Sosyal Medya

Borsa

SABAH Bülteni: İçimdeki TL âşkı bambaşka…

Rezervler artıya geçerken, yabancı yatırımcı Türkiye'ye geri dönerken, azalan DTH ile bakıldığında, yerel para biriminden uzaklaşma eğilimi olarak gördüğümüz ters para ikâmesi yani dolarizasyon eğiliminin de azalmaya başladığını büyük bir mutluluk ile görüyoruz.

SABAH Bülteni: İçimdeki TL âşkı bambaşka…

 

Bu sene Fenerbahçe yine şampiyon olamadı, bir türlü deşarj olamadık. Genellikle bu tip tezahüratların karşı takımı övmek için değil yermek için kullanıldığını biliyoruz. Lâkin bizim gündemimiz gerçekten ‘bambaşka’.

(i) TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net yabancı para pozisyonu 29 Mayıs tarihi itibariyle 1,9 milyar dolar daha iyileşerek eksi 8 milyar dolar seviyesine geldi. Hazine’nin TCMB’de tuttuğu 8,8 milyar döviz mevduatını da hesaplamalarımıza dâhil ettiğimde (eklediğimizde), manşet rakamın yaklaşık artı 0,9 milyar dolar seviyesine gelerek 4,5 yıl ardından artıya geçtiğine şahit oluyoruz. Biz, Hazine’nin TCMB’de tuttuğu dövizi eurobond (vadesi geldiğinde) ödemesinde kullanacağından hesaplamalarımıza dâhil etmiyorduk. Çok da önemli değil keza TCMB bu süratle giderse haftaya neresinden tutarsan tut rezervlerin artıya geçtiğine de şahit olacağız.

(ii) Her hafta açıklanan TCMB ve BDDK bültenlerini büyük bir titizlikle irdelediğimizi sadık okuyucularımız pekâlâ biliyordur. Dün açıklanan DBBK verilerine göre, 24 Mayıs ile biten haftada, bir nevi yabancı para enstrümanı olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları da dâhil, yabancı para mevduatın toplam mevduat içinde payı %52 seviyesine gerileyerek neredeyse son 4 senenin en düşük seviyesini test etti. Yani? Dolarizasyon eğilimi azalıyor!

 

(iii) TCMB’nin açıkladığı menkul kıymet istatistiklerine göre, 24 Mayıs ile biten haftada yurtdışı yerleşiklerin devlet tahvili portföyü yaklaşık 1,6 milyar dolar artarken, hisse senetlerinden ise sadece 27 milyon dolar ile sınırlı bir çıkış yaşandığını not edelim. Böylelikle, yabancı yatırımcının yerel seçimler ardından geçen son 9 haftada yaklaşık 7,5 milyar dolar devlet tahvili alımı gerçekleştirdiği görüyoruz. Hatırlanacağı üzere, JP Morgan’ın tahvil endeksinde Türkiye ağırlığını arttırması sonrası bu tip bir ivmelenmenin yaşanacağını paylaşmıştık. Yani? Yabancı TL ve TL cinsi varlıklara ilgi göstermeye devam ediyor.

(iv) Yurtiçi yerleşiklerin Döviz Tevdiat Hesapları (DTH) yine yerel seçimleri de içine alacak şekilde baktığımızda, Mart ayının son haftasına göre (son 9 haftada) 15,2 milyar dolar azalarak 170,6 milyar dolar seviyesine gerileyerek Ağustos 2003 yılına geri döndü. Yani? Yurtiçi yerleşiklerin de döviz sevdası azalma eğiliminde.

(v) Yabancı indinde Türkiye’nin risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 260 baz puan seviyesinin altına gelerek son 4 yılın en düşük seviyesinde işlem görüyor. Hatırlanacağı üzere geçen sene bu zamanlar -Cumhurbaşkanlığı seçimleri dönemimde- CDS risk primi mevcut seviyenin nerdeyse 3 katı idi. Yani? Yabancının Türkiye algısı hızla iyileşiyor!

Şimdi (i+ii+iii+iv+v) bilgileri bir araya getirdiğimizde, manşetimizin kulağa daha da hoş geldiğini düşünüyoruz. Rezervler artıya geçerken, yabancı yatırımcı Türkiye’ye geri dönerken, azalan DTH ile bakıldığında, yerel para biriminden uzaklaşma eğilimi olarak gördüğümüz ters para ikâmesi yani dolarizasyon eğiliminin de azalmaya başladığını büyük bir mutluluk ile görüyoruz. Hazinenin başında olan bir kişi olarak, yaşanan olumlu gelişmeleri bir fiili (sahada) tecrübe ettiğimi de rahatlıkla söyleyebilirim.

 

Elbette her ilacın bir şifa bir de yan etkisi vardır misali TL’nin değerlenmesinin TÜİK’in açıkladığı dış ticaret istatistiklerine de yansıdığını görüyoruz. Nisan ayı verilerine göre, ithalat 29,1 milyar dolar ihracat ise 19,3 milyar dolar olurken, Nisan ayı dış ticaret açığı da 9,86 milyar dolar olarak gerçekleşti. Nisan ayının kısa bir ay olmasına rağmen neredeyse aylık 10 milyar dolar açık rakamını (son 9 ayın en yükseği) oldukça yüksek bulduk! Bu olumsuz tabloda yurt içinde hâlen daha güçlü görünen tüketim talebi ve beraberinde TL’de yaşanan değerlenmenin payı olduğunu düşünüyoruz.

Bu bağlamda, hafta başı 32,15’li seviyelere kadar gevşeyen USDTRY kuru, haftanın ikinci yarısında 32,30 seviyelerinde kadar yükselerek hafif de olsa kıpırdanmaya başladı. Yukarıdaki paragraf ile birlikte değerlendirirsek, kur cephesinde bir miktar yükselişi sağlıklı olarak görüyoruz. Bu kıpırdamanın da bir trend değişikliğine işaret etmeyeceği, enflasyonu dizginlemek için otoritenin döviz piyasasında var olan hakimiyetini devam ettireceğini, yaz aylarında artan turizm gelirleri ve diğer mevsimsel faktörlerin de yardımı ile döviz arzında yaşanacak artışın da yardımı ile hareketin sınırlı olacağını düşünüyoruz. Kuvvetle muhtemel sonbahar ile birlikte döviz kurunun daha süratli koşmaya başlayacağını da not etmiş olalım. Sene başı için bilançoya yazdığımız çalışma kuru olan psikolojik 40 USDTRY seviyesinin biraz altında bir gerçekleşme ile karşılaşacağımızı da düşünmeye başladık.

Yurtdışı cephede ise ABD’nin ilk çeyrek büyümesinin aşağı yönlü revize edilmesi, yatırımcıları faiz indirimleri beklemeye yönlendirirken dolar diğer para birimlerine karşı zayıfladı. ABD ekonomisi yıllık %1,3 büyürken, bu oran önceki tahmin olan %1,6’nın altında kaldı. Zayıf büyüme verisi ardından 10 yıllık ABD Hazine getirileri %4,55 seviyesine geri çekilirken, dolar endeksi ise dün günü sert bir düşüşle tamamladı. Faiz vadeli piyasalarına göre, birden fazla faiz indiriminden, Kasım veya Aralık ayına kadar sadece bir indirim beklentisi fiyatlanırken, enflasyonu %2 hedefine indirmenin zorlu bir mücadele olacağı görüşünün hâlen daha ağır bastığını görüyoruz.

Para birimleri liginde ABD tahvil getirisini hafif de olsa gerilemesinin yardımı ile EURUSD paritesi 1,0820 seviyesine toparlarken, kıymetli madenlerin ise son günlerde olduğu üzere bir miktar da olsa gerileme eğiliminde olduğunu not edelim. Gümüş hafta ortası 32,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından bu sabah 31 dolar seviyesine kadar geriledi. Teknik bir bakış açısıyla haftayı tercihen 31,40 olmadı destek seviyesi olarak gördüğümüz 30 doların üzerine tamamlayıp tamamlayamacağına dikkat edeceğiz. Altın ve bitcoin ise daha sakin bir görünüm çizerek sırası ile 2,350 ve 69bin dolar civarında salınmaya devam ettiğini not edelim.

Bugün piyasaların gündeminde FED’in favori enflasyon göstergesi olan Nisan ayı Kişisel Tüketim Harcamaları verisi (PCE) buluyor. Veri öncesinde ABD borsalarının dün geceyi satıcılı bir seyir ile tamamladıklarını görüyoruz. Nasdaq %1, Dow Jones ise %0,9 gerilerken, bu sabah pasifiğin diğer ucunda temkinli iyimser bir havanın egemen olduğunu görüyoruz. Tokyo’da çekirdek tüketici enflasyonunun Mayıs ayında hızlandığını ancak yakıt etkisi hariç fiyat artışlarının yavaşladığını gördük. Bu durum, merkez bankasının bir sonraki faiz artırımının zamanlamasına dair belirsizliği artırdı. Gösterge endeks Tokyo borsası %0,7 Hong Kong borsası ise %1 yükseliş kaydetti. Her ne kadar gözler ABD’de açıklanacak PCE verisinde olsa da, Türkiye’de büyüme, Euro bölgesinde enflasyon ve ABD Chicago PMI verisine de bakacağız. Yeni seçim döneminin favorisi olarak gösterilen Trump, hakkında uzun süredir devam eden davada suçlu bulundu. Bunun da bir ilk olduğunu not edelim. Herkese iyi bir hafta sonu dilerim.

 

 

Kıbrıs İktisat Bankası sabah raporundan alıntı

Yazar:  Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler