Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Borsa’da Trump bereketi

8 Kasım 2024

 

 

Trump ABD’de başkanlık yarışını kazanıncaya kadar Borsa hususunda oldukça karamsar bir görüşe sahiptim. Yerleşikler  TL mevduatta yeterince kazandığı için zaten kar beklentilerinin sürekli düştüğü hisse senetlerinde alıma iştahlı değildi.  Her Gelişmekte Olan Ülke (GOÜ, Piyasa = GOP)  borsası için hayat kaynağı olan yabancı yatırımcı inine çekilmiş, Trump kazanırsa paranın nereden nereye kayacağı hesabını yapıyordu. Belirsizlik bundan da ibaret değildi.  Trump’ın kazanıp, Kongre’nin Demokratlar (DEM) ve Cumhuriyetçiler (CUM) arasında paylaşılması  başkanın ekonomik ajandasını hayata geçirmesini geciktirebilirdi. Son olarak da, bir çok meslektaşımın tersine, TCMB’nin bu sene faiz indireceğine hiç ihtimal vermiyordum, Enflasyon Raporundan  sonra hiç vermiyorum.

Çarşamba günü, Trump’ın yanında CUM’un Kongre’de de tulum çıkartmasıyla bu karamsar manzaraya aniden güneş doğdu.  Trump’ın liderleriyle iyi geçindiği 3 ülke arasında Türkiye de var. Diğerleri Rusya ve Macaristan.  ABD-Türkiye arasında ilişkilerin düzelmesi bir kaç makro-fon için alım sebebi olabilir, ama Borsa’ya çok para getirmez.  Fakat, Trump ajandası çok iyi incelendiğinde Borsa İstanbul ve daha genel olarak TL cinsi varlıkların GOP içinde  avantajlı konumlardan birine oturduğu gerçeği sarih şekilde ortaya çıkar.

 

GADT RAPORU: TRUMP AMERİKA’YA KAYYUM ATAYACAK (BİZ DE ENFLASYONA ATASAK?)

İç dinamiklerden hiç bir fayda sağlayamayan, üstelik kayyum atamaları yüzünden siyasette tırmanan gerginlikten nem kapan Borsa’ya Trump bir hayat öpücüğü olacak.

Anlatayım.

Trump Çin mallarına %60, diğer ülkelerden gelen ithal mallara ise %10 veya %20 gümrük vergisi salacağını vadetti. Dediğini yapacak da, zaten ABD siyaseti ve halk nezdinde gümrük vergileri popüler. Bizim ABD ile ticaretimiz çok cüzi. Bir Çin, bir Meksika, Almanya vergilerden  darbe yer. Bizi kasmaz.

Trump Çin ekonomisini dinamitleyecek. Beijing zaten bu tehlikeyi gördüğü için bu günlerde 5 yılda $1.4 trilyon ekstra harcama içeren yeni teşvik paketi açıklıyor. Ama, yetmez.  Hanehalkı tarihi bir güven bunalımı yaşarken, Çin’in yarının teknolojilerinde küresel pazar hakimiyeti için dev miktarda üretim kapasitesi kurması yalnız ABD ve AB değil, tüm dünya devletlerini kızdırıyor. Yakında, Çin’in ekonomik  yayılmacılığı bir çok sanayide dumping cezaları ve vergilerle engellenecek. Çin dünyanın bir numaralı ihracatçısı, ama ithalatı  da yabana atılır değil. Çin’e yüksek miktarda ihracat yapan ekonomilerde şoklar yaşanacak. Bu da bizi kasmaz. Çin’e ihracatımız yok denecek kadar az.

Trump’ın tamamen gümrük vergileriyle ekonomiyi yönlendirme hayali ve yasa dışı göçmenlerin kovulması ABD’de enflasyonu yükseltecek. Fed’in Ocak 2025’ten sonra faiz indirimlerini sürdürmesi zor olacak. Ayrıca, vergi indirimleri de bütçe açığını yükselterek devlet tahvili faizlerini yukarı itecek.  Bu durumda, Dolar Endeksi yükselir.  Bir çok GOÜ Merkez Bankası para birimlerini devaluasyondan korumak için zamansız parasal sıkılaştırmaya gidecek. Bu konuda da Türkiye’nin bir sıkıntısı yok. Faiz zaten yüksek.  Üstelik, hem siyasi irade, hem Mehmet Şimşek’in enflasyonla mücadele programı güçlü TL politikasını destekliyor.  TCMB’nin brüt rezervi $160 milyarın üstünde, cari açık çok mütevazi. Yani, ABD doları ve faizlerin yükselmesinin TL üzerinde baskı yaratacağını düşünmek akıl dışı. Bu durumda carry trade akımlarının yeniden coşmasını bekliyorum.

Hatta, Trump’ın askerini Suriye’den çekmesi ve/ya S-400’ler karşılığında Türkiye’nin F-35 programına davet edilmesi gibi olumlu vakalar  tematik fonlardan yüksek miktarda swap parası cezbederek, TCMB’nin kur üzerinde kontrolünü yitirmesi sonucunu getirebilir. Sakın yanlış anlamayın. Kastettiğim, TCMB’nin doların düşmesine boyun eğmesidir.   Bu senaryoda, KKM’den süratle çıkan mevduat TL’ye yığılır.  Efektif (TLREF) faiz de düşer.

Hatta, bir noktada TL’nin değer kazanması o kadar hızlanabilir ki, TCMB enflasyonla mücadele kadar finansal istikrarı korumaya da odaklanıp,  Mart’ta beklediğim ilk faiz indirimini daha erkene çekebilir.

ABD’de 2025 yılında yükselen enflasyon ve bir nebze zayıflayan bir ekonomi göreceğiz. Çin ekonomisi sendeliyor. ABD’den gelecek ekstra petrol ve doğal gaz üretimi yavaşlayan küresel taleple karşılaştığında, Brent’in 6 ay içinde $50/varile düşmesi beni şaşırtmayacak. Düşünün, sene başında gelir zamlarından maliyet dayağı yiyen Borsa şirketlerinin enerji maliyetleri düşecek. Karşımıza 2025 yılı için umulandan daha güçlü bir kar manzarası çıkacak.

Zaten, 2025 şirket karları için hiç de kötümser değilim. Enflasyon muhasebesinin sonuçları fiyatlarda, ama iç talep bir türlü zayıflamıyor. İç piyasaya çalışan şirketlerin kar görünümü yukarı yönlü sürprizler yapabilir.

Bir kaç hafta içinde önde gelen aracı kurumların strateji raporlarında 2025 BİST-100  Endeks hedeflerini yukarı çekmesini bekliyorum.  Artık hemen hepsi Türkçe’ye çevrilen global yatırım bankası raporlarında da Türk hisselerinin tavsiye edilenler arasına girmesi söz konusu.

35 yıllık kariyerimde kimseye hisse al veya sat demedim, kendim de hisse trade etmem. Ama, bu koşullarda benzerlerine göre F/K ve F/DD bazında çok ucuza işlem gören BİST’in artık ralliye başlaması için oldukça umutluyum.

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları