Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Seyyanen zam…’
13 Temmuz 2023Bugünlerde çok sık duyduğunuz bir tanımlama, eşit miktarda, yani seyyanen… İnsanların gelir artışlarında yeterli miktar yapılmayınca, ardından seyyanen zam devreye giriyor ve herkes de beklenti içine sokuluyor.
Aslında seyyanen yapılan zamlara toptan itiraz edilmesi gerekir. Öncelikle hemen artışın ardından böyle bir uygulama gündeme geliyorsa, bunun bir kaç anlamı vardır. Öncelikle artışta baz aldığınız enflasyon verisi gerçeği yansıtmıyordur.
Şayet yansıtsa, ardından bir fiyat düzenlemesi daha yapma ihtiyacı doğmaz. Esasen bu süreçte çok sık yaşadığımız seyyanen uygulaması, ülkedeki enflasyonun tartışmalı olduğunu ve kimsenin gerçeğini de yansıtmadığını net bir biçimde kanıtlamaktadır.
İnsanlara seyyanen zam verenlerin, dönüp bu ortamı açıkladığı verilerle hazırlayan TÜİK’e de bir gerekçe sorması gerekmiyor mu? Elbette gerekiyor ama bu kadar büyük tartışmalar yapılırken, idari soruşturma bile ortada yok.
Seyyanen zam aynı zamanda keyfiyet demektir. Yani size açıkladığımız enflasyon miktarına ilaveten, ‘gönlümüzden koptu’ cinsinden verilen bir miktardır. Teşbihte hata olmazmış mesele bir tür ulufeye dönmüş vaziyette.
Keyfi olarak gelirlerinize artış yapanların, yine keyfi olarak giderlerinize de artış yapacağı gerçeğini unutmamalısınız. Oysa gelişmiş ülkelerde veriler gerçektir ve bunun üzerinden yapılan düzenlemeler de kimse tarafından tartışılmaz.
Kimse de kendi cebinden verir edasıyla bu tip rakamları ortalığa dökemez. Çünkü bütçe disiplini ve kullanma ilkesi denilen hususlar vardır ve mutlaka onay almanız gereken mercileri içerir.
Seyyanen zam meselesinin bir diğer sakıncası ise kıdemler arasındaki dengesizliği büyütmesidir. 10 yıllık çalışan ile yeni başlayana aynı miktarda artış verirseniz, şayet bu enflasyon gibi yüzdesel kriterlerle gerçekleşmiyorsa, aradaki maaş farkını kapatır.
Bu durum hem eski çalışanlar arasında huzursuzluğa neden olur, hem de telafi etmek istiyorsanız, işletmelerin içinde ekstra maliyetleri beraberinde getirir. Yani ekonomik olarak da, iş barışı bakımından da akılcı değildir.
Tüm bu gelişmelerin ışığında şunun altını çizelim ki, insanların gelirlerinin artırılmasına ihtiyaç var. Ama bunu ‘bence’ diyerek yaptığınız açıktan para veren yöntemler yerine, gerçek veriler üzerinden, hakkaniyete yakın oranlarda vererek yapmalısınız.
Aksi takdirde o ekonomide verimlilikten kıdem farkına, insanların işyerlerine aidiyetten performanslarına kadar bir çok başlıkta hayal bile edemeyeceğiniz olumsuzlukların doğmasına neden olursunuz.
Esasen seyyanen meselesi bir gösterge. Şayet bir ekonomide veriler, gerçekler ve performans üzerinden değerlendirmeler yapmak yerine, maaşlardan uygulamalara her şeyi keyfiyete bağlarsanız, oradaki sorunların da içinden çıkamazsınız.