Borsa
Tufan Cömert/BBVA: TCMB Faiz Kararı Ardından Piyasa Görünümü
TL, faiz artırımının ardından degerlenmeyecek gene, ama TCMB'nin omuzlarındaki yükü net bir sekilde hafifletecek. Ote yandan, geçen Haziran ayından bu yana resmi politikanın bu olması nedeniyle TL'de reel değerlenme görmeyi bekliyoruz.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, seçimlerden hemen önce beklenmedik (ama pek de sürpriz olmayan) bir kararla politika faizini %45’ten %50’ye yükseltti. Ayrıca, Merkez Bankası gecelik borçlanma ve borç verme faiz oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının sırasıyla 300 baz puan altında ve üstünde ayarlanmasına karar verildi (Bu daha önce 150 baz puandı, yani gecelik fonlama oranı artık likidite koşullarına bağlı olarak %53’e kadar çıkabiliyor).
TCMB, enflasyon görünümüne yönelik tehditleri kabul ederek metni kapsamlı bir şekilde değiştirdi. TCMB hâlâ 2024 yılının ikinci yarısında enflasyondaki düşüşün sağlanacağını bekliyor. Makro ihtiyati tedbirler konusunda TCMB kendinden emin ve bunların piyasa mekanizmasının işlevselliğinin ve makro finansal istikrarın korunmasına yardımcı olduğunu söylüyor.
Türkiye Piyasalarına Etkileri
TRY: Faiz artırımı hic kuskusuz ki enflasyon endişelerini hafifletecek ve daha da önemlisi seçim sonrasında Sn. M. Şimşek’in pozisyonuna ilişkin olumsuz soylentilerin ortadan kalkmasına yardımcı olacak. Son dönemde yerli yatırımcıların döviz talebinin arkasında da bu kaygılar ya da spekülasyonlar da vardı. TL, faiz artırımının ardından degerlenmeyecek gene, ama TCMB’nin omuzlarındaki yükü net bir sekilde hafifletecek. Ote yandan, geçen Haziran ayından bu yana resmi politikanın bu olması nedeniyle TL’de reel değerlenme görmeyi bekliyoruz.
TL tahvil piyasasi: Verim eğrisinin kısa tarafi bugüne kadar TCMB’nin fonlama maliyetine (%46,3) yakın işlem görerek carry için bir miktar marj bıraktı. Ancak yarından itibaren fonlama maliyeti daha da artacak ve bu da kısa tarafi bir kez daha uzak durulmasi gereken bölge haline getirecek. TCMB artık daha sıkı olduğundan, uzun vadeli tahviller daha fazla değer sunuyor. TL likidite koşullarına bağlı olarak 10 yıllık tahvil getirisi %25 bileşik seviyelere doğru düşmeye devam edebilir.
Eurobondlar: Türk tahvilleri, yeni ihraçlar, derecelendirme kararları gibi spesifik koşullar nedeniyle oluşan kısa süreli ayrisma dönemleri dışında, son dönemde çoğunlukla küresel trendi takip ediyor. Bu artışla birlikte Türkiye’nin alışılmışın dışında bir ekonomik yapıya geri döneceğine dair endişeler de ortadan kalkacaktır. Politika normalleşme süreci ve daha fazla not artışı beklentisi doğrultusunda, CDS’nin 280-290 baz puan civarina gerilemesi ile birlikte TR tahvil faizleri daha da dusebilir.
Borsa: Kisa vadede bankalar acisindan sikintili bir donem olsa da politikalarin normallesmesi, enflasyonu dusurucu hamlelerin devami, bir sure sonra bankalarin yeniden karlarini artirmalarina yol acacak. Bu donemde isletme sermayesi ihtiyaci yuksek, kisa vadeli borclanmasi artan sirketlerden uzak durmak gerekir. Net nakit fazlasi olan, faiz ile ilgili bir hassasiyeti de olmayan sirketler acisindan guzel bir ortam.
Endeks seviyesi tahmini yapmiyorum, ancak yeni faiz ortaminda eskidan kullanilan risksiz faiz oraninin guncellenmesi gerektigini dusunuyorum, yani sektorun uzerinde karar kildigi 11-12 bin seviyeleri bence yuksek bu ortamda.
Tufan Cömert’in X paylaşımıdır