dün sevimsiz devam eden günün gecesini en azından küçük de olsa artıda tamamlamayı başarabildi. Dow Jones sanayi endeksi %0,4 yükseliş kaydederken bu sabah Asya’da kararsız bir havanın hâkim olduğunu görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası, Yen’in değer kazanması ile %1 geriledi. Küresel mali piyasaların gündeminde bugün Almanya ve Euro bölgesinde hizmetler PMI, ABD’de Cuma günü açıklanacak resmî istihdam verisi öncesinde ADP özel sektör istihdamı, hizmetler PMI ve ISM hizmetler endeksi yakından takip edilecektir.

 

 

Emre Değirmencioğlu (@emredegirmenci5)

Grup Müdürü, Hazine Bölümü, Kıbrıs  İktisat  Bankası

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler