Döviz
BofA ve Morgan Stanley’den faiz artışı beklentisi
BofA, bu yıl TCMB'den faiz indirimi öngörmediklerini bildirirken; ikinci çeyrekte ilave artışlar mümkün olabileceğini belirtti ve "Ancak bizim baz senaryomuz bu yönde değil" dedi. Morgan Stanley ise, ikinci çeyrekte ek faiz artırımı risklerinin arttığını gördüklerini kaydetti.
BofA: TCMB ilk defa TL’deki reel değerlenmeye açıkça atıfta bulundu
Bank of America’nın (BofA) değerlendirmeler şöyle: “Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini sabit tutmakla birlikte mevcut parasal duruşun korunacağı ve daha da sıkılaştırılabileceği mesajını verdi. Yeni Başkan Fatih Karahan yönetiminde yayımlanan açıklamada teknik detaylar önemli ölçüde iyileştirildi ve bankanın tepki fonksiyonuna ilişkin daha net mesajlar yer aldı. Enflasyon beklentilerinin yanı sıra politika yeterliliğinin değerlendirilmesinde temel araç olarak “aylık enflasyon eğiliminin” altı çiziliyor.
Ocak ayında bu eğilimdeki artış, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) projeksiyonları ve bizim tahminlerimizle uyumlu olarak, haklı olarak “aya ve zamana bağlı fiyat ve ücret ayarlamalarına” bağlanıyor. Banka, hizmet ve gıda fiyatlarındaki yapışkanlığın yanı sıra jeopolitik gelişmelerin enflasyon patikası üzerindeki risklere dikkat çekiyor.
TCMB ilk defa TL’deki reel değerlenmeye açıkça atıfta bulunarak “Sıkı parasal duruştaki kararlılık, enflasyondaki düşüşün temel unsurlarından biri olan Türk lirasının reel olarak değer kazanması sürecine katkı vermeye devam edecektir” demiştir. Bunun dövizdeki sıçrama endişelerini hafifletmeye yardımcı olabileceğine inanıyoruz. Banka, para biriminde büyük bir değer kaybının beklenmemesi gerektiğini açıkça belirtti. Bu yıl yaklaşık %5-10 reel değerlenme görmeye devam ediyoruz, ancak CA açığında beklenenden daha keskin bir düşüş bundan daha fazlasını destekleyebilir.
Ek sıkılaştırmaya ilişkin yönlendirme daha şahin
Ek sıkılaştırmaya ilişkin ileriye dönük yönlendirme artık daha net ve daha şahin: Enflasyon görünümünde “belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi” (“enflasyon görünümüne ilişkin belirgin ve kalıcı risklerin ortaya çıkması”) halinde para politikası duruşu “sıkılaştırılacak” (“Kurul duruşu yeniden değerlendirecek”). Yeni cümlede sadece yeniden değerlendirmenin yönü daha net olmakla kalmıyor, aynı zamanda enflasyonda bir bozulma beklentisinin bile tekrar artırım için yeterli olacağını özetliyor.
TCMB, ilk cümlesine “süreklilik” kelimesini ekleyerek yönlendirmesini güçlendirmiştir: “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş gözlenene ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar politika faizinin mevcut düzeyi korunacaktır.” Dolayısıyla, bu yıl hala herhangi bir indirim görmüyoruz. Ücret artışlarının talep etkisinin beklenenden daha güçlü olması halinde, 2Ç’de ilave artışlar mümkün olmakla birlikte bizim baz senaryomuz bu yönde değildir. TCMB, enflasyon raporu basın toplantısında ve açıklamasında, kendisi için önemli olanın aylık enflasyon eğilimi olduğunu açıkça belirtmiştir, bu nedenle baz etkileri nedeniyle manşette bir düşüşe dayalı indirim beklentileri bizce gerçekçi değildir.
Son dönemde zorunlu karşılıklarda ve döviz korumalı hesaplara ilişkin faiz ödemelerinde yapılan değişiklikler mevduat faizlerinin yükselmesine neden olmuştur (Ek 2). TCMB, “piyasa likiditesindeki gelişmelerin yakından takip edileceğini ve ihtiyaç duyulduğunda sterilizasyon araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağını” belirtmiştir.”
Morgan Stanley: İkinci çeyrekte ek faiz artırımı riskleri arttı
Morgan Stanley ekonomisti Hande Küçük, “Politika faizinin yılın son çeyreğine kadar yüzde 45’te sabit tutulacağına ilişkin tahminimizi koruyoruz. Ancak ikinci çeyrekte ek faiz artırımı risklerinin arttığını görüyoruz” dedi.
Raporda “Enflasyon risklerinin daha güçlü vurgulanması, bizce, geçen aya kıyasla ek faiz artırımlarının daha muhtemel olduğu anlamına geliyor” değerlendirmeleri yer aldı.
Küçük, Merkez Bankası’nın ek faiz artırımı yapıp yapmayacağına karar vermeden önce şubat ve mart ayı enflasyon verilerini bekleyeceğini öngördü.