Deniz Yatırım piyasa görüşü:  Fitch ardından neler olabilir?

Türk varlıklarına yönelik Haziran 2023’ten bu yana sıklıkla dile getirdiğimiz orta vadeli pozitif yönlü düşüncelerimizi koruyoruz. Ocak-Şubat aylarında gerçekleşen hisse senedi piyasası gelişmelerini abartılı bulduğumuzu özellikle Şubat ayında paylaştığımız sabah stratejilerimizde birçok kez >9000 puan bölgesinde belirtmiştik. Beklediğimiz düzeltme hareketinin hisse senetleri nezdinde şayet sürpriz Fitch gelişmesi olmasaydı yerel seçimler öncesinde 8600-8800 aralığına bir kez daha geri çekilme şeklinde olmasını beklemeye devam edebilirdik.

Ancak, kısa vadeli işlemlerde temkin modumuzu bir nebze daha pozitife yükseltiyor ve iştahımızı artırıyoruz. BIST 30 endeksi ve bankacılık sektörü hisseleri başta olmak üzere, likiditesi yüksek, kurumsal yapısı güçlü ve halka açıklık süresi uzun olan, yabancı yatırımcı ile geçmişi bilinen hisse senetlerine olan ilginin Fitch sonrasında artmasını ve BIST 100 endeksinin yeniden $3 bölgesine yakınsamasını bekleriz.

Ancak, tüm bu kısa vadeli beklentilerimizin yanında yine bir süredir artan biçimde yüksek sesle tartıştığımız şu gerekçeler nedeniyle temkin modumuzdan tam olarak ayrılamadığımızı da eklemek isteriz:

1. Genel seçimler ölçeğinde önemli görmesek de yerel seçimlere çok az bir zaman kalmasının lokal yatırımcılarda travmatik Mayıs seçimleri sonrasındaki piyasa tepkilerini canlı tuttuğunu düşünüyoruz ve bu yönde geri bildirimler alıyoruz. Özellikle de FX piyasası işlemleri açısından.

Pozisyonumuz, iki dönemin farklı dinamiklere sahip olduğu ve özellikle de para politikası cephesinde atılan adımların etkisinde azalma riski yarattığını düşündüğümüzden bu tarz bir FX piyasası gelişmesi beklemediğimiz yönünde. Son 2 haftalık süreçteki talep yönlü gelişmeler ise, gerek mevsimsel gelişmeler gerek devam eden KKM’den çıkış süreci gerek yabancı yatırımcı cephesindeki sınırlı çıkış gerekse de Mayıs 2023’e yönelik algı kanalının aktif duruma geçmesi kaynaklı. En azından bizim okumamız bu şekilde.

Enflasyon muhasebesi uygulamasının henüz masanın her 3 tarafında yer alanlar nezdinde tam olarak anlaşılmadığını ve etki-tepki sürecinin Haziran’dan sonra çok daha aktif olacağını değerlendirmemiz.

Bizim durduğumuz noktada karşılaştığımız örnekler, ne şirketler kesiminin, ne yatırımcıların ne de analiz kısmında yer alanların tam anlamıyla enflasyon muhasebesi sürecini anlayabildikleri yönünde. Biz, kendimizi de konudan bağımsız tutmuyoruz. Bu nedenle uzun bir aranın ardından ilk kez bu dönemde YP raporlama yapan şirketler haricinde kar tahmini yapmamayı tercih ettik ki bu düşüncemizin hala daha en sağlıklı yaklaşım olduğu görüşündeyiz. Açıklanan rakamların da ne denli kafa karışıklığı yarattığını finansalların ardından gösterilen sürpriz-farklı piyasa tepkilerinden fazlasıyla teyit edebiliyoruz.

iii. Yerel seçimler sonrasında ekonomideki olası yavaşlama patikasını ve enflasyonla mücadele kapsamında devreye alınabilecek ek başlıkların henüz piyasa işlemcileri tarafından net şekilde algılandığı kanaatinde değiliz. Bir önceki maddede yer alan enflasyon muhasebesi kafa karışıklığı ile birlikte okunduğunda, süreç içerisinde portföy dağılımı yapmanın bir miktar kafa karışıklığı yaratacağına inanıyoruz. Son 1-2 haftadaki piyasa tepkisini de kısmen bu eksende okuyoruz.

1. TCMB’nin devreye aldığı son önlemler mevduat faizlerinde aşağı yönlü yan etkiye neden olabilir; bu nedenle TCMB’den mevduat faizlerine yönelik ek hamleler gelme olasılığını masadan kaldırmıyoruz. Sahadaki gözlemlerimiz Aralık ayından bu yana hep aynı sonucu işaret ediyor: lokal yatırımcıların tercihlerinde mevduat faizlerinin önemli bir yeri var. Aralık ayındaki mevduat faizi yükselişi her ne kadar dönemsel gerekçelerle birlikte açıklanabilir olsa da -çeyrek sonu bilanço düzenleme eğilimi, faizlerin yukarı yönde sıkışması- BIST üzerinde satış baskısı yaratan unsurlardan birisiydi, belki de en önemlisiydi. Geride kalan haftada tüketici kredilerinin aylık artış hızına yönelik %2’ye çekme şeklinde TCMB’nin attığı adımı son derece yerinde ve doğru bulmakla birlikte, bankacılık kesiminde olumsuz yan etki olarak mevduat faizlerinde aşağı yönlü risk barındırabilir. Bu da TCMB’nin mevduat faizlerinin yüksek olmasına yönelik hassasiyetinde ek önlemleri devreye alma durumunu gündeme getirebilir. Bu konudaki duruşu Başkan Karahan ve Başkan Yardımcısı Akçay’ın Ankara’daki Enflasyon Raporu sunumundaki tutumlarından gayet iyi biliyoruz.

BIST 100 için yıl başlangıcında paylaştığımız 11800 puan beklenti seviyesine (12-ay ileri) sadık kalıyoruz. Portföylerde Ekim ayından bu yana inatçı bir şekilde önerdiğimiz perakende, telekom, holding, seçici olmak kaydıyla otomotiv, yaklaşan sezonsallık etkisiyle havacılık ve genel endeks ağırlığının altında ya da paralelinde bankacılık sektörü, yine seçici olunarak hikaye barındırdığını düşündüğümüz small-cap tarafına ağırlık verilebilir. Mevcut fiyatlamalar üzerinden uzun yıllardır diğer meslektaşlarımız ile birlikte yaptığımız emsal ülkeler ile olan iskonto hesaplamalarımıza ise bir süre için bakmanın hata barındırdığına inanıyoruz. Zira enflasyon muhasebesi kaynaklı şirketler ve endeks nezdinde çarpanlar da değişime uğruyor. Her ne kadar majör bir değişiklik beklemesek de yine de MayısHaziran döneminden sonra bu tarafa bakmak daha doğru olabilir.

Ülke risk priminde kısa vadede -yeni hafta ile birlikte- 5y vadede 280-300bp bandına geri çekilme, GOÜ emsallerimiz ile aramızdaki spreadin ise mevcuttaki 157bp bölgesinden 115-120bp bölgesine hareket etmesini öngörüyoruz. Türk eurobondlarında kısa vadede önemli bir cazibeden söz etmek kolay olmamakla birlikte -yeni açılacak pozisyonlar özelindeorta/uzun vade perspektifinde ise beklediğimiz ülke risk primi azalışı ve yabancı girişi ile birlikte getiri avantajının devam ettiği kanaatindeyiz.

Deniz Yatırım “Fitch sonrası kısa vadeli düşüncelerimiz” raporundan alıntıdır

Yazar:  Orkun Gödek