Çetin Ünsalan Yazdı: TÜİK verileri sorgulanacak mı?
2 Temmuz 2023Ekonomide her şeyin gerçek değerine dönmesi ümidini taşıdığımız bir süreçten geçiyoruz. Dolar yakarak dövizi baskılamaktan vazgeçen Hazine ve Maliye Bakanlığı ve sembolik faiz artışıyla niyetini belli eden Merkez Bankası bunun en önemli gerekçesi oldu.
Bir kere daha altını çizeyim ki ortada yükselen bir dolar kuru ya da faiz oranı yok. Eksilerde gezen, baskılanmış ve çarpıtılmış değerlerin normal seviyelerine gelmesi süreci var. En azından açıklanan enflasyon kadar değer kaybetmiş bir Türk Lirası ve faiz, sıfır noktasıdır.
Bunun üstü ve altı için faizin düşüklüğünden ya da doların değersizleşmesinden veya yükselip, değer kazanmasından söz edebiliriz. Zaten ülkede mal ve hizmet üreten insanların da beklentisi bu. Gerçek değerlerin ortaya çıkması… Aksi takdirde maliyet yapamadıkları gibi, ihracat için fiyat da veremiyorlar.
Elbette bu durum çalışanlar için de geçerli. Niteliğini ve reel durumunu kaybetmiş verilen değerler satın alma gücünü eritirken, gelen ara zamlar da soruna çare olamıyor. Tam bir kısır döngü içerisindeyiz.
Ekonomi yönetimi düzeltme işlemine ne kadar devam edecek; düzeldikten sonra nasıl bir yol haritası izleyecek onu hep birlikte göreceğiz. Bir kereliğine doğru yapmaları doğru yolda oldukları anlamına gelmiyor. Zira reel noktaya gelindiğindeki iktisadi tercihler de en az bunun kadar önemli. İhtiyatla takip etmek lazım.
Fakat döviz ve faizinizde bu tavrı gösterip, şayet bunu işsizlik, enflasyon, büyüme gibi TÜİK ve Merkez Bankası tarafından açıklanan diğer verilere de yaymazsanız sonuç almak mümkün değil.
Enflasyonun açıklanacağı haftadayız. Burada da bir iyileşme niyeti olup olmadığını göreceğiz. Stagflasyona doğru yol aldığımız bir süreçte, yine gerçekçi olmayan enflasyon açıklamaları bir çuval inciri berbat eder.
Türkiye’de işlerin düzelmesiyle ilgili bir umut taşıyacaksak, TÜİK verilerinin mutlaka mercek altına alınması, hatta bunların nasıl bu kadar manipüle edildiğinin de tespit edilerek, sorumluları hakkında idari soruşturma yürütülmesi gerekir. Zira milyonlarca insanın zararına neden oldular.
Bu söylediğim subjektif bir değerlendirme değil. Zaten herkes ne yaşadığını biliyor ama son açıklanan işsizlik raporlaması meseleyi bir kere daha gündeme getirme ihtiyacını doğurdu. Raporlama Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na ait.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından da onaylanan ‘İşgücü Piyasasındaki Gelişmelerin Makro Analizi’ isimli rapor, açıkça ülkede insanların nasıl işsiz sayılmadığını ortaya koyarken, aynı zamanda işsizlik rakamlarının da açıklananın çok üzerinde olduğunu bir kez daha gösterdi.
Çalışmaya göre ülkede açıklanan işsizliğin iki katı oranında ilave işsiz var. Atıl işgücü diye icat edilen bir ucube ile bu insanları yok saymak sorunu ortadan kaldırmıyor. Ülkede Cumhurbaşkanlığı’nın raporlamasına göre işsiz sayısı, 2023 ilk çeyrek gerçekleşmeleri bazında 11 milyon 533 bin.
Yani neredeyse işgücünün üçte biri kadar işsiz söz konusu olduğunu gösteriyor. Bu insanları bir takım sıfatların altına sokmanız, günün sonunda işsiz oldukları ve eve ekmek götüremedikleri gerçeğini ortadan kaldırmıyor. 2018 yılından bu yana ilave 4 milyon işsiz geldiğini net bir biçimde ortaya koyuyor.
Üstelik bu rakamların da ihtiyatlı oranlar olduğunu ve gerçeği yansıtmadığının altını çizmek lazım. Lakin sadece bu durum bile TÜİK verilerinin mercek altına alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
4 milyon hanenin sosyal yardım alarak ayakta kalmaya çalıştığı bir ülkede şayet verilerinizi düzeltmezseniz, hem sorunları çözemez, hem de veri çağının dışında kalırsınız. O nedenle ekonomiyi rayına oturtmaya niyetlenen ekonomi yönetimine tekrar soruyorum. Verilerle yüzleşme ne zaman olacak?